Bağış: Türkiye spor endüstrisinden pay almalı
-
Başmüzakereci Bağış, "Türkiye'nin spor endüstrisinden pay almasını istiyoruz" dedi
SPOR AKADEMİLERİ CARİ AÇIĞA ÇÖZÜM OLACAK
Spor kulüplerinin her sezon yabancı oyuncu transferlerinde, milyarlarca euro harcaması dış ticaret dengelerinde ibrenin ithalat tarafında kalmasına neden oluyor. Aynı zamanda bomba transferlerle göz boyayan kulüpler büyük bir borcu da sırtlamakta. Peki bu sürdürülebilir bir yöntem mi? Kulüplerin mali yapıları ne kadar dayanabilir?
Yurtdışında takım sporlarının yanı sıra bireysel sporlar açısından sistem nasıl işliyor?
Yurtdışında, kulüplerin yanında özel sektörün desteklediği spor akademileri devreye giriyor. Temel spor eğitimini akademilerde alan sporcular eğitim kaygısı çekmeden hem profesyonellik yolunda daha güvenle ilerliyor. Aynı zamanda bir sporcunun yetişmesindeki maliyetleri özel sektör devletin üzerinden alıyor. 'İki artı iki daha dört eder' misali başarı da kaçınılmaz oluyor.
Türkiye'de özellikle mali disiplinin sıkıca uygulandığı bir dönemde kamu borç stoğunu artırıcı giderlerden kaçınılması istenmekte. İşte bu arada devreye özel sektör desteği girmeli.
Spor İş Konferansında görüşlerini aldığımız Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, konuyu özetle şöyle toparlıyor. 'Spor endüstrisi dediğimizde milyarlarca Euro'luk bir ekonomiden bahsediyoruz ve Türkiye'nin bu pazardan pay almasını istiyoruz.Yabancı oyunculara verilen miktarlar aslında ihracat ithalat dengesi açısından değerlendirmek gerek.
Belki de spor akademileri oluşturup çocuklarımızı genç yaştan milli sporcular yetiştirmek Türkiye'nin uzun vadede bu ticaret açığını ortadan kaldırma açısından önemli olacak.Onu da bu vesileyle değerlendirme imkanı olacağız.Türkiye'de spor etkinliklerinin artmış olması ve uluslar arası etkinliklerin İstanbul'u adres olarak görmeye başlamaları, Türkiye'nin bu sektörde de ben de varım deme noktasında iddialı olduğunu ortaya koymuştur.Ekonomik olarak ulusal çıkarlarımız açısından değerlendirmeliyiz. Örneğin Almanya Milli Futbol Takımının en önemli oyuncusu Mesut Özil öz be öz Türk evladımız.Demek ki bizde genetik olarak bu yeterlilik var.Bunu sadece iyi değerlendirmemiz lazım.''
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, ise ''Sponsorluk noktasında ayakları yere basan bir yapının yolu elbette ki özel sektörden geçiyor.Türkiye yıllar önce özel sektörün yapacağı sponsorluklara mali alanda yer vererek masraf gösterilmesini sağlayan bir yol açıldı.Dünyada örneklerini inceliyorum.Mesela İspanya 1992 Barcelona Olimpiyatlarının ardından futbol, atletizm ve teniste hızlı bir çıkış yakaladı.İspanya olimpik branşların her birine sponsorluk desteği oluşturmuş.O sponsorlara da televizyonda reklam desteği sağlamış böyle bir beraberlik oluşturmuş'' dedi
Hande Berktan
hberktan@ bloomberght.com