Yılmaz: Asgari ücretin artışı kamu için bir yük değil
-
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Asgari ücretin artışı kamu için bir yük değil. Kamuda belli bir yükü var ama kamu için net olarak bakarsanız bir gelir kaynağı aslında" dedi
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, asgari ücretin artışının kamu için bir yük olmadığını belirterek, "Kamuda belli bir yükü var ama kamu için net olarak bakarsanız bir gelir kaynağı aslında. Asgari ücret arttıkça vergi ve primler de artıyor, dolayısıyla kamu gelirlerine net olarak bir faydası var" dedi.
Yılmaz, TRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Asgari ücretin artışının kamu için bir yük olmadığını belirten Yılmaz, "Kamuda belli bir yükü var ama kamu için net olarak bakarsanız bir gelir kaynağı aslında. Asgari ücret arttıkça vergi ve primler de artıyor, dolayısıyla kamu gelirlerine net olarak bir faydası var" ifadelerini kullandı.
Asgari ücrette asıl meselenin ekonomi, özel işletmelerin yükü olduğunu vurgulayan Yılmaz, asgari ücret artınca işletmeler üzerinde bir miktar yükün arttığını; ama vergi ve prime esas olacak şekilde asgari ücret gösterdiği anda çalışanlarına daha fazla ücret ödeyen bir çok işletmenin olduğunu bildiklerini de dile getirdi.
Bir tarafta çalışanların beklenti ve talepleri, diğer tarafta işletmelerin yükü olduğuna işaret eden Yılmaz, bunlar arasında dengeyi kurmaya çalıştıklarının altını çizdi.
Bekar, evli ve çocuğu olmayan bir asgari ücretlinin gelecek yıl net bin 300 lira alacağını anımsatan Yılmaz, evli ve 3 çocuklu bir asgari ücretlinin ise net olarak bin 380 lira alacağının altını çizdi.
Yılmaz, bunu dengeleyecek şekilde işletmelere dönük desteklerini artırdıklarına da dikkati çekti.
- "Biz 2023'e gideceksek, vakit kaybetmememiz lazım"
Cevdet Yılmaz, "7 Haziran'dan sonra bir siyasi belirsizlik ortamına girdik. Ama siyasi istikrarsızlık yaşatmadık çok şükür. AK Parti tek başına hükümet olamasa da 7 Haziran'dan sonra hem terörle mücadelede, hem ekonomik politikalarda işleri gerçekten çok iyi bir şekilde yönetti. Bir an dahi bir yönetim boşluğu oluşturmadı" dedi.
7 Haziran'dan sonra oluşan siyasi belirsizliğin ekonomi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirten Yılmaz, kasımdan sonra siyasi belirsizliğin ortadan kalkacağını, çünkü 1 Kasım'dan sonra 4 yıl seçim olmayacağını söyledi.
Yılmaz, "Siz 1 Kasım'dan sonra kesin bir hükümetin kurulacağını düşünüyorsunuz?" sorusunu, "Elbette, öyle düşünüyorum. İnşallah tek başına Ak Parti hükümeti, değilse artık halkımızın kararı ne ise o ortamda değerlendirilecektir. Ama biz şuna inanıyoruz; tek başına istikrarlı bir hükümet Türkiye'nin ihtiyacı. Biz 2023'e gideceksek, vakit kaybetmememiz, hızlı hareket etmemiz lazım" şeklinde yanıtladı.
Türkiye'nin 1 Kasım'dan sonraki 4 yıllık dönemi reformlarla değerlendirmesi gerektiğini anlatan Yılmaz, bunları yaptığı zaman Türkiye'nin lig atlayacağını dile getirdi.
Yılmaz, Türkiye'yi yüksek gelir gurubuna geçirme hedefi ile hareket ettiklerinin altını çizdi.
- "Siyasi istikrarın devamı ile çok daha iyi günler görülecek"
Yılmaz, dünyada bu kadar çalkantı, ülke içinde siyasi belirsizlikler, yakın coğrafyada jeopolitik riskler ve terör saldırıları olduğu halde Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini söyledi.
"Demek ki temellerimiz sağlam" diyen Yılmaz, siyasi istikrarın devamı ile çok daha iyi günlerin görüleceğini dile getirdi.
Doların seyrine ilişkin bugün yaşananların normal bir durum olmadığını anlatan Yılmaz, şu anda oynaklığın yüksek olduğunu, ama bir süre sonra piyasanın oturacağının altını çizdi.
Ortam oturduğu zaman spekülatif hareketlerin de azalacağını vurgulayan Yılmaz, o zaman doların daha dengeli bir noktaya geleceğini ifade etti.
Yerli otomobil konusunda da değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, yerli oto, yerli uçak ve savunma sanayisine yönelik üretimlerin Türkiye'de bilgi ve tecrübe birikimi sağlayacak projeler olduğuna dikkati çekti.
"Başkaları yapabiliyor da biz niçin yapmayalım? Türkiye artık bu özgüvene sahip" diyen Yılmaz, bundan sonraki sürecin artık Ar-Ge'nin ticarileşme süreci olduğunu, Türkiye'nin Ar-Ge'den daha fazla para kazanması gerektiğini söyledi.
Yerli otomobil için bir üreticinin çıkabileceğine işaret eden Yılmaz, gerekli teşvikler oluşturulur, iyi hesaplama yapılırsa girişimcilerin de ellerini taşın altına koyabileceklerinin altını çizdi.
Yılmaz, Türkiye'ye vize serbestisi verememelerinin AB'nin ayıbı olduğunu vurgulayarak, "Avrupa'yı bu anlamda zorluyoruz ve belli bir aşamaya getirmiş durumdayız. Anladığım kadarıyla bu süreç hızlanacak ve vize serbestisi konusunda adımlar atılmış olacak. Bu sevindirici" ifadelerini kullandı.
AB'nin güçlü bir ekonomi olmasına rağmen az sayıda sığınmacı dahi gittiğinde büyük sorunlar çıktığını gördüklerine dikkati çeken Yılmaz, Türkiye'nin milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ama bugüne kadar uluslararası alandan yeterince destek göremediğini, sığınmacı meselesinin insanlığın meselesi olduğunu ve sadece bir ülkeye bu işin yüklenmesinin adaletsizlik olduğunu sözlerine ekledi.
AA