EBRD/Martinez: EBRD'nin Türkiye'ye ilgisi devam ediyor

Enerji ithalatının, hem endüstriyel rekabette makro ekonomik istikrar hem de çevresel sürdürülebilirlik üzerinde dikkat edilmesi gereken bir etki yapabileceğini anlatan Martinez, "Bunlar, bizim Türkiye'deki temiz enerji ve kaynak etkinliği yatırımlarının geleceği hakkındaki olumlu görüşümüzün altında yatan unsurlardır. Sürdürülebilir enerjinin geleceği parlak sektörlerden biri olduğuna inanıyoruz ve Türkiye de EBRD için önemli bir odak noktasıdır." diye konuştu.

Türkiye'deki projelerinin neredeyse yarısının enerjinin sürdürülebilir kullanımını teşvik etmeye yönelik olduğuna işaret eden Martinez, şöyle devam etti:

"Bu yatırımlar, yenilenebilir enerjinin maliyetlerindeki azalan fiyatlarla da fayda sağlıyor. Bugün, güneş ve rüzgar üzerine kurulu 1 megavat kapasitenin maliyeti, 1 milyon dolardan az. Bu da fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında, enerji maliyetinin üretimi için teknoloji maliyetlerini daha rekabetçi kılıyor. Türkiye ayrıca dünyada jeotermal sondaj maliyetinin düşük olmasından da yararlanıyor. Bu da Türkiye'nin Batı Anadolu'daki teknolojik başarısıyla açıklanabilir."

"Türkiye'nin önünde uzun bir yol var"

Martinez, Türkiye'nin sürdürülebilir kaynak potansiyeli avantajını ele alması için önünde uzun bir yol bulunduğuna işaret etti.

Buna ek olarak 2020 yenilenebilir enerji destek mekanizmasının yatırımcıların geleceğine netlik kazandırmak için er ya da geç tanımlanması gerektiğini vurgulayan Martinez, "Rüzgarda 20 bin, güneşte 5 bin megavat güneş hedeflerini başarmak kesinlikle Türkiye'nin ekonomisine bütün olarak katkı sağlayacak ve doğa dengesini koruyacaktır." ifadelerini kullandı.

Martinez, EBRD ve Temiz Teknoloji Fonu'nun (CTF) Türkiye'deki jeotermal enerji projelerini desteklemek için yenilikçi bir finansman şeması geliştirdiğini de aktardı.

Martinez, enerji piyasasında şu anda, yabancı yatırımcıların bölgesel pazarı iyi bilen yerli yatırımcılarla ortak girişimler oluşturduğunu anlattı.

Müşterilerinden biri olan Alman EnBW'yi örnek veren Martinez, şirketin ortak girişim çatısı altında Borusan ile birlikte hareket ettiğini ve Türkiye'deki temiz enerji portföyünü geliştirip güçlendirdiğini söyledi.

Bunun gibi CEZ, ACWA, EDF ve RWE gibi pek çok örnek verilebileceğini dile getiren Martinez, bunların yanı sıra sürdürülebilir enerjiye tek başına yatırım yapan birçok firma olduğunun da altını çizdi.

EBRD'nin talebe dayalı bir kuruluş olduğunu ve yerel talebi karşılamak amacıyla Türkiye'de Orta Ölçekli Sürdürülebilir Enerji Finansmanının (MidSEFF) uygulama alanını genişletmekten memnuniyet duyduklarını belirten Martinez, şunları kaydetti:

"Program genişledi ve şimdi toplamda 1,5 milyar avroya ulaştı. Bu program çerçevesinde, yenilenebilir enerji kapasitesine ek olarak 800 megavatın üzerinde inşaata yardım amacıyla 7 Türk bankası aracılığıyla 47 proje finanse edildi. Avrupa Birliği'nin (AB) EBRD'ye hibe fonundan birleştirilmiş 6,8 milyon avro desteği, bankaların müşterilerine uzman tavsiyesi sağlamasına olanak sağlıyor. Başarılı Türk şirketlerinden hisse almak bu şirketlerin büyümesi için sağladığımız katkılardan sadece biri. Her zaman, enerji sektörünün de içinde bulunduğu fırsatları gözlüyor olacağız. EBRD'nin Türkiye'ye ilgisi devam ediyor."

Bankanın portföyünün yarısının sürdürülebilir enerjiye aktarıldığını vurgulayan Martinez, ayrıca EBRD'nin 2009'dan bu yana Türkiye'nin en büyük 2 rüzgar tarlası Bares ve Rotor, Avrupa'nın ise ikinci büyük jeotermal güç santrali Efeler'in de içinde olduğu 75 projeye toplam 3 milyar avrodan fazla finansman sağladığını sözlerine ekledi.