Uluslararası piyasalara bunlar damga vurdu
-
Uluslararası piyasalarda geçen hafta, Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin küresel ekonomi üzerinde yarattığı baskılar ve Yunanistan'ın tahvil takası görüşmeleri öne çıktı
Piyasalarda Euro krizi, Yunanistan'ın özel sektör kreditörleriyle yürütülen tahvil takası görüşmeleri ve Avrupa Birliği'nin (AB) İran'a yönelik petrol ambargosuna ilişkin kaygılar öne çıktı. Altın fiyatları değer kazanırken, ABD Doları bazı önemli para birimleri karşısında değer kazandı. Yılın son işlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı da 99 dolar seviyelerinde işlem gördü.
Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonomik büyümeye ilişkin tahminlerini aşağıya çekti.
Fon, yayımladığı son Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, Euro Bölgesindeki borç krizinin tırmanmakta olduğu ve bunun da bu yıl küresel ekonomiyi yavaşlattığı tespitine yer vererek, küresel büyümeye ilişkin tahminlerinde keskin bir düşüşe gitti ve ülkelere bütçe kesintilerinden çok büyümeye odaklanılması ve güveni yeniden tesis edici politikalar izlenmesi çağrısı yaptı.
Raporunda IMF, geçen Eylül'de yüzde 4 olarak açıkladığı küresel büyümeye ilişkin tahminini, bu yıl için yüzde 3,3'e düşürdü.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Euro Bölgesi'ndeki borç krizi nedeniyle bölge ekonomilerindeki büyümenin bu yıl belirgin bir şekilde yavaşlamasının beklendiğini bildirdi.
EBRD'nin 29 ülkeyi kapsayan ekonomik görünüm raporunda, geçen yıl yüzde 4,8 büyüyen EBRD ülkelerinin bu yıl ortalama büyümesinin yüzde 3,1'e gerileyeceği tahmininde bulunuldu. Banka, Ekim ayında açıkladığı tahmininde, bölge ekonomisinin 2011'de yüzde 4,5, bu yıl ise yüzde 3,2 büyüyeceğini öngörmüştü.
-Fitch'in beklenen kararı-
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, aralarında İspanya ve İtalya'nın da bulunduğu Euro Bölgesi'ne üye 5 ülkenin uzun vadeli kredi notunu düşürdü, kredi not görünümlerini de ''negatif'' olarak belirledi.
Kuruluştan yapılan açıklamaya göre, Fitch, İtalya'nın ''A '' olan uzun vadeli kredi notunu iki kademe düşürerek ''A-'', İspanya'nın ''AA-'' olan uzun vadeli kredi notunu iki kademe düşürerek ''A''ya, Belçika'nın ''AA '' olan kredi notunu bir kademe düşürerek ''AA''ya, Slovenya'nın ''AA-'' olan kredi notunu iki kademe düşürerek ''A''ya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin ''BBB'' olan kredi notunu ise bir kademe düşürerek ''BBB-''ye çekti.
Kuruluş, İrlanda'nın ''BBB '' olan uzun vadeli kredi notunu teyit etti, ancak kredi not görünümünü ''negatif''e çevirdi.
Fitch, pek çok ekonomistin 2012 yılında ya durgunluk ya da resesyon beklediği söz konusu ülkeler için ekonomik görünümün giderek bozulduğuna dikkati çekerek, Euro Bölgesi'nde krizin ancak daha geniş kapsamlı bir ekonomik toparlanma ile çözülebileceğini vurguladı.
Ekonomik ve mali istikrarı sağlamak için Euro Bölgesi yönetiminde daha fazla yapısal reform gerektiğine vurgu yapan kuruluş, bazı ülkeler için spesifik kaygılar bulunduğunu ifade etti.
Bu arada, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), Societe Generale, Credit Agricole ve BPCE'nin kredi notlarını bir basamak düşürdü.
Kuruluştan yapılan açıklamaya göre, Fransız bankaları Societe Generale, BPCE ve Credit Agricole'un uzun vadeli kredi notları bir basamak indirildi.
S&P, Fransız finans kuruluşu Caisse des Depots et Consignations'un (CDC) uzun vadeli kredi notu da ''AAA''dan ''AA ''ya düşürürken, BNP Paribas'nın ''AA-'' olan uzun vadeli kredi notunu teyit etti.
-''Liderler daha fazla irade göstermeli''-
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, ağır borç kriziyle mücadele eden Euro Bölgesi'nde liderlerin krizi çözmek üzere daha fazla irade göstermesi gerektiğine dikkati çekerek, Euro Bölgesi'ne üye ülkelerin krizle başa çıkabilmek için daha geniş bir güvenlik duvarı oluşturması gerektiğini belirtti.
Bölgeye üye 17 ülkenin ortak para birimi Euro'ya ilişkin piyasaların güvenini kazanmak için ortak tahvili savunan Lagarde, Eurobond'un güvenin kazanılmasına katkı yapacağını söyledi.
Lagarde, Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) miktarının 500 milyar euroya çıkarılmasına ilişkin tartışmalara da destek verirken, 2013 yılında sona erecek Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) ve Temmuz ayında yerini alması beklenen Avrupa İstikrar Mekanizmasının (ESM) kaynaklarının ortak bir potada birleşmesinin Avrupa'ya güven anlamında çok güçlü bir sinyal olabileceğini söyledi.
Öte yandan, ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, AB'nin taahhütlerini yerine getirmesi koşuluyla ABD'nin IMF'nin kaynaklarının artırılması konusunda düzenleme yapabileceğini belirtti.
-Avrupa ekonomisi-
Almanya Başbakanı Angela Merkel, borç krizine girecek ülkeler için güvenlik şemsiyesini oluşturacak ve EFSF'nin yerini alacak olan ESM için ayrılacak miktarın iki katına çıkarılmasına karşı çıktı.
Merkel, şimdiki güvenlik şemsiyesi EFSF'in yeterli olduğunu belirterek, Almanya'nın euronun kurtarılması için temelde her zaman her şeyi yaptığını belirtti.
ESM'in hızlı bir şekilde oluşturulması gerektiğini ifade eden Merkel, Almanya'nın bu fona yapacağı ödemeleri daha hızlı yapmaya hazır olduğunu kaydetti.
Merkel, Yunanistan'daki mali krizin aşılmasında uluslararası toplumun ve Yunan hükümetinin tüm çabalarına rağmen başarısız olunduğunu söyledi.
''Avrupa'daki ekonomik krizin henüz aşılmadığını'' ifade eden Merkel, ''Tabii, diğer yandan Yunanistan ile ilgili özel durum söz konusu. İki yıldan beri yapılan tüm çabalara rağmen, ne Yunanlılar, ne de uluslararası toplum durumu istikrara kavuşturmayı başaramadı'' dedi.
Bu konuda sürekli yardım paketleri hazırlanmasının sorunun çözümüne yardımcı olmayacağını söyleyen Merkel, Almanya'nın yardım konusunda olanaklarının sınırsız olmadığını belirtti.
Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, ''Finansal işlemler vergisi konusunda AB ölçeğinde politik bir anlaşma sağlanabilir mi yılın ilk çeyreğinde bilmek istiyoruz'' dedi.
Tutumlarının açık olduğunu, mümkün olduğunca hızlı bir çözüme ulaşılıp ulaşılamayacağını öğrenmek istediklerini ifade eden Schauble, AB ölçeğinde bir terslik olması halinde Euro Bölgesi'nde finansal işlemler vergisinin hayata geçirilmesi olasılığını değerlendireceklerini vurguladı.
İtalya Başbakanı Mario Monti, Avrupa'yı yiyip bitiren ekonomik, finansal ve sosyal krizin üstesinden gelmenin üye ülkelerin elindeki yapısal reformlara bağlı olduğu uyarısında bulunarak, aynı zamanda Avrupa politikalarıyla desteklenmeyen reformların başarılı olamayacağının altını çizdi.
İtalya'nın Avrupa'da sınav altında olduğunu ifade eden Başbakan Mario Monti, parlamentonun hükümeti desteklemeye devam etmesi gerektiğini belirtti.
İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya ve Fransa'nın önerisi olan, Avrupa genelinde finansal işlemler vergisi projesini, Avrupa'nın büyümeyi güçlendirme arayışında olduğu bir dönemde ''çılgınlık'' olarak değerlendirdi.
İspanya'da işsizlik oranı, geçen yıl sonu itibariyle yüzde 22,85 ile 1995 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
İspanya Ulusal istatistik Enstitüsünün (Ine) verilerine göre, ülkedeki işsiz sayısı geçen yıl Aralık ayı sonu itibariyle 5 milyon 273 bin 600'e ulaştı. Ülkedeki işsiz sayısı, geçen yılın üçüncü çeyrek sonunda 4 milyon 978 bin düzeyinde bulunurken, işsizlik oranı da yüzde 21,52 seviyesindeydi.
İngiltere İstatistik Ofisinin verilerine göre, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) geçen yılın son üç aylık döneminde çeyrek bazda yüzde 0,2 daraldı. Ekonomistler, ülke ekonomisinin söz konusu dönemde yüzde 0,1 daralacağını tahmin ediyordu.
İngiltere'nin gayrisafi yurtiçi hasılası geçen yılın tamamında ise yüzde 0,9 büyüdü.
-Yunanistan'ın borç sorunu-
AB Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu Başkan Yardımcısı Olli Rehn, Yunanistan ile ülkenin borcunun gönüllü olarak 100 milyar euro silinmesi amacıyla yürütülen tahvil takası görüşmelerinde anlaşmanın hafta sonunda tamamlanabileceğini bildirdi.
Öte yandan, Euro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, özel bankalar gibi kreditör ülkelerin de Yunanistan'ın borçlarının bir kısmından vazgeçmesi gerekebileceğine dikkati çekerek, özel kreditörlerle olası bir anlaşmanın ardından hükümetlerin kamu yardımının gerekli olup olmadığını sormaları gerekebileceğini bildirdi.
Juncker, yaklaşık 45 milyar euro Yunan tahvili elinde bulunduran Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da borç yeniden yapılandırmaya katkı sağlayabileceğini ifade etti.
ECB'nin de Yunanistan'la ilgili yürütülen müzakerelere katılımını isteyen IMF Başkanı Christine Lagarde sektörün kilit bir role sahip olduğunu söyleyerek, özel ve kamu sektörünün katılımındaki dengenin önemini vurguladı.
Uluslararası Finans Enstitüsü Direktörü Charles Dallara, borçların yeniden yapılandırılmasını öngören anlaşmanın başarısızlığa uğraması halinde Avrupa'nın istikrarının tehlikede olduğunu söyledi.
Yunanistan, Mart ayına kadar özel banka ve finans kuruluşlarını 100 milyar euroya kadar gönüllü borç silmeye ikna edemezse iflas seçeneğine başvurmak zorunda kalacak.
-ABD ekonomisi ve diğerleri-
ABD ekonomisi, geçen yılın dördüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2,8'le 2011 yılının en yüksek büyüme oranını gösterdi. Ekonomistler, ABD ekonomisinin dördüncü çeyrekte ise yüzde 3 büyüyeceğini tahmin ediyorlardı.
Ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) geçen yılın tamamında ise yüzde 1,7 artış gösterdi. Bu oran, yüzde 3 ekonomik büyüme kaydedilen 2010 yılının yaklaşık yarısına denk geliyor.
Japonya, geçen yıl 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunami felaketi, yendeki aşırı değerlenme, enerji faturalarındaki artışın etkisiyle 1980 yılından bu yana ilk kez dış ticaret açığı verdi.
Japonya Maliye Bakanlığının açıklamasına göre, dünyanın üçüncü büyük ekonomisinin dış ticaret açığı 2011 yılında 2 trilyon 492,7 milyar yene (32 milyar dolar) ulaştı. Ülkenin ithalatı geçen yıl yüzde 12 artarken, ihracatı yüzde 2,7 azalarak, 65,55 trilyon yene (843 milyar dolar) geriledi.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), para birimi Yen'in aşırı değerlenmesi ve denizaşırı ülke ekonomilerinde görülen yavaşlamanın etkisiyle ekonomik toparlanmanın yavaşladığını belirterek, 2011-2012 mali yılı için ekonomik büyüme beklentisini aşağı yönlü revize etti.
Bu mali yılda ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 0,4 daralacağı tahmininde bulunan BoJ, 2012-2013 mali yılı büyüme beklentisini de yüzde 2,2'den yüzde 2'ye indirdi.
Hindistan Merkez Bankası (RBI), gösterge olarak kullanılan repo faiz oranını yüzde 8,50'de, ters repo faiz oranını ise yüzde 7,50'de tuttu. Banka, 28 Ocak tarihinde başlamak üzere nakit karşılık oranlarını ise 50 baz puan (yüzde 0,50) indirerek yüzde 6'dan yüzde 5,50'ye çekti.
Banka, Hindistan ekonomisine ilişkin görünümün beklenenden daha zayıf olduğuna dikkati çekerek, büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerini arttığı, bununla birlikte enflasyon seviyesinin yüksek seyretmeye devam ettiğini vurguladı. Banka, Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin ekonomik büyümeyi tehdit ettiğine işaret etti.
Ekonomik büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize eden Hindistan Merkez Bankası, 2011-2012 mali yılında ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 7 büyüyeceği tahmininde bulundu.
-AB'nin İran'a yönelik petrol ambargosu-
Öte yandan, AB dışişleri bakanları, İran'a yönelik kademeli petrol ambargosunu onayladı.
Buna göre, İran'dan ham petrol ve petrol ürünleri ithalatı için yeni sözleşmeler yasaklanırken, yürürlükteki sözleşmeler uyarınca 1 Temmuz'a kadar ithalata izin verilecek.
AB İran'dan petrokimya ürünleri ithalatını da yasaklarken, bu ülkeye enerji sektöründe kullanılmak üzere ekipman ve teknoloji transferini durdurdu.
Tahran yönetiminin endişe veren nükleer programı nedeniyle başvurulan ilave yaptırımlar çerçevesinde İran Merkez Bankası'nın AB'deki aktifleri, meşru ticareti ve borç ödemelerini engellemeyecek şekilde kısmen dondurulacak.
İran, petrolünün yaklaşık yüzde 20'sini başta Yunanistan, İtalya ve İspanya olmak üzere AB ülkelerine satıyor.
-ABD, Avrupa ve Asya borsaları-
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,58 (74,17 puan) değer kaybederek, haftayı 12.660,50 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yaklaşık yüzde 0,16 (2,10 puan) azalarak 1.316,33 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 0,40 (11,27 puan) artarak 2.816,55 puan oldu.
Avrupa'da borsalar haftanın son işlem gününde düşüşle kapandı.
Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 1,07 (61,75 puan) değer kaybederek 5.733,45 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 0,43 (27,87 puan) azalarak 6.511,98 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 1,32 (44,47 puan) azalarak 3.318,76 puandan haftayı kapattı.
Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 0,65, İtalya'da Milano Borsası yüzde 1,02, Hollanda'da Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 1,07, Brüksel Borsası yüzde 0,64 oranında değer kaybetti.
Asya'da bazı borsalar Cuma günü değer kaybederken, bazıları değer kazandı.
Japonya'da Tokyo Borsası'nda Nikkei 225 Endeksi ise yüzde 0,09 (8,25 puan) azalarak 8.841,22 puandan günü tamamladı.
Asya'da Hong Kong Borsasında Hang Seng Endeksi yüzde 0,06, Malezya Borsası da yüzde 0,14, Singapur Borsası yüzde 0,06 oranında değer kaybederken, Güney Kore Borsası yüzde 0,39, Yeni Zelanda Borsası yüzde 0,40, Tayland Borsası yüzde 0,64, Endonezya Borsası yüzde 0,14, Hindistan Borsası yüzde 0,35, Avustralya Borsası ise yüzde 0,40 oranında değer kazandı.
Haftanın son işlem gününde Şanghay, Tayvan ve Vietnam borsalarında ise tatil nedeniyle işlem yapılmadı.
-Petrol fiyatları-
Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün Mart ayı teslimi varil fiyatı 99 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Mart ayı teslimi varil fiyatı 111 dolar seviyelerinde kapandı.
Hafta başında 98 dolar seviyelerinde işlem görmeye başlayan Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Mart ayı teslimi Cuma günü 99,56 dolar seviyesine yükseldi.
Londra Brent tipi ham petrolün Mart ayı teslimi varil fiyatı ise yılın son işlem gününde 67 sent artarak 111,46 dolar oldu.