Uzmanlar dolar/TL'deki yükselişi nasıl yorumluyor?
-
Uzmanlar dolar/TL'nin 2.59 seviyelerine yükselerek rekor kırmasını BloombergHT.com'a değerlendirdi
(13:04'te güncellendi)
Dolar/TL rekor kırmaya bugün de devam etti. Bugün Standard & Poor's (S&P) tarafından Türk bankacılık sektörüne yönelik değerlendirme ve gelişen ülke para birimlerinin dolar karşısındaki kayıpları ile 2.59'a kadar yükselen kur tüm zamanların en yüksek seviyesini tazeledi.
S&P Türk bankalarının daha fazla düzenleme ve rekabet ile karşı karşıya olduğunu belirtirken, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) genişlemeye devam etmesinin Türk bankalarına yarar sağlayacağına da değindi. S&P Bankacılık Analisti Göksenin Karagöz ise "7 Haziran'daki seçimler bankacılık sektörü için risk yaratmıyor. 2015'te Türk bankacılık sektörünün önceliği bilanço optimizasyonu olacak" dedi.
TL'deki hareketleri BloombergHT.com'a değerlendiren Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, "TL hızla değer kaybetmeye devam ederken, TCMB’den buradaki hareketi sınırlayacak belirgin bir önlem görmüyoruz. Yılbaşından bu yana dolar/TL değer kaybı (2.54 dolar/TRY ile) yüzde 9, sepette ise (2.69 sepet ile) yüzde 4.5. Mart ayıyla beraber hem Fed tarafında daha riskli bir döneme giriyoruz, hem de kendi iç siyasi gündemimiz ve yaklaşan seçimler var. Dolayısıyla ikinci çeyrek risklerin birinci çeyreğe kıyasla daha da belirginleştiği bir dönem olacak. TL üzerindeki baskının devamını görme olasılığımız var. Elbette ki TCMB’den –şu an hangi seviyede olacağını kestiremesek de- TL’de değer kaybı devam ettiği takdirde öncelikle likidite sıkılaştırması, sonra döviz satım ihalelerin belirgin artması, bu da yetmez ise dövize direkt müdahale görürüz. Dolayısıyla TCMB’nin, kurun ekonomiyi rahatsız edecek ve beklentileri belirgin bozacak kadar değer kaybına izin vermeyeceğini düşünüyoruz. Fakat bu beklentimiz gerçekleşmez ve sepet kur 2.75'lere çıkar/orada kalırsa -yani yüzde 10’a yakın değer kaybı kalıcı olursa- bu durumda yıl sonunda yüzde 6.5 olan enflasyon beklentimizi yüzde 7.5-8 bandına yükseltmek durumunda kalırız. Faiz indirim beklentimiz de değişir. Şu an piyasaya göre iyimser olan yüzde 4’lük büyüme beklentimizi de aşağı revize ederiz. Türkiye’de büyümenin faizden ziyade kura duyarlı olduğunun altını çizelim. Özellikle yatırım kararlarında TL’nin değeri en önemli etken. TL daha da değer kaybederse yatırımcı ve tüketici güveni daha da düşüyor olacak. Güven olmayan ve belirsizliklerin arttığı ortamda da yatırım ve tüketim kararı alınamıyor. 2014 başında yaşadığımız TL’de ani değer kaybı (overshooting) sonucunda ekonomik büyümemiz yaklaşık yüzde 2.5 civarında gerçekleşirken, enflasyonumuz yüzde 9’lara kadar yükselmişti. Makro rakamlarımızı değiştirmeden önce büyük resme daha sakin bakmakta fayda görüyoruz. 2014’te yaşadığımız resmin gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
BloombergHT.com'a yorum yapan Destek Menkul Değerler Finansal Analisti Adnan Çekçen, "Dün açıklanan enflasyon verisi sonrası özellikle çekirdek enflasyondaki pozitif görünüm, piyasalarda TCMB'nin bu ay yapacağı PPK toplantısında faiz indirimine devam edeceği beklentisi yaratmıştı. Ancak gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyondaki görünümü olumsuz yönde etkilemesi, Merkez’in daha ölçülü bir faiz indirimine gideceği yönünde de yorumlanabilir. Böyle bir durumda ise siyasi taraftan yapılması olası faiz indirim eleştirilerini de tekrar göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Her iki açıdan da yorumlanabilecek bu durumun tek bir sonucu var ki bu da TL’nin bir çok para birimine karşı zayıflaması. Buna sabah saatlerinde Dolar Endeksi'ndeki yukarı yönlü atak da eklenince, kur kritik 2.5400 direncini aşarak rekorunu tazeledi. Artık teknik olarak 2.5380 kısa vadeli, 2.5200 ise orta vadeli destek seviyeleri olarak takip edilebilir. Cuma günü açıklanacak ABD Tarım Dışı İstihdam verisi, kur tarafındaki oynaklığı artıracak diyebiliriz ancak USD/TL, bu destek seviyeleri üzerinde kaldığı müddetçe yukarı eğilimini devam ettirebilir" ifadelerini kullandı.
BloombergHT.com'un sorularını yanıtlayan Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, "Dolar Endeksi'nin Fed algısının tekrar masaya gelmesi ile ve son 11-12 yılın yükseğine gelmesi ve 100.00'ler öncesi kritik seviye olan 96.00-97.00'lara yaklaşması, içerde dolar/TL tarafındaki yükselişi de tetiklemeye devam ediyor. Dolar/TL tarafında TCMB hakkındaki iç haber akışı ile başlayan ve daha önce oluşan pozitif ayrışma farkını geri alan süreç, 2.55 gibi kritik bir direnç eşiğine gelmiş durumda. Eğer global çapta Dolar Endeksi'nin güçlü seyri ile devam etmekte olan dolarizasyon, Cuma günü ABD'den gelecek olan tarım dışı istihdam datası öncesi ve sonrası mola vermezse oldukça temkinli olmak gerekiyor. 2.55 üzerinde kalıcı fiyatlamalar oluşur ve 2.5550-2.56 aralığı da geçilecek olursa, 2.5850 ve 2.60 yeni rekor direnç hedefleri olarak masaya gelecektir. Teknik olarak rahatlama için Dolar Endeksi'nde yaşanacak olası bir molaya paralel olarak, 2.55'lerden geri dönüşle önce 2.53'lere, sonrasında ise 2.53 altına tekrar geri dönüşlerde 2.5250-2.5270 ara desteğinin de geçilerek ilk sinyal olarak 2.50-2.5150 aralığına geri dönüş yapabilmek gerekiyor. Biraz daha net normalleşme adına 2.50 altına kalıcı geçiş şartının teknik bir gereklilik olduğunu da unutmamak gerekiyor" dedi.
BloombergHT.com'a dolar/TL'deki yükselişi yorumlayan Odeabank Stratejik Pazarlama Grup Müdürü Erkan Dernek ise, "Bir süredir ABD Merkez Bankası’nın Mart ayında yapacağı toplantıda ‘sabır’ kelimesini kaldırarak piyasaları Haziran veya Eylül aylarında faiz artışına hazırlayacağı beklentisi gelişiyor. Hızlı düşen emtia fiyatları, Yunanistan borçlanma programı ve Ukrayna sorunu gibi sebepler bir süredir ABD bono faizlerinin güvenli liman olarak tercih edilmesine ve dolayısıyla faiz artışı beklentilerinin tersine düşük faiz hadleriyle işlem görmelerine sebep oluyordu. Son haftalarda ABD verileri çok güçlü olmamasına rağmen ABD bono faizleri global bazda risklerin azalmasıyla düşük seviyelerinden hareketlenerek faiz artışı beklentilerini yansıtmaya başladı. Buna bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin kurlarında baskı arttı. Bununla beraber Avrupa’da niceliksel genişlemenin başlamasıyla bono faizlerinde beklenen yukarı yönlü hareket, Türkiye gibi yüksek getirili gelişmekte olan ekonomilere karşı yatırımcı ilgisini iyice azaltıyor. Bütün bunlarla beraber bugün S&P’nin Türk bankacılık sektörü karlılığıyla ilgili risklere dikkat çekmesi kurda 2.55 seviyesine kadar yükselmeye sebep olurken, bu hafta Cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam ve kazançlar verisi ile 17 Mart tarihindeki ABD Merkez Bankası toplantısı kurun seyri için kritik. Mart ayının ikinci yarısında ABD Merkez Bankası’nın kararına ve Türkiye’de Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında ciddi şekilde düşmesi beklenen enflasyona bağlı olarak kurda sınırlı toparlanmalar gözlemlenebilir. ABD merkez bankasının kararı güvercin algılanırsa Nisan ayına doğru kurda hızlı geri çekilmeler görebiliriz, aksi takdirde kurda iyileşme sınırlı kalacaktır. Türk Lirası’nın şu andaki değeri gelişmekte olan diğer ekonomilerle karşılaştırıldığında aşırı satım bölgesinde olsa da, ABD faizlerindeki artışın en çok etkileyeceği ülkelerden biri olarak enflasyon patikasındaki kalıcı iyileşme gerçekleşinceye kadar ABD faiz artışı baskısı kurdaki iyileşmeleri sınırlı tutacak" yorumunu yaptı.
BloombergHT.com Editörü
Fırat Taşvur
ftasvur@bloomberght.com
(13:04'te güncellendi)