Uzmanlar PPK'dan ne bekliyor?
-
Bugünkü TCMB toplantısı öncesinde, piyasalarda genel olarak PPK'dan faiz indirimi kararı çıkması beklenmiyor
Türkiye'de piyasalar, bugün açıklanacak olan Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarını bekliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bugün toplanarak saat 14:00'te faiz kararını açıklayacak.
TCMB Kasım ayı PPK toplantısında, bir hafta vadeli repo ihale faizini değiştirmeyerek yüzde 8.25'te bırakmıştı. TCMB ayrıca faiz koridorunda da bir değişiklik yapmayarak, üst sınır olan gecelik marjinal fonlama oranını yüzde 11.25'te ve alt sınır olan gecelik borçlanma faizini ise yüzde 7.50'de tutmuştu.
TCMB'den Kasım ayı toplantısı sonrasında yapılan açıklamada "Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Küresel talep zayıflarken iç talep büyümeye daha fazla katkı vermeye başlamıştır" ifadeleri yer alırken, tüketici kredilerinin ılımlı seyri ve dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin cari dengedeki iyileşmeyi destekleyebileceği görüşüne yer verilmişti.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin tahminlerinin medyanı, TCMB'nin faizlerde Aralık ayı toplantısında da değişiklik yapmayacağı yönünde. Görüşlerini aldığımız ekonomistler ise faiz indirimi için 2015 yılına işaret ediyor.
BloombergHT.com'a karar öncesi değerlendirmelerde bulunan Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, "TCMB'nın bu PPK toplantısında faiz tarafında her hangi bir değişime gitmesini beklemiyoruz. Rasyonel davranış olarak bekle-gör uygulayarak, belirgin riskler masada durdukça sıkı para politikasından taviz vermeyeceğine dair vurgu yapmaya da devam edecektir. Özellikle ABD tarafından güçlü gelen son istihdam ve büyüme verileri sonrası yoruma açık hale gelen Fed'in faiz artırım zamanlamasına dair belirsizlikler, Rusya ile ilgili tekrar anomali yaşanması riski, jeopolitik riskler gibi durumlar masada durdukça özellikle politika faizi değişikliğinde sabırlı davranacak bir MB görme olasılığı daha yüksektir. Dolar Endeksi'nin güçlü duruşuna paralel olarak dolar/TL tarafında devam eden strese paralel olarak, şimdilik 2.30 üzerinde kalıcı olunması da TCMB'nin bekle-gör ihtimalini güçlendiren bir faktör olarak masada durmaktadır. Düşen petrol fiyatlarına bağlı olarak enflasyon tarafında yaşanacak düşüş beklentisi realize olmadan, Ocak ayında güçlü bir adım atması beklenen ve TCMB'nin kendisi için bir nevi Fed'e karşı çıpa olarak gördüğü Avrupa Merkez Bankası'nın alacağı kararlar ve bunun global piyasalara etkisi görülmeden, kur tarafında devam eden stres geçmeden; risk primi anlamında tarihi diplere yakın seyreden piyasalardaki dengeyi de koruma adına MB'nin politika faizi ve koridorun üst ve alt bandında herhangi bir adım atmama olasılığı, ve beklentileri 2015 senesi içine ötelemesi çok daha yüksek görünüyor" ifadelerini kullandı.
İş Portföy Ekonomisti Can Uz da BloombergHT.com'a yaptığı yorumda, "Petrol’de yaşanan yüzde 40'lık değer kaybının ardından geçen hafta açıklanan TCMB Beklenti Anketi'ne göre enflasyon beklentilerinde gözle görülür bir iyileşme gerçekleşti. Bu düzelme hareketi Ocak ayı ile birlikte dikkat çekici boyuta ulaşacaktır. Kasım ayında gelen enflasyon verisi kırılımında “hizmetler” tarafında da artış trendinin kırıldığına şahit olmuştuk. Bu çok müspet bir gelişmeydi. Zira 2015 yılının ortasında yıllık manşet enflasyonun yüzde 6 seviyesine kadar çekileceğini öngörmekteyiz. Öte yandan Amerikan Merkez Bankası'nın Nisan ayına kadar faiz artırımına gitme olasılığının (gelen yüksek milli gelir revizyonuna rağmen) hala düşük olması piyasa fiyatlamalarındaki oynaklığı sınırlayıcı bir etki yapacaktır. Tüm bu gelişmeler TCMB'nin faiz indirme eğilimini destekleyecek faktörlerdir. Ancak Rus Rublesi'nde geçen hafta içinde yaşanan yüksek volatilitenin TL üzerindeki etkisi ve paranın değerinin diğer Türk varlık fiyatlarından negatif ayrışması bugünkü toplantıda TCMB'yi ihtiyatlı davranmaya yöneltecektir. Biz Aralık ayı toplantısında Banka'nın hiçbir faiz oranında değişikliğe gitmeyeceğini düşünmekteyiz. 2015 yılının ilk yarısında ise yüzde 8.25 olan politika faizinin 100 baz puan kadar düşmesini bekliyoruz" sözlerini kullandı.
BloombergHT.com'un görüşlerini aldığı HSBC Hazine Grup Başkanı Fatih Keresteci, "Hem TCMB'den gelen sinyaller hem de küresel konjonktür paralelinde TCMB'nin faizlerde ya da politika duruşunda (sıkı duruş) herhangi bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Ancak, karar ile birlikte yayımlanan kısa metinde önemli sayılabilecek değişiklikler olabileceğini tahmin ediyoruz. Zira, ekonomideki ivme kaybı ve TL'deki değer kaybı karşısında TCMB'nin para politikası anlamında önemli bir açmaza girme riskinden kaygı duyuyoruz. Üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme ve Eylül ayı istihdam verileri ile Türkiye ekonomisinin ivme kaybettiği teyit edilmiş oldu. Bu kapsamda 2015 yılının da pek parlak geçmeyebileceği üzerinde genel bir mutabakat var. Böyle bir ekonomik konjonktürde TCMB'nin faizlerde indirime gitmesi ve para politikasını gevşetmesi beklenebilir. Ancak, dolar/TL kuru geçen hafta tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı. Fed'in 2015 yılı ortasında faiz artırımlarına başlayacağı beklentisi paralelinde TL üzerindeki baskının devam etmesi bekleniyor. TL'deki değer kaybının maliyetlerde artış yaratmak suretiyle enflasyonu yukarı yönde itmesi, petroldeki düşüşün muhtemel etkilerini sınırlaması olası. Böyle olunca da TCMB'nin TL'deki zayıf tabloyu pekiştirmemek adına faizlerde indirime gitmemesi gerekiyor. Tabiri caizse, yaman bir çelişki ile karşı karşıya. TCMB'nin atacağı yanlış bir adım stagflasyon riskini dahi gündeme getirebilir. Böyle bir ortamda PPK'nın ne tür bir yorumda bulunacağı önemli olacaktır" dedi.
ALB Menkul Değerler Araştırma Müdürü Yeliz Karabulut da beklentilerini BloombergHT.com'a, "Geçtiğimiz hafta dolar/TL kurundaki sert dalgalanma ve yeni tarihi zirve oluşumu, diğer yandan enflasyonda gerilemenin olmaması ve yine uluslararası konjonktürün Merkez Bankası'nın faiz kararında etkili olacağını düşünmekteyiz. Petrol fiyatlarında düşüş en başta ekonomimiz (enflasyon ve cari açık) için olumlu gibi gözükse de, Rusya'da ki krizin bulaşma etkisi yaratabileceği nedeniyle son zamanlarda bu tez de rafa kaldırılmış gibi görünüyor. Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası'nın daha temkinli bir duruş sergilemesini beklemekteyiz" şeklinde ifade etti.
Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, "Beklentimiz TCMB'nin hiçbir faiz oranında değişikliğe gitmeyeceği yönünde. Piyasa beklentisi de buna benzer şekilde. 2015'in ilk yarısında politika faizinde indirimlerinin başlaması yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Yüzde 8.25 olan politika faizinin yüzde 7'ye kadar düşmesini bekliyoruz. 2015'in ilk yarısında yıllık enflasyonun önce yüzde 7.5'e (Şubat ayında) ardından da Mayıs'ta yüzde 6-6.5 bandına gerilemesini bekliyoruz. Türk Lirası'nda son dönemde yaşanan değer kaybının şu aşamada enflasyona yansımasını beklemiyoruz. Petrol'de yaşanan yüzde 40’lık değer kaybının yalnızca yüzde 10'luk kısmı yurtiçindeki fiyatlara yansısa dahi, TL'deli değer kaybı rahatlıkla telafi edilebilir durumda. Enflasyon beklentilerinin de son gelen anketle beraber iyileşmeye başladığı göz önünde bulundurulmalı. Ocak ayı ile beraber enflasyonda düşüş gerçekleştikçe, beklentiler de gerilemeye devam edecektir" yorumunu yaptı.
Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer ise BloombergHT.com'a yaptığı yorumda, "Son dönem gelişmeleri enflasyonun yılı yüzde 9.0'luk beklentilerin altında yüzde 8.7 civarında tamamlayacağına işaret ederken, enflasyon beklentilerinde de iyileşmeye başlamış görünüyor. İç talep ise zayıf kalmaya devam ediyor. Bu perspektifle enflasyonun kontrol altına alınmaya başlandığını ancak küresel talep gelişmelerine de bağlı olarak, makroekonomide ana kaygının enflasyondan büyümeye doğru kaymaya başladığını tahmin ediyoruz. Bu yüzden piyasa beklentilerinin aksine Merkez Bankası'nın kademeli ve ölçülü faiz indirimlerine başlaması ve TL'deki baskıları ise sıkı likidite politikası ile hafifletmeye devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
BloombergHT.com Editörü
Fırat Taşvur
ftasvur@bloomberght.com