Advertisement
HABERLER ABONE OL

İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Dünya Ekonomik Forumu'nun dijital olarak gerçekleştirileceği "Davos Diyaloğu" toplantısı öncesinde, "Eşitsizlik Virüsü" adlı raporunu yayımladı.

Oxfam, dünyadaki milyarderlerin toplam servetinin 2020’de salgın küresel olarak yayıldıktan sonra 3,9 trilyon dolar artarak 11,95 trilyon dolara ulaştığını kaydetti. Raporda en zengin 1.000 kişinin servetlerinin kriz öncesi seviyelere dönmesinin 9 ay sürdüğünü belirten kuruluş yoksulluk sınırında yaşayan insanlar için bunun 10 yıldan fazla sürebileceğini vurguladı.

Dünya Bankası’nın açıkladığı verilere atıfta bulunan Oxfam, salgın sonrasında 100 milyondan fazla insanın aşırı yoksullukla karşı karşıya kalabileceğini açıkladı.

Kuruluş, salgının başından bu yana en zengin 10 milyarderin servetindeki artışın, dünyadaki herkesi yoksulluktan kurtarabileceğinin ve tüm Kovid-19 aşılarının maliyetini karşılayabileceğinin altını çizdi.

Pandemi sürecinde ön sıralarda yer alan servis sektörü çalışanları faturalarını ödemekte zorlanırken, zenginler bu süreci lüks içinde yara almadan geçirdi. Oxfam International'ın CEO’su Gabriela Bucher

Oxfam’ın ekonomistler arasında yaptığı ankete göre, ekonomistlerin yüzde 87’si ülkelerindeki gelir eşitsizliğinin arttığını düşünürken yüzde 56’sı koronavirüs salgınının cinsiyet eşitsizliğinde artışa yol açacağını düşünüyor. Ankete katılan ekonomistlerin yüzde 67’si ise kendi hükümetlerinin artan eşitsizliği azaltmak için bir planları olmadığı kanaatinde.

Yüksek maaşlı bir portföy yöneticisinin mesleğe yeni başlayan bir hemşireden 1.400 kat daha fazla maaş aldığında değinen kurum, hemşirelerin yıllık 22 bin pound civarında kazandığını, portföy yöneticilerininse yıllık 31 milyon pound civarında olduğunu belirtiliyor.

Hamilelik, virüs korkusu, işsizlik, düşük maaşlar… Bazen aklımı kaybedecek gibi hissediyorum. Bangladeşli tekstil işçisi Farida

Oxfam, dünyadaki insanların yarısının günlük 5,50 dolardan daha az bir ücretle hayatta kalmaya çalıştıklarını söylerken 40 yıl boyunca en zengin yüzde 1’lik kesimin en fakir yüzde 50’lik kesimin gelirinin iki katından daha fazlasını elde ettiğini vurguluyor.

Eşitsizliğin şu anki bozuk ve sömürücü ekonomik sistemin ürünü olduğunun altını çizen kurum, yoksulları sömüren beyaz patriarkal elitlerin büyük kârlarının bu sistemden dolayı oluştuğunun altını çiziyor.