Advertisement

Geçen yılı ticaret savaşları ve Brexit tedirginlği ile geçirdikten sonra 2020’ye yeni yıl, yeni umutlar diyerek girdik. Ancak 2020 de tüm dünyada bir dizi üzücü olay ile başladı. Koronavirüs ise yaşanan üzücü küresel olaylar zincirinin son halkası oldu. Üstelik en yıkıcısı olmaya da aday. İlk olarak 21 Ocak’ta Çin’de görülen hastalık hızla dünyanın değişik coğrafyalarına yayıldı. Hükümetler bir yandan virüsün yayılmasının önüne geçmek isterken, diğer yandan ekonomik tedbirler almaya çalışıyor.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) 05 Mart’ta yayınladığı raporda 2020 küresel büyüme tahminini, 2008 finansal krizinden bu yana en düşük seviye olan yüzde 1,0'e indirdi. Kurum, virüsün merkez üssü Çin’in büyümesini ise yüzde 5,9’dan yüzde 4’e çekti. Hafta içinde OECD de koronavirüs dolayısıyla bu yıl için küresel büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,4’e düşürmüştü

Hal böyle olunca, dikkatler Ağustos-2019’da toplamı 17.0 trilyon dolar seviyesine kadar yükselen, şimdilerde 14.4 trilyon dolar olan negatif faizli tahvil toplamına çevrildi. Piyasanın merkez bankalarının para politikası kurulu toplantılarından faiz indirim beklentileri de her geçen gün artıyor. Planlı ve/veya plansız acil toplantılarla yapılabilecek faiz indirimleri gündemde.

Beklentilerin ve fiyatlamaların böylesine hızlı bozulduğu haftaya Fed damga vurdu. 18 Mart toplantısını bekle(ye)meden yapılan 50 baz puanlık indirim, tahvil piyasalarında “hangi ülkede, hangi vadede, hangi faizle tahvil” buluyorsan fark etmez al psikolojisini beraberinde getirdi. Ve faizler hızla düşmeye başladı. Piyasalarda bu kadar belirsizlik varken Fed gibi diğer merkez bankaları da acil durum butonuna basabilir, ama biz yine de planlı toplantı tarihlerini bir kenara not edelim.

 

Şimdi gelin küresel tahvil faizi seviyelerine tek tek bakalım:  

- Fed daha önce negatif politika faizi uygulamasını dışlamıştı, ama ikincil piyasada ne olur bilinmez. Bugün Fed’in 18 Mart toplantısı için medya beklenti 25 baz puan indirim.

- İngiltere’de faizler sıfıra doğru hızlıca yaklaşıyor. Başkan değişikliği de olacak toplantı 26 Mart’ta. Orada da faiz indirim beklentileri öne çekildi. Medyan beklenti 25 baz puan indirim; fakat, 50 de dillendiriliyor.

- Japonya’da faiz veren tek vade 30 yıl. Bu hafta likidite desteği sağlayan BOJ daha ne yapabilir sorusunun cevabı büyük soru işareti. Ancak muhtemelen para birimlerinin değer kazanmasından rahatsızlardır. Dolar-Japon Yen’i bugün 106.00’nın altında işlem görüyor, son 6 ayın en düşük seviyesinde.

- Almanya’nın tüm vadelerde tahvil faizi eksi. İtalya’da 2 yıllık faiz %0.01, yani negatif tahvil toplamını artırması an meselesi. Bulgaristan 10 yıllık ise sadece %0.02. Bilmem anlatabiliyor muyum, özellikle Avrupa’da liste böyle uzayıp gidiyor. Avrupa Merkez Bankası 12 Mart’ta toplanacak. Faizi -%0.50’den 10 baz puan düşürmeleri bekleniyor.

Peki bütün bunların sonucunda parayı park etmek için üstüne para vermek gerekince ne olacak? Satın alma gücünü korumak için yatırımlar nereye yönelecek? Bu kaygıların hakkını şimdilik spot altın verdi. Geçtiğimiz hafta teminat tamamlama çağrıları için satıldığı konuşulan altın, bu hafta 2011’den yana en sert yükselişini yapıyor. Büyüme beklentileri her gün aşağı doğru revize edilirken hisse senetlerinin ise 2019 son iki çeyrek performanslarını ortaya koymaları zor görünüyor.