Advertisement
TÜRKİYE MAKRO VERİLERİ ABONE OL

Türkiye ekonomisini yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 büyüme kaydetti.

TÜİK verilerine göre çeyreklik büyüme ise yüzde 0,3 olarak açıklandı.

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3; yatırımlar ise yüzde 14,7 arttı.

Mal ve hizmet ithalatı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 14,5 artarken ihracatın büyümesi yüzde 1,1 seviyesinde kaldı.

Büyümeye en yüksek katkı iç talepten

Yılın üçüncü çeyreğinde hane halkı tüketimi büyümeye 7,7 puanla en yüksek katkıyı verdi. Hane halkı tüketimini 3,4 puanla yatırımlar izledi. Kamu harcamalarının büyümeye katkısı ise 0,7 puanda kaldı.

Üçüncü çeyrekte net ihracat büyümeyi 2,6 puan aşağı çekerken, stoklar da 3,2 puanlık negatif etkide bulundu.

Sanayi ve inşaat büyümede öne çıktı, tarım sınırlı büyüdü

Sektörel olarak bakıldığında yılın üçüncü çeyreğinde inşaat ve sanayinin büyüme performansında öne çıktığı görüldü.

2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat yüzde 8,1, sanayi yüzde 5,7, hizmetler yüzde 4,3 ve tarım sektörü yüzde 0,3 büyüdü.

İşgücünün payında gerileme

Yılın üçüncü çeyreğinde işgücü ödemelerinin payında ise bir önceki çeyreğe göre düşüş görüldü.

İşgücü ödemeleri, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 117,2 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 50,7 yükseldi.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 26,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 32,2 oldu. Bir önceki çeyrek bu pay yüzde 34,3 seviyesindeydi.

Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 55 iken yüzde 47 oldu.

Ekonomistler nasıl yorumladı?

Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış büyüme verisinin ardından yaptığı değerlendirmede inşaat sektörünün büyümeye olan katkısına dikkat çekti. Ünalmış katıldığı Bloomberg HT yayınında şunları kaydetti:

"Daha önceki çeyreklere göre hane halkının harcamasındaki artış bir miktar gerilemiş. Diğer taraftan gayri safi sermaye oluşumunda ciddi bir artış var. Deprem sonrasında inşaat sektörünün hızlı bir şekilde büyüdüğünü biliyoruz. Muhtemelen büyüme oranının piyasa beklentisinin üzerinde gelmesinin ardındaki sebeplerden biri bu. Diğer taraftan inşaat sektörü emek gücü yoğun bir sektör, büyüdüğü zaman birçok sektörü de pozitif etkileyen bir sektör."

TEPAV Merkez Direktörü ve Eski IMF Ekonomisti Dr. Burcu Aydın Özüdoğru da şu değerlendirmeleri yaptı:

Çeyreklik büyüme oranlarına baktığımız zaman aslında ekonomide 3. çeyrekte sert bir yavaşlama olduğunu görüyoruz. Milli gelir 3. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında, aslında oldukça sınırlı bir büyüme sergilemiş.

Sektörler açısından büyümenin kompozisyonuna bakacak olursak, imalat sektörü ve sanayi büyümeyi çeyreklik bazda yukarı iterken, her ne kadar yıllık büyümeyi inşaat yukarı sürüklemiş gözükse de aslında 3. çeyrekteki inşaat aktiviteleri çeyreklik bazda aşağı gelmiş durumda.

Türkiye’nin genel olarak finansmana erişim koşullarıyla beraber aslında çeyreklik büyümede de net bir şekilde yavaşlama olduğunu görüyoruz. Bu da 4. çeyrekte mevsimsellikten ve takvim etkilerinden arındırılmış çeyreklik büyüme oranlarının sert bir şekilde daralacağının net bir şekilde işaretini vermiş oldu.

Cari fiyatlarla milli gelir 295,8 milyar dolar oldu

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 79,8 artarak 7,68 trilyon TL oldu.

GSYH'nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla 295,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Beklenti yüzde 5,5 seviyesindeydi

Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi üçüncü çeyrekte yıllık büyümenin yüzde 5,5 olacağı yönündeydi.

Ankette yıllık büyümeye ilişkin en düşük tahmini veren kurum üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 4,1; en yüksek tahmini veren kurum yüzde 6,1 büyüme bekliyordu.

Ankette çeyreklik büyüme beklentisi ise yüzde 1 olarak belirlenmişti. Bu veriye ilişkin en yüksek beklenti yüzde 1,6; en düşük beklenti ise yüzde 0,3 olmuştu.

Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde Mayıs sonunda yapılan seçimler öncesinde izlenen gevşek para politikası, yüksek enflasyon ve TL'de olası yeni değer kayıplarına karşı kendini korumak isteyen tüketicilerin borçlanmasını ve tüketimi artırmasının da etkisiyle yüzde 3,9 büyüme kaydetmişti.

Üçüncü çeyrekte 15 puanlık sıkılaşma

Türkiye'de seçimlerin tamamlanmasının ardından yeni Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yönetimiyle birlikte sıkılaşma döngüsüne girilmişti.

Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki TCMB Haziran ayındaki ilk toplantısında faizi yüzde 8,50'den yüzde 15 seviyesine çıkarmıştı.

Bundan sonraki dönemde faiz artışları devam etmiş ve Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında toplamda 15 puanlık artışla politika faizi yüzde 30 seviyesine yükseltilmişti.

Sıkılaşma kredi faizlerinde de etkisini göstermişti. Temmuz başında yüzde 48 seviyesinde olan ortalama ihtiyaç kredisi faizi Eylül ayı sonunda yüzde 59 seviyesine çıkmıştı. Ticari kredi faizleri de aynı dönemde yüzde 24'ten yüzde 45'lere yükselmişti.

Kredi büyümelerinde ivme gerilemişti

Sıkılaşma ortamı yılın üçüncü çeyreğinde kredi büyümelerinde etkisini göstermişti. Temmuz ayının başında tüketici kredilerinde yüzde 40 olan trend büyüme üçüncü çeyreğin sonunda yüzde 20'ye kadar gerilemişti.

Bu veriler ışığında Türkiye'nin büyümesine ilişkin öncü göstergelerde perakende satışlarındaki ivme kaybı dikkat çekmişti.

TÜİK verilerine göre, perakende satışlar Ağustos ayında aylık olarak yüzde 4,7; Eylül ayında ise yüzde 0,7 düşüş gösterdi.

Sanayi üretimine ilişkin göstergeler de gerilemeye işaret etmişti. Ağustos ayında sanayi üretiminde aylık gerileme yüzde 0,8'i görmüştü.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisi 3. çeyrek büyüme verilerini sosyal medya hesabından değerlendirdi.

Uygulanan dezenflasyon programının finansal piyasalarda olumlu etkilerini gördüklerini dile getiren Şimşek, "Yatırımcı güveni arttı. Ülkemiz risk pirimi düştü. Uluslararası sermaye girişi başladı, rezervlerimiz güçlendi ve kur oynaklığı azaldı" ifadelerini kullandı.

Program dahilinde büyümede daha dengeli bir kompozisyona doğru yol alındığını belirten Şimşek, yatırım ve ihracatın bir önceki çeyreğe göre arttığına dikkat çekti.

Şimşek'in öne çıkan ifadeleri şöyle:

Yılın ilk yarısına göre iç talebin büyümeye verdiği katkı 8,8 puandan 8,5 puana gerilerken, net dış talebin negatif katkısı 4,9 puandan 2,6 puana düştü. Bir önceki çeyreğe göre özel tüketim daralırken, yatırım ve ihracat artış gösterdi.

Dengelenmeye yönelik uyguladığımız politiklar sonucunda Eylül ayında cari açıkta Mayıs'a göre yıllık 8,6 milyar dolar iyileşme sağlandı.

Ekim ve Kasım aylarına ilişkin dış ticaret verileri cari açıktaki iyileşmenin devam edeceğine işaret ediyor.

"İhracat güçlü bir şekilde destekleniyor"

Büyümede dengelenme, dışa bağımlığın azaltılması ve cari açığın kalıcı olarak düşürülmesi için yüksek teknolojik ürünlerin üretimine yönelik yatırımları, ihracatçılarımızın finansmana erişimini ve hizmet ihracatımızı güçlü bir şeklide destekliyoruz. 300 milyar lira Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programını hayata geçirdik. Eximbank'ın sermayesini artırdık ve günlük reeskont kredi limitini 10 katına çıkararak 3 milyar liraya yükselttik. Son olarak hizmet ihracatından elde edilen gelirlere sağlanan kazanç istisnasını artıran düzenleme Yüce Meclisimizde görüşülüyor.

İşgücü piyasalarında olumlu görünüm devam ediyor. Üçünü çeyrekte de istihdam artışı ve işsizlik oranındaki düşüş devam etmiştir. Eylül ayında mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı yüzde 9,1 ile 2013 yılı Aralık ayından sonraki en düşük seviyesine geriledi.

Uyguladığımız öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımıza; enflasyon ve cari açıkta kalıcı düşüş ve makro-finansal istikrar sağlanıncaya kadar devam edeceğiz. Böylece sürdürülebilir büyümenin temelini güçlendireceğiz.

"Önümüzdeki dönemde temel öncelik inovasyon ve yatırım"

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye'nin 3'üncü çeyrekte verisi açıklanan G-20 ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olduğunu söyledi.

X sosyal medya hesabından 3'üncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendiren Bolat, "Türkiye Yüzyılı"nda Bakanlık olarak, ihracatı artırmak, cari işlemler açığını azaltmak ve ekonomik büyümeye katkı sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdüreceklerinin altını çizdi.

Ticaret diplomasini güçlendirme, ihracat menzili ile hacmini büyütme ve Türkiye'yi yatırımlarda cazibe merkezi yapma konusunda çalışmaların artarak devam edeceğini vurgulayan Bolat, şunları kaydetti:

"Yatırım, üretim ve ihracatı artırmaya yönelik politikalarla önümüzdeki dönemde bir taraftan cari işlemler hesabında kalıcı iyileşmeyi sağlayarak makrofinansal istikrarı kuvvetlendirmeyi diğer taraftan sürdürülebilir yüksek büyümenin devamını amaçlıyoruz. Kaynaklarımızın etkin, verimli ve katma değeri yüksek alanlara yönlendirilmesi büyüme kapasitemizin artırılması açısından önem arz etmektedir. Dolayısıyla 'inovasyon-yatırım-üretim-ihracat-istihdam-adil bölüşüm' önümüzdeki dönemde temel önceliklerimiz olacaktır."

Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,9 büyüme kaydederken, çeyreklik bazda gördüğü sınırlı büyüme iç talepteki soğumaya işaret etti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yılın üçüncü çeyreğinde çeyreklik büyüme yüzde 0,3 seviyesinde kaldı. Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi çeyreklik büyümenin yüzde 1 olacağı yönündeydi. Gevşek para politikasının uygulandığı ikinci çeyrekte ise ekonomide çeyreklik büyüme yüzde 3,3 olarak kaydedilmişti.

Hanehalkı tüketimi çeyreklik bazda 2020'nin son çeyreğinden bu yana ilk daralmasını kaydetti. TÜİK verilerine göre iç talep üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,7 daraldı.

İç talebin detayına bakıldığında dayanıklı mallar dışındaki tüm kategorilerin gerilediği izlendi.

Dayanıklı mal talebi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 17,7 arttı. Seçimlerin olduğu ikinci çeyrekte bu kategoride yıllık yüzde 7'lik büyüme izlenmişti.

Giyim gibi yarı dayanıklı mallar ise yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 12,4 son beş çeyreğin en düşük büyümesini kaydetti. Dayanıksız mallarda artış da yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,7 ile 2021'in ilk çeyreğinden bu yana en yavaş büyümesini gösterdi.

Hizmetler tarafında da benzer bir tablo izlendi. Hizmetlerde üçüncü çeyrekte yüzde 7,5'lik yıllık artış görüldü.

TCMB Başkanı Erkan da bireysel kredilerdeki yavaşlamaya dikkat çekmişti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan da İSO toplantısında sanayicilere verdiği mesajlarda bireysek kredilerdeki yavaşlamaya dikkat çekmişti.

Erkan, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

2023 yılının ilk yarısında, kredi kartları ve taşıt kredileri öncülüğünde, bireysel kredi büyümesi tarihsel ortalamaların oldukça üzerine çıkmıştır.

2023 yılının ilk yarısında, kredi kartları ve taşıt kredileri öncülüğünde, bireysel kredi büyümesi tarihsel ortalamaların oldukça üzerine çıkmıştır.

Aldığımız seçici kredi tedbirleri sonucunda, temmuz ayından itibaren bireysel kredilerde normalleşme başlamıştır.

4 haftalık büyüme oranları, bireysel kredilerde, zirveye çıktığı nisan ayı başındaki yüzde 7,4’ten, 17 kasım itibarıyla yüzde 2,1’e gerilemiştir. Bu oran, taşıt kredilerinde yüzde 1,4’e inerken, ihtiyaç kredilerinde yüzde 1,3 civarında nispeten yatay seyretmektedir.

Gerek tüketim gerekse borçlanma aracı olarak kullanılan bireysel kredi kartı ise yüzde 4 ile görece yüksek bir hızda seyretmekle birlikte, daha ılımlı bir patikaya doğru ilerlemektedir.

İş dünyası temsilcileri beklentilerin üzerinde gelen 3. çeyrek verilerini değerlendirdi.

Temsilcilerin büyüme rakamlarına ilişkin öne çıkan ifadeleri özetle şöyle;

TİM Başkanı Mustafa Gültepe: Soluklanma yılı

2023 yılı küresel ticarette bir 'soluklanma yılı' olarak öne çıkıyor. Buradan, tabir-i caizse kondisyonu yüksek ülkeler ipi göğüsleyerek çıkacak. Yani üretim altyapısıyla, yeni yatırımlarla, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleriyle fark yaratan ülkelerden bahsediyorum. Türkiye de bu ülkelerden biri. Önemli ihracat pazarlarımızda kritik oranda talep daralmaları göze çarpıyor. Buna rağmen yıl sonu ihracat hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Dünya Ticaret Örgütü 2023 yılı küresel mal ticareti tahminini yüzde 1,7'den yüzde 0,8'e çekmiş durumda. 2024 yılı için ise mal ticareti tarafından iyimser bir tablo var. İhracatın büyüme rakamlarımıza desteğinin daha da artacağı dönemleri 2024'de yaşayacağız. 'Türkiye İhracatla Yükselecek' derken kast ettiğimiz pek çok başlık var. Büyüme de bu başlıklardan bir tanesi ve belki de en önemlisi. Türkiye, üretim ve ihracat öncülüğünde büyümeye aralıksız şekilde devam edecek.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: Sanayinin yeniden pozitife dönmesi önemli

Bir önceki çeyrekte büyümeye negatif katkı veren sanayinin yeniden pozitife dönmesin önemli. Büyümeye en yüksek katkı tüketimden gelmiş olsa da bu katkıda belirgin yavaşlama gözledik. Bunu da yeni programın hedefleriyle uyumlu bir şekilde, ekonomide dengelenmenin işaretlerini vermesi bakımından değerli buluyoruz. Diğer yandan, ana ihracat pazarlarındaki yavaşlamanın etkisiyle net dış talebin, üçüncü çeyrekte de büyümeye katkısının azaldığını görüyoruz. Ancak son aylarda ithalatta gözlenen yavaşlamanın etkisiyle önümüzdeki dönemlerde net dış talebin büyümeye negatif katkısının azalmasını bekliyoruz. Büyümeye sadece rakama indirgenmiş bir veri olarak bakmıyoruz. Büyümenin yanı sıra toplumsal refahı çok önemsiyoruz. Dolayısıyla bir yandan enflasyonla mücadele ederken bir yandan da üretimin, istihdamın ve ihracatın önceliklendirildiği politikaların bir denge içinde götürülmesi gerektiğine inanıyoruz."

DEİK Başkanı Nail Olpak: Yatırım ve ihracat artışı olumlu

Yılın ilk yarısındaki yüzde 4 büyümeden sonra gelen bu veri, küresel olarak ekonomik aktivitenin yavaşladığı bir dönemde Türkiye'nin üretim hızının arttığını, dünyadan pozitif ayrıştığımızı ve büyümede dengelenmeye yönelik sürecin yürüdüğünü gösteriyor

Sektörel olarak bakıldığında, sanayi yüzde 5,7, inşaat yüzde 8,1, tarım yüzde 0,3 arttı. Bu da büyümenin genele yayıldığını ifade ediyor. Talep açısından, hane halkı tüketiminin yüzde 11,2 ve kamu harcamalarının yüzde 5,3 artması büyümede tüketimin hâlâ ağırlığını gösterirken, azalma eğiliminde olması da önemli. 2022'nin son çeyreğinden başlayarak 3 çeyrektir büyümeye negatif katkı veren ihracatın, bu dönem yüzde 1,1 artarak pozitif katkı vermesi olumlu bir gelişme. Yatırım harcamalarının ilk 2 çeyrekte sırasıyla yüzde 3,8 ve 5,6 büyümesinden sonra bu dönem çift hanelere çıkarak yüzde 14,7 büyümesi de memnuniyet verici. Bir yandan enflasyonla mücadelede kapsamında adımlar atılırken bir yandan da ihracat ve yatırım odaklı büyümeyi destekleyici politika adımları atılması değerli. Büyümede yatırım ve ihracat artışı, dengelenme süreci için olumlu.

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı: Üretim ve ihracat odaklı büyümenin süreceğine inancımız tam

Net dış talebin büyümeye katkısı ise üçüncü çeyrekte ithalatın ihracattan hızlı bir şekilde artmasıyla, maalesef negatif yönde 2,6 puan olmuştur. GSYH'yi oluşturan faaliyetlerin tamamında artış gözlenmesi, üçüncü çeyrekte büyümenin bütün sektörlere yayıldığını göstermesi bakımından, oldukça önemli bir gelişme olmuştur. Bugün açıklanan rakamlar, milli ekonomimize olan güvenimizin ne kadar yerinde olduğunu teyit eder niteliktedir. Yüzde 5,9'luk büyüme performansı, yılın sonuna yaklaştığımız şu günlerde, 2024 yılı için de çok büyük bir motivasyon kaynağı olacaktır. Bu vesileyle, reel sektör temsilcileri olarak bizler, Türkiye ekonomisinin üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme sürecinin devam edeceğine ve Türkiye Yüzyılı olarak nitelediğimiz yeni döneme olan inancımızı yineliyoruz.

ASO Başkanı Seyit Ardıç: Nitelikli üretim ve yatırımın desteklenmesi önemli

Türkiye'nin, depremlerin etkisi, iç piyasada atılan sıkılaştırma adımları ve küresel sıkılaşma eğilimlerine rağmen pozitif bir büyüme performansı ortaya koyması önemli. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) sıkılaştırıcı para politikası uygulamalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkisi söz konusu dönemde henüz gözlemlenmedi.

Sanayi sektörünün bir önceki çeyreğe göre daha iyi bir görünümde olması pozitif bir gelişme. Bu artışta, ekonomi yönetiminin reel sektör yatırımlarını önceleyen politikalarının olumlu etkileri ve yine depremden sonraki inşaat hamlesinin etkileri mevcuttur. Diğer taraftan, bir önceki çeyreğe göre gayrisafi sabit sermaye oluşumunun GSYH içindeki payının gerilemiş olması, ekonominin üretim tarafındaki yavaşlamaya işaret ediyor. Harcamalar bakımından değerlendirildiğinde, tüketim harcamaları bir önceki çeyreğe göre bir miktar azalmış olmakla birlikte 3'üncü çeyrekte de yüksek seyretmiştir. Büyümeye tüketimin ve ithalatın kaynaklık etmeye devam ettiğini görüyoruz. Nitelikli üretimin, yatırımların ve ihracatın desteklenmesiyle büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliğinde önemli kazanımlar elde edilecektir.