Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Babacan: Büyüme % 3'ün biraz altında olur

Babacan: Büyüme % 3'ün biraz altında olur

  • Babacan, Türkiye'nin 2014'ü büyümede yüzde 3'ün biraz altında bir rakamla kapatacağının göründüğünü söyledi

Giriş: 13 Mart 2015, Cuma 14:54
Güncelleme: 16 Mart 2015, Pazartesi 05:32

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 17-25 Aralık sürecinde Türkiye'de yargıya olan güvenin büyük bir tahribat aldığını belirterek, "Bir paralel yapılanmanın yargı sistemini kullanarak kendi amaçlarına ulaşmaya çalışması ve Türkiye'yi böylesine sıkıntılı bir ortama sürüklemesi affedilebilir değil" dedi.

Babacan, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin açılışında, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığında önceliklerin kapsayıcılık, uygulama ve yatırım olduğunu anımsattı.

Bu başlıklar altında atılacak adımları anlatan Babacan, Uluslararası Ticaret Odası iş birliğiyle oluşturacak Dünya KOBİ Forumu'nun anlaşmasının birkaç hafta içinde imzalanacağını ve bu yıl içerisinde kurulacağını ifade etti.

G20 bünyesindeki ülkelerin ortaya koydukları yapısal planların uygulamasında sıkıntı olduğuna işaret eden Babacan, bunlar için OECD ve IMF tarafından oluşturulacak bir takip mekanizmasının da yılsonuna kadar devreye sokulmasının planlandığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Babacan, yatırımların sadece gelişmekte olan ülkeler için değil, gelişmiş ülkeler için de son derece önemli olduğunu vurgulayarak, "Yatırımların önceliklendirilmesinin dikkatli yapılması gerekiyor. Bu noktada kamu-özel ortaklıkları çok önemli. Özel sermayeyi, kamu altyapı yatırımları için daha çok nasıl mobilize edileceği ve kamu-özel ortaklıklarının standartlaştırılmasıyla ilgili başta Dünya Bankası ve uluslararası finans kuruluşlarına görev verdik" diye konuştu.

- "Önümüzdeki dönemin en önemli reform alanlarından biri de yargı olacak"-

Babacan, Türkiye'nin 2002 yılından bu yana önemli bir dönüşüm yaşadığına belirterek, "O güne göre daha iyi işleyen biri demokrasimiz var. Temel hak ve özgürlük uygulamalarımız daha iyi. Ekonomik göstergelerimiz çok daha iyi. Özellikle AB sürecinde yapmış olduğumuz reformlar Türkiye'de tabloyu gerçekten değiştirdi. AB çapasını sapasağlam tutuyor olmak bu reformların devamı açısından son derece önemli" ifadelerini kullandı.

Demokrasi, temel hak ve özgürlükler, hukuk konularında mutlaka uluslararası ölçütlerde bir başarı ortaya koymak gerektiğini ifade eden Babacan, bu noktada önemli reformlar yaptıklarını ama bunların yeterli olmadığını dile getirdi.

Ali Babacan, bunun için yeni Anayasa'nın gelecek dönemin en önemli gündem maddelerinden biri olacağını vurgulayarak, "Sıfırdan teremiz yazılmış, kolay anlaşılan, gri alanların olmadığı, açık ve net sağlam, uluslararası evrensel hukuk normlarını ele alan bir anayasa. Mutlaka merkezine özgürlüklerin, demokrasinin konduğu bir Anayasamızın olması gerekiyor" diye konuştu.

Bu noktada gelecek dönemim kritik olacağını dile getiren Babacan, yeni bir anayasa yazacak bir parlamento kompozisyonu oluşabilirse bunun Türkiye için çok önemli bir fırsat olacağını kaydetti.

"Gücünü demokrasiden alan bir istikrar, önümüzdeki dönem için Türkiye'nin olmazsa olmazı" diyen Babacan, birinci sınıf demokrasi ve ileri bir ekonomi olmak için hukuk devleti olmanın şart olduğunu ifade etti.

Anayasanın ve aynı zamanda bütün yasaların ve ikincil düzenlemelerin evrensel hukuk normlarından referans alan bir perspektifle hazırlanmasının önemine değinen Babacan, şunları kaydetti:

"Ancak bunları sağlarsak Türkiye'de gerçek anlamda bir hukuk devleti olabiliriz. Bir ülkede hukuk yoksa demokrasi tek başına yeterli değil. Hukuk yoksa demokrasi o ülkeyi kaosa götürebilir. Hukuk yoksa halkın iradesi bir süre sonra anlamsız hale gelebilir. Hukuk yoksa bir ülkede zenginler olabilir ama o ülke topyekun zenginleşemez. Boşluklardan, hukuksuzluklardan istifade eden milyarderler çıkabilir. Ama o ülkenin geneline yayılmış bir refahtan ve topyekun bir zenginlikten söz edemezsiniz. Hukukun olmadığı bir ülkede kalkınma ve refah toplumu olmaz. Bunun için önümüzdeki dönemin en önemli reform alanlarından biri de yargı olacak."

Başbakan Yardımcısı Babacan, Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı yeni yargı reformu taslağının iyi bir çalışma olduğunu aktararak, seçimlerden sonra en önemli önceliklerden birinin Türkiye'nin şiddetle ihtiyaç duyduğu yargı reformunu gerçekleştirmek olduğunu söyledi.

Bu yapılmadığı zaman, yargının iyi bir şekilde güven sağlayamadığı bir ülkede genel anlamda bir hukuki güvenlikten bahsedilemeyeceğini belirten Babacan, şöyle devam etti:

"Şu son yaşadığımız olaylar, 17-25 Aralık süreci; şöyle tartışılır böyle tartışılır, farklı perspektiflerden ele alınır ama bu sürecin Türkiye'yi belki de en çok yaraladığı nokta, yargıya olan güvenin büyük bir tahribat alması. Bir paralel yapılanmanın yargı sistemini kullanarak kendi amaçlarına ulaşmaya çalışması ve Türkiye'yi böylesine sıkıntılı bir ortama sürüklemesi kabul edilebilir değil, affedilebilir değil. Dolayısıyla yargının mutlaka anayasa, yasa ve hakimlerin hür vicdanıyla çalışıyor olması, hiçbir etki altında kalmadan doğru ne ise mahkemelerimizin onu yapıyor olması lazım" diye konuştu.

- "Para politikalarıyla ilgili belirsizlikleri aşmamız gerekiyor"-

Ekonomi politikalarını hep güven üzerine inşa ettiklerini anlatan Babacan, Türkiye'de maliye politikaları alanında çok sağlam bir zemin olduğunu, yapısal reformlarla ilgili de ciddi bir öngörülebilirlik bulunduğunu söyledi.

Babacan, para politikaları konusundaki öngörülebilirlik üzerinde çalışmak gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Para politikalarıyla ilgili belirsizlikleri aşmamız gerekiyor. Para politikalarının sorumlusu Merkez Bankası. Tabi ki Hükümet genel çerçeveyi çiziyor. Hedefler Hükümet ve Merkez Bankası tarafından beraberce belirleniyor. Bunlar yasada çok açık yazılı. Ama o hedeflere ulaşmak için Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığı var. O hedefe nereden, nasıl ulaşacağıyla ilgili Merkez Bankası'nın kendi hareket alanı var ve o hareket alanında bağımsız davranıyor. O noktada şu anda ihtiyaç duyduğumuz daha çok öngörülebilirlik.

Merkez Bankası tarafından ve mümkün olursa sadece Merkez Bankası tarafından yapılan iyi bir iletişim ve bu iletişim doğrultusunda güven uyandıran uygulamaları daha sağlam bir yapıya kavuşturduğumuzda inşallah Türkiye ile ilgili endişe edecek herhangi bir konu yok. Dünya ekonomisi zor bir dönemden geçiyor olsa da kendi içimizde sağlam durduktan ve doğru politikalar uyguladıktan sonra korkacak bir şey yok. Yeter ki hesabımızı kitabımızı iyi yapalım, dünyayı iyi takip edelim ve her türlü senaryoya karşı hazır olalım."

Her koşulda ne yapılacağını belli olması gerektiğini belirten Babacan, "Avro/dolar çapraz kuru, 1'e iner mi? İner. 'Artık yeter, burada durduralım' diye bir çaba olur mu? Olabilir. Başarılı olabilirler, başarısız olabilirler. Ama bunların hepsine hazırlıklı olmak lazım. Temel bakış açısı, farklı senaryolarla çalışmak ve bu senaryoların da hepsine hazır olmak. Bunu yaptığımız zaman inşallah yolumuz açık" diye konuştu.

Türkiye'nin 2014'ü büyümede yüzde 3'ün biraz altında bir rakamla kapatacağının göründüğünü aktaran Babacan, "Geçen yıl Türkiye'de toplam çalışan sayısı 1 milyon 400 bin kişi arttı. Yüzde 5,8'lik bir artış var istihdamda. Büyümenin yüzde 3 civarında olduğu bir ülkede yüzde 5,8'lik bir istihdam artışı olağanüstü bir şey. Bu, özel sektörümüzün geleceğe hala güvenle baktığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.

İşsizliğin, iş gücüne katılımın çok artmasından dolayı yükseldiğine dikkati çeken Babacan, "Daha yüksek büyüme oranlarını hedeflememiz gerekiyor. Ama büyümeyi yapısal reformlarla sağlamamız gerekiyor. Suni, geçici maliye politikası, para politikası gibi pansumanlarla değil, yapısal reformlarla büyümemiz gerekiyor" dedi.

AA

Öne Çıkanlar