Babacan: Cari açık 70 milyar doların üzerine çıkar
-
Babacan, cari açığın yıl sonunda 70 milyar doların üzerinde olmasının beklendiğini kaydetti
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, cari açığın yıl sonunda 70 milyar doların üzerinde olmasının beklendiğini ancak Ekim-Kasım aylarında cari açık trendinin daha makul noktaya ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.
Yatırım ortamıyla ilgili bir yasa paketi hazırlanacağını belirten Babacan, teşvik sisteminin de revize edileceğini bildirdi.
CNBC-e'de küresel ekonomideki sorunlar ve Türkiye'ye yansımaları konusundaki soruları yanıtlayan Babacan, ödemeler dengesi rakamlarının kendilerinin ve piyasanın beklentilerine uygun olduğunu söyledi. Türkiye'de cari açığın bir süre yüksek seviyede devam edeceğini kaydeden Babacan, şöyle konuştu:
''Geçen sene Kasım ayında alınan tedbirlerin etkisi belli bir gecikmeyle yansıyor. Yılın bundan sonraki kesiminde özellikle Ekim-Kasım-Aralık aylarında cari açık trendinin daha makul noktaya ulaşacağını tahmin ediyorum. Trend diyorum, seviye değil. Seviye yüksek seyredecek. Cari açık yıl sonu 70 milyar doların üzerinde bir rakam olacak diye bekliyoruz.''
ABD ve Avrupa'da bir türlü çözüm üretilemeyen sorunlar bulunduğuna dikkati çeken Babacan, cari açıkta küresel konjonktürün nereye gideceğinin de önem arz ettiğini belirtti. Babacan, Orta Vadeli Programda açıklanacak tedbirlerin de cari açık konusunda belirleyici olacağını vurguladı.
-''TEDBİRLERİN ETKİLİ OLMA ZAMANI GELDİ''-
Cari açığın milli gelire oranının yüzde 10'u bulacağını tahmin etmediğini de belirten Babacan, şöyle devam etti:
''Türkiye'de alınan tedbirler, kendisini daha fazla hissettirecek, daha etkili olmaya başlayacak, tedbirlerin etkili olma zamanı geldi. Yine Amerika'daki, Avrupa'daki, Çin'deki büyüme eğilimlerine baktığımız zaman bütün tahminler aşağı doğru. ABD'de moraller bozuk, büyüme beklendiği kadar olmayacak. Küresel konjonktürü düşündüğümüzde, geçen yıl Kasım ayında aldığımız tedbirlerle bundan sonraki dönemde cari açıktaki artış, makul olarak devam edecek. Hızlı artışın devam edeceğini düşünmüyorum. Özellikle son çeyrekte.''
-ORTA VADELİ PROGRAM-
Başbakan Yardımcısı Babacan, Orta Vadeli Programı Eylül sonu, Ekim başı gibi tamamlamayı düşündüklerini de belirtti.
2011'in geri kalanındaki bütçe uygulamalarıyla, 2012 Bütçesinin de bu çalışmalar kapsamında bulunduğuna işaret eden Babacan, bu konudaki politikalarını ''Sadece bütçe açığı ve borç stokunu değil, cari açığı da dikkate alan bir maliye politikası. İkinci çalışma hattı makro ihtiyati tedbirler dediğimiz hat, bankacılıkla ilgili. Bir de geniş bir alanda yapısal reformlar var'' sözleriyle açıkladı.
Bu kapsamda yatırım ortamının hızla iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların da büyük önem arz ettiğini belirten Babacan, yatırım ortamı ile ilgili bir yasa paketi hazırlanarak, Meclis'te görüşüleceğini ifade etti.
İstihdamla ilgili konulara önem verdiklerini dile getiren Babacan, iş gücü piyasasının esnekliği, verimlilik, çalışanların haklarını korurken, işsizliğin azaltılmasına dair tedbirlerin önemli bir reform alanı oluşturduğunu kaydetti. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin önemli olduğunu belirten Babacan, Türkiye'de toplanan verginin milli gelire oranının az olduğunun altını çizdi.
-TEŞVİK SİSTEMİ-
Başbakan Yardımcısı, teşvik sistemini cari açığı da gözönüne alarak revize edeceklerini de bildirdi.
Yatırımcıların yeni teşvik paketini bekleyip, yatırımlarını durdurmamasını isteyen Babacan, yeni yatırım teşviklerini 5-6 ay geriye dönük uygulayabileceklerini ifade etti. Babacan, ''Yatırımcılarımız yatırımlarını rahat yapsınlar. (Yeni teşvik paketi geliyor, yatırımımı durdurayım, sonra yapayım) diye kimse beklemesin'' diye konuştu.
İthalat ve ihracat konusunda da mikro bazda çalışılması gerektiğine işaret eden Babacan, Ekonomi ve Kalkınma Bakanlıklarının bu konuda çalışma yaptıklarını söyledi. ''Başlangıç ya da ARGE aşamasında destek vererek, ayağa kaldıracağımız, sonra kendi ayakları üzerinde gidecek sektörler varsa, öyle konularda biz destek vereceğiz'' diyen Babacan, dış ticarette biraz daha mikro ve sektör odaklı çalışma dönemine girileceğini belirtti.
İstanbul'un Finans Merkezi Olması Eylem Planını hızlandıracaklarını, enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına dönük çalışmalara ağırlık vereceklerini, köklü bir eğitim reformu gerektiren eğitime de öncelik tanıyacaklarını anlatan Babacan, ''Güncel, mikro düzenlemeler de bizim gündemimizde. Yargı reformu... EKK'ya Adalet Bakanlığımızı da davet ettik, yargı reformunun üstünden geçtik. Yatırım ortamını iyileştirme paketinde yargı reformu unsurları da yer alacak'' dedi.
Babacan, bunlardan yetiştirilenlerin bütün detaylarıyla Orta Vadeli Programa konulacağını, diğerlerinin de başlıklarıyla Programda yer alacağını bildirdi.
-IMF'DEN HEYET GELİYOR-
Babacan, bir soru üzerine IMF'nin Türkiye çalışmalarının eskisi kadar özenli olmadığını, G-20 toplantısı öncesi hazırladıkları raporun da kendileriyle istişare edilmeden hazırlandığını söyledi. Babacan, Dünya Bankası'nın da bu rapora katılmadığına dikkati çekti.
Eylülde Program sonrası izleme kapsamında bir IMF heyetinin Türkiye'ye geleceğini bildiren Babacan, Eylül'ün ilk haftasından itibaren heyetle değerlendirmeler yapılacağını ifade etti.
-KÜRESEL EKONOMİ-
Başbakan Yardımcısı Babacan, küresel ekonomiyle ilgili değerlendirme yaparken de ABD ve Avrupa'nın önünde alınacak kararlar bulunduğunu, burada siyasi karar alma mekanizmalarının da büyük önem taşıdığını anlattı.
Ancak bu ülkelerde siyasi mekanizmaların kritik olduğunu ifade eden Babacan, ülkelerdeki iç siyasi çekişmelere işaret ederek, ''Ülkenin bekası, hatta dünya ekonomisinin riskli boyutlara ulaşması durumu nedeniyle herkesin iki elini başının arasına alıp düşünmesi gerekir. Biz, Türkiye'de attığımız her adımı sadece Türkiye değil, bölge ve dünyayı düşünerek de atıyoruz. Siyasi liderler, Avrupa ve ABD için söylüyorum, kendilerini yakma pahasına ekonomi açısından doğru kararlar almalı. Hiç kimse kendi şahsi bekasını düşünmeyecek. Önce ülkesini, sonra dünyayı düşünecek'' şeklinde konuştu.
ABD'de işlerin çok kolay olmayacağının anlaşıldığını söyleyen Babacan, bu ülkede bundan sonraki dönemde siyaset kurumundan fazla bir şey beklenmemesi gerektiği, bunun da Başkanlık seçimine kadar devam edeceği öngörüsünde bulundu. Babacan, bu çerçevede Amerikan Merkez Bankasının (FED) atacağı adımların beklendiğini, dalgalanmanın boyutunun da FED'in alacağı kararlara bağlı olacağını ifade etti.
-''NE YAPACAKSAN YAP, ÇABUK YAP''-
Böyle bir ortamda piyasa oyuncularının fluluk istemediğini dile getiren Babacan, şunları söyledi:
''Ne yapacaksan yap, çabuk yap. FED'in son açıklamaları net değil. Piyasa net açıklamalar bekliyor.
Avrupa tarafına bakacak olursak orada durum daha farklı. Yunanistan'la ilgili sorunlar biraz ertelendi. İrlanda, Portekiz daha yönetilebilir görünüyor. En büyük sorun İspanya, İtalya. 1 gün önce de Fransa. Fransa'nın borcunun milli gelire oranı oldukça yüksek. Bu kadar yüksek borçla Fransa'nın uzun süre devam etmesi bence güç olabilir. Böyle bir tabloda Fransa'nın ne yapacağı da önemli.''
Kendilerinin bu konularda 9 yıldır epey bir tecrübe sahibi olduğunu dile getiren Babacan, bu konularda zaman ve tedbirlerin miktarının önemli olduğunu, büyük tedbir ve hızlı harekete ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Babacan, kimsenin hak ettiğinden fazla refah yaşamaması gerektiğine de işaret ederek, ''Artık bu ortada. Bu eninde sonunda duvara çarpıyor'' değerlendirmesini yaptı.