Bağış: AB üyeliği stratejik tercih
-
AB Bakanı Bağış, "İlerleme raporları Türkiye için bir karne değildir, hükümetimize karne verecek yegane makam millettir" dedi
Türkiye'nin uyarısına rağmen Avrupa Komisyonu'nun tarihi değiştirmeyerek Kurban Bayramı'nda açıkladığı 2013 İlerleme Raporu hakkında bayram sona erene kadar yorum yapmayacağını daha önce açıklayan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bayram bitince raporla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, yaptığı yazılı açıklamada raporda öne çıkan başlıklarla ilgili tek tek değerlendirme yaptı.
"Avrupa Birliği’nden raporun yayımlanma tarihini değiştirmesini talep etmiştik ancak diğer aday ülkeler ve Komisyonun çalışma takviminden dolayı bu mümkün olmadı. İlerleme Raporu’na ilişkin değerlendirmemizi bayram süresince paylaşmamamız esasen bu duruma verdiğimiz tepkinin bir tezahürüdür" diyen Bağış, 1998 yılından bu yana Türkiye için hazırlanan 16. ilerleme raporunun daha önceki raporlardan farklı bir özelliği bulunduğunu kaydetti.
Bağış, "25 Haziran 2013 tarihinde toplanan Genel İşler Konseyi, 22. fasıl Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu faslının açılması konusunda mutabık kalmış, ancak Hükümetlerarası Konferansın tarihinin ilerleme raporundan sonra belirleneceğini ifade etmiştir. Bir faslın müzakerelere açılmasının ilerleme raporuyla ilişkilendirilmesi sadece Türkiye’nin katılım süreci açısından değil, Avrupa Birliği’nin Genişleme Politikası açısından da bir ilktir. İlerleme raporunda 22. faslın açılmasını engelleyecek herhangi bir husus bulunmaması, Türkiye’nin reform sürecindeki kararlılığının en önemli göstergesidir" değerlendirmesinde bulundu.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da raporun içinden makul ve yapıcı eleştirileri dikkatle not ederek, eksiklikleri gidermek için hassasiyetle hareket edeceklerini kaydeden Bağış, "Ancak şunun da peşinen bilinmesi gerekir ki ilerleme raporları Türkiye için bir karne değildir. Hükümetimize karne verecek yegane makam millettir" dedi.
Bağış, "AB birçok karanlık dönemde Türkiye’nin pusulası olmuş ve entegrasyon süreci sayesinde Türkiye’nin muasır medeniyet yönünden sapması engellenmiştir. Bu çerçevede AK Parti dönemi, Türkiye için AB sürecinin gerçek bir kazanıma dönüştüğü, AB üyeliğinin somut ve gerçekleştirilebilir bir hedef haline geldiği bir dönem olarak anılmayı çoktan hak etmiştir. Bugün de hükümetimiz ileri demokrasi hedefleri bağlamında reformlarla şekillenen AB sürecinde kararlılıkla ilerlemeye devam etmektedir. Hükümetimizin bu reform kararlığı sayesinde AB sürecinde geçmişte yaşanan tren kazaları unutulmuştur" dedi.
AB üyeliği stratejik tercih
Dışişleri Bakanlığı da, 16 Ekim'de yayımlanan raporla ilgili değerlendirmesini bugün yaptı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Çözüm sürecinin başlatılmasının bir dönüm noktasını teşkil ettiğinin dile getirildiği raporda, AB’nin bu sürece destek verdiği de belirtilmiştir. Raporda, Türkiye’nin dış politika alanındaki etkin rolüne de değinilmiştir. Bu alanda AB ile işbirliğimizin önemi konusundaki değerlendirmeler tarafımızdan da paylaşılmaktadır" denildi.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Ekonomik kriterler bağlamında, ülkemizde işleyen bir serbest piyasa ekonomisi bulunduğu yinelenmiş, ülkemizin ekonomik anlamda yüksek potansiyelinin altı çizilmiş, büyük ve dinamik ekonomisi ile mevcut Gümrük Birliği aracılığıyla AB'nin rekabet edebilme gücüne katkı veren önemli bir ticari ortak olduğu vurgulanmış, büyüme performansı ve dışarıdan gelen şokları göğüsleyebilme yeteneğinin bulunduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, cari açık ve dış borç yapısı gibi bazı olumsuz unsurlara da dikkat çekilmiştir."
AB üyeliğinin, Türkiye'nin stratejik tercihi olduğu vurgulanan açıklamada ayrıca "Bu anlayışla mutat olduğu üzere, İlerleme Raporu, başta AB Bakanlığımız olmak üzere ilgili kurumlarımızla eşgüdüm halinde değerlendirilecek, görüşlerimiz her yıl olduğu gibi bu yıl da Komisyon’a bilahare iletilecektir" denildi.
AA