Bahçeli: Başkanlık oylamasında ne yapacağımızı o gün göstereceğiz
-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, " Meclis'te evet dersek, milletin huzurunda da evet deriz. Özümüz de, sözümüz de birdir" dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin olarak, "Neden hayır oyu kullanacağımız broşür haline getirdik. Meclis'te hayır dedik, referandumda da hayır dedik. Meclis'te evet dersek, milletin huzurunda da evet deriz. Özümüz de, sözümüz de birdir. MHP ilke ve ülkülerine uygun şekilde teklifi inceleyecek ve kararını verecektir. Siyasi yan kesiciler bizim ne yapacağımızı o zaman göreceklerdir" dedi.
Bahçeli Musul Operasyonu hakkında da, "Türkiye Musul Operasyonu'nun her aşamasında rol almalı, aktif ve zorlayıcı olmalıdır. Musul'a sokulmazsak Ankara'yı tehlikeye atarız" ifadelerini kullandı.
MHP lideri Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti gelip geçici heveslerin mahsulü değildir. Uğruna can verip, kan döken kahramanların sayesinde Cumhuriyetle buluşmuştur. Hiç kimse Cumhuriyetin ilke ve esaslarını değiştirme yanlışlarına başvurmasın. Geleceğimizin ana çatı ve rotası Türkiye Cumhuriyeti'dir. 29 Ekim 1923 ızdırap dolu yılların açılmamak üzere kapandığı tarihi bir kavşaktır. Tarihin en zor dönemlerinde nice badirelerle başa çıkan milletimiz, ülkemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtacaktır.
Karşımıza Mondros'u çıkardılar takılmadık, işgale kalktılar teslim olmadık, Serv'i yırtıp kafalarına fırlattık. Cumhuriyeti yıkma çalışmaları dün vardı, bugün de var. Milli iradeyi hazmedemeyen odaklar, dün olduğu gibi bugün de faaldir. Türk milleti uyanık ve şuurludur. 15 Temmuz'da olduğu gibi istilaya teşebbüs eden alçakları yerin dibine gömmeye muktedirdir.
Hukukun üstünlüğünü esas alan, milli ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti yaşatılacaktır. Devletimize anlam katan, geleceğimize istikamet çizen, milli ve hukuki kuralların irtifa kaybına dur diyeceğiz. Egemen olan hukuksuzluğun son bulması, Türkiye Cumhuriyeti'nin istikrarlı bir geleceğe kavuşması için görevimizi yerine getireceğiz. Teröristlere, işbirlikçilerine, her türlü örgüt ve oluşuma karşı milletimizle omuz omuza vererek direneceğiz. Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı'nı tebrik ediyorum.
TERÖRLE MÜCADELE
Devletimizi diri ve zinde, milletimizi bir ve beraber tutan köklü değerlerin yıpratıldığı bir dönemdeyiz. Korku ve kaygılar tavan yapmaktadır. Türkiye bir yandan iç sorunlarla uğraşmaktadır, bir yandan komşu ülkelerdeki anormal tehditlerle uğraşmaktadır. PKK'lı caniler polislerimize, askerlerimize hunharca kıymışlardır. Terörizm küresel mihraklardan aldığı teşviklerle içimizde hendekler açmak istemiş, sınırlarımız boyunca koridor inşa etmenin peşine düşmüştür. Terör Türkiye'yi ablukaya almıştır. Irak ve Suriye odaklı gerilimler hem iç huzuru hem bölgesel planları zedelemektedir.
"TÜRKİYE MUSUL OPERASYONUNUN DIŞINDA KALMAMALI"
Musul Operasyonu gittikçe kızışmaktadır. Askeri güç ve imkanlar genişlemektedir. Türkiye'nin Musul Operasyonu'na katılıp katılmayacağı tartışması sıcaklığını korumaktadır. ABD Savunma Bakanı, prensipte uzlaşıldığını açıklasa da Bağdat yönetimini tam tersini ileri sürmüştür. Türk askerinin konuşlandığı Başika'da IŞİD tarafından tehdit edilmektedir. TSK, IŞİD'e karşı yürütülen mücadeleye destek vermiştir. Musul'un teröristlerden temizliği süratle yapılmalıdır, Türkiye bu harekatın dışında kalmamalıdır. Irak teröre diz çöktüğünden her türlü dış telkine teslim haline gelmiştir. Bu ülkedeki istikrarsızlık ve iç karışıklık Türkiye'yi doğrudan etkiliyorsa buna suskun kalmamız akıl ve mantığa sığmayacaktır.
"MİSAKI MİLLİYE'YE Mİ BAKACAĞIZ YOKSA..."
IŞİD, Kerkük'e alçakça saldırı düzenlemiş, soydaşlarımızın kanını dökmüştür. Türkmeneli'ni aralarında taksim planı yapanlar hayasız ve haindir. PKK'nın Kerkük'te ne işi vardır? IŞİD ve FETÖ neyse PKK aynısı değil midir? Tavşana kaç, tazıya tut politikasının Türkmen kardeşlerimize ne faydası olacaktır? Katliamlar seriye bağlanırsa bunun hesabını kimler verecektir? Mezhep anlaşmazlığı tırmanlandırılmaktadır. Cellatlar etnik temizlik için baltalarını bilemektedir. Irak istemiyormuş, Suriye karşı çıkıyormuş, ABD itiraz ediyormuş; bunun ehemmiyeti yoktur. Bunu Misakı Milliye'ye mi bağlayacağız, yoksa birkaç densizin sözüne mi bakacağız?
Musul yanarken yerimizde duramayız, Kerkük infaz edilirken rahat duramayız. Kürdistan'ın kurulması için oyunlar oynayanlar akıllarını başlarına alsınlar. Herkes bilsin ki, okumuzu atıp, yayımızı hala asmadık; asmaya da niyetimiz yoktur.
Musul Operasyonu'nun uzun süreceği anlaşılmaktadır. Meselenin püf noktası, Musul güneybatı noktası açık tutulmaktadır ki IŞİD'li teröristlerin Rakka'ya çekilmesinin önü açık tutulmaktadır. Musul'a yönelik operayonun üç aşaması olduğu anlaşılmaktadır. Musul'un kontrolü sağlamaktadır ilki, ikincisi Musul'un istikrarının temin edilmesidir. Üçüncü amaç olarak Musul'un yeniden yapılandırılmasıdır. Türkiye Musul Operasyonu'nun her aşamasında rol almalı, aktif ve zorlayıcı olmalıdır. Bağdat yönetiminin Başika'daki askerler üzerinden ileri geri konuşması, Türkiye'ye husumetinin bir yansımasıdır. Başika'dan çekilmek Hakkari'den çekilmekle eşdeğerdir. Irak'ta sahada olduğumuz kadar, masalarda da olmamız gerekmektedir. Türkmeneli Türk'ün varlık yokluk mücadelesinin verildiği mahşer yeridir.
TÜRK BAYRAĞI'NIN YAKILMASI
Kuyumuzu kazanların kuyularını kazar, enselerinden tutarız. Bölge ve dünya ile bağımızı kesmemizi bekleyenlerin alınlarını karışlarız. Türk'e kefen biçmeye kalkanlara aziz milletimiz gökkubbeyi başlarına yıkar. Türk Bayrağını yakan şerefsizlere de şunu söylüyorum; bayrak bizim ruhlarımızda asılıdır, bu iğrençliği yapanların bunu anlaması imkansızdır. ABD'nin gölgesine sığınan korkak ve kuklaların bayrağımıza saldırması efendilerinin emirleridir. 'Osmanlı işgali bitti' yaygarasıyla Türk bayrağını ayaklar altına alanların onurları varsa, ar ve namuslarına sürülen lekenin temizlenmesidir.
Vatan turandır. Geldiğmiz yerleri unutmadık. Koptuğumuz coğrafyaları hafızalarımızdan çıkarmadık. Akıncıların naraları kulaklarımızda çınlamaktadır. Gün geldi, kazandığımız ecdad yadigarı topraklar elimizden kayıp gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşmadaki sözleri dikkat çekicidir: 'Cumhuriyet bizim ilk değil, son devletimizdir. Bu sınırları gönüllü kabul etmiş değiliz.' Biz de buna vurgu yaptık.
OSMANLI DEVLETİNİN TOPRAK KAYBI
Bilerek vatan topraklarından vazgeçmek milletin kabul etmeyeceği ihanettir. Misaki Milli bu hayat alanının resmiyete dökülmüş belgesidir. Osmanlı İmparatorluğu 1699 yılındaki etki alanlarıyla birlikte 24 milyon kilometrelik alanda hüküm sürmekteydi. 1299 yılından Karlofça Anlaşması'nın imzalandığı 400 yıllık zamanda rahmetle andığımız ecdadımız her gün 164 kilometrekare toprak kazanmıştır. Gerilemeye başladığımız 1699 tarihli anlaşmadan 12 Ağustos 1914 tarihine kadar yaklaşık 20 milyon kilometrekare toprak kaybettik. 12 Ağustos 1914-30 Ekim 1918 yıllarında ise 3 milyon kilometrekarelik toprağımız gitmiştir. 4 yıllık toprak kayıplarımız, 4 ayda bir Almanya, 3,5 ayda bir İngiltere, 2 ayda bir Yunanistan, 14 günde bir Belçika, 5 günde bir Lübnan kaybedilmiştir. Türk milleti varlığının bedelini en ağır ödemiş millettir. Bu neden gidecek başka yurdumuz yok.
Türkiye başkent Ankara'yı merkezine alıp, 360 derecelik çember çizerek her konuya kafa yormalıdır. Musul'a sokulmazsak Ankara'yı tehlikeye atarız. Türkiye ardından sürükleyen, örnek olan bir ülke olmalıdır. Devletimize milletimize kast etmeye çalışan barbarlara tek ses olalım, hep beraber Türk vatanını sonuna kadar müdafaa edelim.
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI
MHP sanal gündemlerle oyalanan bir anlayışa sahip değildir. 47 yıldır millete rağmen adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız. Türk devletinin varlık haklarını tahrip etmek isteyenlere hoşgörü göstermeyeceğiz. Muhalefet etmekle, eleştirmekle, milletimizin beklentilerini karşılayamayacağımızı iyi biliyoruz. Türkiye'nin sorunlarının farkındayız. Her teklifimiz, değerlendirmemiz, arayışımız bir fikri ve ahlaki zemine yaslanmaktadır. Biz devletin tıkandığını, anayasanın askıya alındığını söylüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'nı millet seçti, bu tartışmasızdır. Ancak, seçen milllet, anayasayı rafa kaldırarak başkan olsun demedi. Kim ne söylerse söylesin, devlet idaresi hukukun üstünlüğü ile çelişmektedir. Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığını ihlal etmesi anarşi ve kaosu tetikleyecektir. Sırf millet seçti bahanesiyle fiili başkanlığa mazeret uydurulması boş bir çabadır. Fiili durumun hukuki içerik kazanması için demokratik bir sürecin işletilmesi en geçerli ikinci yoldur. Mahalleyi ayağa kaldırmak için bizim başkanlık sistemine olumlu baktığımızı söyleyenler bu kanıya nasıl varmıştır? Daha nasıl izah ve açıklama getireyim? İster Mors alfabesi, ister dumanla iletişim kuralım kendilerini ikna edelim. MHP, parlamenter sistemden yanadır, revize edilmesini istemektedir.
BAHÇELİ NOKTAYI KOYDU!
Ne çare kulp takmayı sürdürüyorlar. Mahşer midillisi gibi ortalıkta gezinip koro halinde bize saldırıyorlar. Bizim ağzımızdan evet ya da hayır çıkmamışken, anayasa teklifinin ne içerdiği belli değilken, referandum yapanlar darbe şakşakçılarıdır, kriz hevesçileridir. Bunlar nato kafa, nato mermerdir. MHP'nin TBMM'de tercihi ne olursa, milletin karşısında da tıpa tıp aynısı olacaktır.
28 maddelik bir anayasa değişikliği yapıldı. Neden hayır oyu kullanacağımız broşür haline getirdik. Meclis'te hayır dedik, referandumda da hayır dedik. Meclis'te evet dersek, milletin huzurunda da evet deriz. Özümüz de, sözümüz de birdir. MHP ilke ve ülkülerine uygun şekilde teklifi inceleyecek ve kararını verecektir. Siyasi yan kesiciler bizim ne yapacağımızı o zaman göreceklerdir. AKP'nin muhtemel hazırlığı TBMM'de kabul ve onay görürse millete gitmekten hiç kimse çekinmemelidir. Millet son sözün sahibidir. Ortada fol yok, yumurta yokken, MHP'yi itibarsızlaştırmaya çalışanları da not edip, mahçup edeceğiz. Hepsini şaşkına çevireceğiz. AKP ne hazırladıysa getirsin, görelim.
HABERTÜRK