Başbakan Davutoğlu: Yeni programlar açıklayacağız
-
Başbakan Davutoğlu, "Türkiye'nin ekonomisinin yapısını daha rantabl, daha verimli ve reel sektörü de ayağa kaldıracak, şaha kaldıracak şekilde bir iç yapısal değişime ihtiyaç var" dedi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, politikayla ekonominin birbirine bütünleşik alanlar olduğunu belirterek, "Bunu politikanın ekonomiyi yönetmesi, ekonominin politikaya etki etmesi anlamında söylemiyorum. Sizin planlamalarınızın önünü açmak bizim görevimiz. Özel sektördür ekonomiyi belli bir çıtaya getirecek olan" dedi.
Davutoğlu, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) İş Konseyleri Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, devletin koyduğu ideallere, iş dünyasının intibak edememesi ya da iş dünyasının ufku genişlediğinde devletin o ufku anlayamaması durumunda "orkestra ritmi" yaşanmayacağını söyledi.
Yeni programlar açıklanacak
Açıklanan hükümet programının ortak akılla 3 günde yazıldığını dile getiren Davutoğlu, programla ilgili ekonomik anlamda olumsuz bir referans duymadığını anlattı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Reel sektörle ilgili alanların dışında 8 makro ekonomik alanda, 8 de sosyal alanda ayrıca paketleri önümüzdeki haftalarda açıklayacağız. G-20'ye çok güçlü bir şekilde gidiyoruz ve G-20 dönem başkanlığını da 1 Aralık'ta alacağız. İş kazalarıyla ilgili yeni yasal düzenlemeler yapıyoruz ve daha bir çok alanda. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu yeniden yapılanırken, Türkiye'nin siyaseti de yeniden yapılandı. Bu yeniden yapılanma içinde bir saat bile kaybedilmedi. Tek bir tartışma bile yaşanmadı, tek bir sorumsuz davranışla ülke ekonomisi riske edilmedi. Yapısal değişimle yeni Türkiye ve yeni ekonomi kavramlarını da gündeme getirmeye çalıştık."
"Yatırımlar arttı"
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de önemli bir ölçek değişimi yaşandığını ifade ederek, Türkiye'ye giren toplam yabancı yatırımların 1984-2002 arasında 14,6 milyar dolar olduğunu, bu rakamın 2003-2014 yılları arasında ise 145 milyar dolar düzeyinde bulunduğunu söyledi.
Küçülen bir dünya ekonomisi göze alındığında son 10 yılda gelen yatırımların söz konusu 20 yılın 10 misli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, DEİK'in sadece ticaret değil, belli alanlarda dış yatırım da yapması gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, 1974'ten 2002'ye kadar müteahhitlerin dışarıdan aldığı toplam iş tutarının 46 milyar dolar olduğunu aktararak, "2002-2003 yılları arasında bu rakam 231 milyar dolar" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin küresel alandaki bunalımlara refleksinin, kriz yönetme ve yeni alanlar açma kabiliyetinin insan unsurundan geldiğine işaret ederek, "Bu kadar dinamik bir girişimci toplumumuz olmasaydı, biz bu küresel krizi aşamazdık" dedi.
Orta Vadeli Program (OVP) ve yapısal dönüşüm programlarıyla Türkiye ekonomisinin yapısını, daha rantabl, verimli ve reel sektörü de ayağa ve şaha kaldıracak şekilde düzenleyeceklerini aktaran Davutoğlu, Başbakan olduktan sonra bütün bakanlıkları, devlet kurumlarını yerinde ziyaret etmeye çalıştığını, bütün bu kurumlarda envanter üzerinde yeniden yapılanmayla reform anlamında ciddi bir yapısal dönüşüme ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.
"Niteliksel bir dönüşüme ihtiyaç var"
62. hükümet programında "insani kalkınma" kavramını ortaya koyduklarına işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elimizde insan ve coğrafya gibi iki kaynak varsa, şimdi yapmamız gereken bu atıl kapasite kullanımından gelen 2001 krizinden sonraki bütün o kullanımları, limitlerine kadar zorlayarak yaptığımız hamleleri destekleyecek şekilde bir mahiyet değişimi yaşatmak ekonomiye. Bu da neyle olur? İnsanın, insani unsurun katma değerini artırarak. Bunun da Ar-Ge ve inovasyonla teknoloji yoğun alanlara geçmekle reel sektörün iç dinamizmini teşvik etmek suretiyle üretimin ihracata dönük gerçekleşmesiyle niteliksel bir dönüşüme ihtiyaç var."
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin bir kilogram mal ihraç ettiğinde 1,6 dolar, Almanya'nın ise 4,5 dolar kazandığını aktararak, dolayısıyla Almanların katma değerinin Türkiye'nin 3 katı olduğunu söyledi. Davutoğlu, bu rakamın nasıl artırılacağına yoğunlaşılması gerektiğine işaret etti.
Ödevimiz; ithalata bağımlılığın azaltılması"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, iş adamlarının birtakım ricaları olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"İhracata dönük bu yapısal değişime destek vermenizi istiyorum. Özellikle evvelsi gün açıklanan programa baktığınızda çok açık şekilde size mesajlar içeren hususlar vardı. İlk olarak ithalata olan bağımlılığın azaltılması. Bu, ortak ev ödevimiz. Türkiye'de cari açığın, ki bu en önemli dezavantajımız, bunun da kaynağını biliyoruz. Enerji ile ilgili sıkıntılarımız. İthalata olan bağımlılığın azaltılması için sizin desteğinize ihtiyacımız var. Sizinle birlikte bunu yapabiliriz. Sizinle bu kendi içindeki kıskacını aşabiliriz. Bu çerçevede bin 350 eylem planı belirledik. Önemli bir kısmı da ithalata olan bağımlılığın azaltılması yönünde."
İthalatı gümrük duvarlarıyla engelleme düşünceleri olmadığına vurgu yapan Davutoğlu, bunu iş adamlarının girişimci ve inovatif yöntemleriyle aşacaklarını anlattı. Davutoğlu, girdi tedarik stratejisinin güncelleneceğini belirterek, enerji üretim teçhizatlarının yurt içinde üretilmesini sağlayacaklarını kaydetti. Orta ve yüksek teknoloji ürünlerine yönelik yeni teşvik programları açıklayacaklarını aktararak, "Bize proje getireceksiniz. Yüksek teknoloji ürünler... Sadece yatay bir teşvik programı uygulamayacağız, 6 bölgeye ayırmak gibi. Dikey olarak da teknoloji yoğunluklu sektörler nerede olurlarsa olsunlar daha fazla teşvik alacaklar. Ar-Ge faaliyetlerini her açıdan destekleyeceğiz. Bütün bu çabamız iş adamlarının daha fazla katma değeri olan alanlara teşvik etmek" şeklinde konuştu.
Hedef: AB'ye tam üyelik
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi özelliklere dikkati çekerek, Afroavrasya'da en büyük üretim kapasitesine sahip olan yerin Türkiye olduğunu anlattı. Bu üretim kapasitesini ihracata dönük programlarla dışa açmaları gerektiğini dile getiren Davutoğlu, dışarıdan ülkeye kaynak aktarımını da Ar-Ge ve inovasyonlara yöneltilmesinin zorunlu olduğunu ifade etti. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerde tam üyelik için perspektifimiz devam edecek. Fakat bizim AB'ye sattığımız malların niteliği... Beyaz eşya... Çok ciddi mesafeler aldık. Şimdi katma değeri daha artırmak için artık teknolojiyi bile üretip, teknoloji yoğunluklu ihracatı AB'ye satmalıyız. Avrupa'da ilk üçe gireceksek rekabet ettiğimiz ülkeleri geçmemizin şartı; onlardan daha hızlı şekilde teknolojiye intibak etmemiz ve yeniden üretmemizle ilgili olabilir."
Kriz döneminde ciddi alanlar boşaldığını kaydeden Davutoğlu, Alman ekonomisinin AB içindeki rolünün artmasına paralel diğer ülkelerdeki üretim kapasitesinin düştüğüne değindi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hizmet sektörüne kayışlar olduğunu belirterek, başta Yunanistan olmak üzere büyük bir kriz yaşandığını söyledi. Kriz sonrası Avrupa'nın ciddi şekilde etüt edilmesi gerektiğini aktaran Davutoğlu, kendilerinin planlayacağı alanın Avrupa'da vizeler kalkması olduğunu anlattı. Davutoğlu, yakın coğrafyadaki krizlerin farkında olduklarını dile getirerek, "İçeride istikrar olduğunda ekonomimiz büyüyor. Dışarıda kriz olduğunda rekabet gücümüz artıyor. Kimsenin kimseyle savaşmasını istemeyiz ama İran-Irak Savaşı'nın Özal zamanında ihracatımızı artırıcı bir etki yaptığını biliyoruz" diye konuştu.