Ekonomistler TCMB'nin sadeleşme adımını yorumladı
-
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sadeleşme adımının Türk lirası varlıklar ve yabancı algısı açısından pozitif olduğunu dile getirdi
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sadeleşme adımının Türk lirası varlıklar ve yabancı algısı açısından pozitif olduğunu dile getirdi.
Merkez Bankası'nın sadeleşme adımına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan ekonomistler, dün akşam Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın iftar buluşmasında sadeleşme yönünde adım atılacağı sinyalini aldıklarını belirtti.
Ekonomistler, kararın bu kadar hızlı alınacağını beklemediklerini, ancak sadeleşme yönünde atılan bu adımın Türk lirası varlıklar ve yabancı algısı açısından son derece pozitif olduğunu vurguladı.
Kararın hem yabancı yatırımcılar hem piyasa oyuncuları açısından daha anlaşılabilir ve öngörülebilir politika uygulanacağına işaret ettiğini söyleyen ekonomistler, TCMB'nin geleneksel çerçevede sıkı duruşa geçmesinin finansal istikrarın tekrar sağlanmasında destekleyici olacağını ifade etti.
Merkez Bankası'nın sadeleşme adımı ile 1 Haziran itibarıyla bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının Merkez Bankası politika faizi ve oranın yüzde 16,50 olacağını belirten ekonomistler, gecelik borç alma faizinin yüzde 15, gecelik borç verme faizinin yüzde 18 ve Geç Likidite Penceresi borç verme faizinin yüzde 19,5 şeklinde oluşacağını sözlerine ekledi.
"1 hafta vadeli repo ihalelerine geri dönülecek"
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, uzun bir süredir TCMB'nin haftalık repo ihalesi düzenlemediğini ve tüm fonlamayı GLP üzerinden sağladığını belirtti.
Yapılan açıklamadan artık GLP fonlamasının (istisnai durumlar hariç) kullanılmayacağını anladığını ifade eden Bürümcekçi, bunun yerine fonlamanın eskiden olduğu gibi haftalık repo ihaleleri ile sağlanacağını ve söz konusu faizin yeniden politika (gösterge) faizi niteliğine kavuşacağını söyledi.
Bürümcekçi, yapılan açıklamadan 1 Haziran'dan itibaren 1 hafta vadeli repo ihalelerine geri dönüleceğini anladığını dile getirdi.
Miktar ihalelerindeki sabit faizin para politikası duruşunun gevşememesi açısından mevcut GLP faiz oranı (yüzde 16,5) seviyesinde belirlendiğini bildiren Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Ayrıca, haftalık repo etrafında +/- 150 baz puanlık simetrik ve dar bir faiz koridoru oluşacağı belirtildiğinden, koridorun alt ve üst sınırlarını oluşturan gecelik borç alma ve borç verme (marjinal fonlama oranı) faizleri sırası ile yüzde 7,25 ve yüzde 9,25 seviyelerinden yüzde 15 ve yüzde 18 seviyesine çıkacaktır. GLP faiz oranı ise, TCMB tarafından ayrıca ilan edilmeyecek, belirlenen formüle göre gecelik borç verme faiz oranı üzerine 150 baz puan ilave edilerek uygulanacaktır. Ayrıca, 117 milyar TL düzeyindeki fonlama bir gün içinde haftalık repo ihalesi ile karşılanamayacağından, bir hafta olacak geçiş sürecinde gecelik fonlama devam edecektir. Bu durumda, yeni faiz koridoru 1 Haziran itibarıyla gecelik borç alma faizi yüzde 15, haftalık repo faizi yüzde 16,5, gecelik borç verme faizi yüzde 18 ve GLP faizi yüzde 19,5 şeklinde oluşacak."
"Sadeleşme adımı, TL varlıklar açısından olumlu"
İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin, kararın TL varlıklar açısından olumlu olduğunu belirterek, "Son dönemde ekonomi politikalarıyla ilgili oluşan endişeler dikkate alındığında, ileriye yönelik planlar anlatılmasının yerine somut adımlar görmeyi bekliyor yatırımcılar." dedi.
Bu anlamda, sadeleşmenin bir an önce hayata geçirilmiş olmasının olumlu etkisi yaratacağını ifade eden Sezgin, Merkez Bankası'nın, hali hazırda uzun bir zamandır tek faizle ilerlediğini ifade etti.
Sezgin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ancak çerçeve olarak da sadeleşilmesi ve bunun adını konulması belirsizlikleri daha da azaltıyor. Daha anlaşılabilir ve öngörülebilir politika olacak. Ayrıca, oluşturulan koridora bakılırsa bazı günlerde Merkez Bankası mevcut durumdan daha sıkı bir duruş da gösterebilme esnekliği elde etmiş olacak. Bu da fiyat istikrarı ve TL açısından pozitif bir gelişme. 7 Haziran'da daha fazla adım atılmasına yönelik ihtiyacı da büyük ölçüde ortadan kaldırabilir. Merkez Bankası'nın adımlarının ekonomi yönetiminin mali disiplinin tesis edilmesine yönelik adımları ve ekonominin kademeli bir şekilde yavaşlamasına izin verilmesine yönelik net bir duruş ile desteklenmesi gerekir. Bunlar da yapılırsa, piyasadaki olumluya dönen hava belirginleşebilir."
"GLP, artık ana politika aracı olmaktan çıkıyor"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, para politikasında sadeleşmenin nihai adımının gerçekleştiğini belirtti. Politika faizinin, bir haftalık repo ihale faiz oranı olarak netleştiğini ve faiz koridorunun da yüzde 15-18 bandında simetrik hale getirildiğini söyleyen Tokalı, şunları kaydetti:
"Böylece, bir haftalık repo ihale faiz oranı yüzde 8'den yüzde 16,5'e, faiz koridorunun üst bandı da yüzde 9,25'ten yüzde 18'e yükseliyor. GLP artık ana politika aracı olmaktan çıkıyor. Eskiden olduğu gibi, olağanüstü durumlarda başvurulabilecek araç olma durumuna geri dönüyor. Faizi de gecelik borç verme faiz oranının 150 baz puan üzerinde yani yüzde 19,5.
Küresel normalleşme eğiliminde hem dünya merkez bankaları hem de piyasalar tarafından hemfikir olduğu mevcut konjonktürde, TCMB'nin de geleneksel çerçevede sıkı duruşa geçmesinin finansal istikrarın tekrar sağlanmasında destekleyici olacağını düşünüyoruz. Maliye politikasında da 'mali kural'ın örtük şekilde de olsa uygulanmaya başlanmasının da eşlik etmesi durumunda, TL varlıklarına yönelik toparlanma süreci hız kazanabilir."
"TL'de değer kazanma eğilimi devam edebilir"
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı dün akşamki toplantıda aslında TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın "önümüzdeki günlerde" bu adımın geleceğinin sinyalini açık bir biçimde verdiğini belirterek, "Sayın Çetinkaya bunun sinyalini verdiğinde kendimi müthiş hissettim ve içimden 'nihayet' dedim. Ancak, kararın bu kadar çabuk alınması sürpriz oldu. Sonunda, çok uzun süredir beklediğimiz, özlediğimiz tek faizin aktif olarak kullanıldığı basitleştirilmiş faiz çerçevesine ulaşmış olduk." dedi.
Bu hamleyle TCMB'nin sadece para politikasını daha sade ve anlaşılabilir kılmakla kalmadığını, aynı zamanda piyasaya normalleşme yolundaki en önemli hamleyi yapabileceğini de göstererek son dönemde kaybettiği kredibiliteyi de yeniden tesis etme yolunda büyük bir adım attığını vurgulayan Kanlı, bu kararın kuşkusuz ki TL ve TL cinsi varlıklar için olumlu olduğunu dile getirdi.
Kanlı, TL'de değer kazanma eğiliminin devam etmesini bekledikleri ifade ederek, "TL varlıklara da yeni bir ivme verebilir karar. Haziran ayında herhangi bir faiz artışı beklemeye mahal yok." diye konuştu.
"TL'nin açığa satılma ivmesi kırılacak"
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek, sadeleşme hamlesinin gecikmeli de olsa atılmış olduğunu belirtti. PPK kararı sonrası gelen Eximbank açıklaması ile birlikte değerlendirildiğinde döviz talebini azaltıcı etkide bulunmasını beklediklerini söyleyen Gödek, Türk lirasının açığa satılma ivmesinin kırılacağına dikkati çekti.
Gödek, sözlü ifadelerin ardından aksiyona geçilmiş olması ve bunun için 7 Haziran tarihinin beklenmemesinin gayet olumlu olduğunu vurguladı.
Bu kararın Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın Londra ziyaretine denk getirilmesinin de yabancı yatırımcı nezdinde bozulan algıyı toparlamak adına gayet önemli ve pozitif olduğunu ifade eden Gödek, şunları kaydetti:
"Böylece, Ocak 2017'den bu yana ilk kez haftalık repo ile fonlama gerçekleşecek. Gerektiği durumda faiz koridorunun üst bant oranı da aktifleştirilecek. Merkez Bankası'nın aktif davranma durumu daha da belirginleşiyor. GLP de koridorun üst bant oranı üzerinde bir seviyede belirleneceğinden resmin bütünü daha anlamlı hale geliyor. Yerel varlıkların fiyatlaması açısından hamleyi doğru buluyoruz. Uzun vadeli faizler üzerinde etkisi düşüş yönlü olabilir."