İTO/Avdagiç: Tasarruf, milli bir politika olmalı
-
İTO Başkanı Şekib Avdagiç "Tasarruf, milli bir politika olmalı. Böylelikle Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacını sıfırlamış oluruz. Mutlaka dış kaynak ihtiyacımızı sıfırlayacak bir yapıyı kurgulamalıyız" dedi
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, tasarrufun milli bir politika olması gerektiğini belirterek, "Böylelikle Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacını sıfırlamış oluruz. Mutlaka dış kaynak ihtiyacımızı sıfırlayacak bir yapıyı kurgulamalıyız." dedi.
Avdagiç, Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından İTO'da düzenlenen "Emekliliğimiz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES'leniyor" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, İTO’nun 406 bin aktif üyesi olduğunu ve Türkiye’deki her 4 firmadan birinin İstanbul’da bulunduğunu söyledi.
İTO üyelerinin yaklaşık 2,6-2,7 milyon istihdam sağladığına işaret eden Avdagiç, şöyle devam etti:
"Tasarrufa baktığımızda ülke olarak arzu ettiğimiz noktada değiliz. Geçen yıl bütün bu ekonomik süreçlere rağmen 50-60 milyar mertebesindeki dış ticaret açığımız ancak 30 milyar doların altına geriledi. Türkiye'de kredi olarak dağıtılan 116 liranın ancak 100 lirasını biz yatırıyoruz. Kalanını yurt dışından elde ediyoruz. Yurt dışında yapılan tasarrufların bir kısmı, Türkiye'deki şirketlere kredi olarak kullandırılıyor. Bu, sürdürülebilir bir şey değil.
Biz genç bir ülkeyiz. Bizim kişi, şirket ve kamu olarak, tasarrufu önceleyen bir bakış açısını ortaya koymamız gerekiyor. Tasarrufla ilgili mutlaka eğitim verilmeli. Tasarruf konusunda milli bir seferberlik yapılmalı. Tasarruf, milli bir politika olmalı. Böylelikle Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacını sıfırlamış oluruz. Mutlaka dış kaynak ihtiyacımızı sıfırlayacak bir yapıyı kurgulamalıyız."
Avdagiç, Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) yeterince anlatılamadığını, doğru tanıtımla sistemin içine daha fazla insanın çekilebileceğini, yeni katılımcı bulmak için değişik metotların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
BES'teki fon tutarının cari açığın düşürülmesi ve sermaye piyasalarının derinleşmesine, güçlenmesine, spekülasyonların azaltılmasına çok ciddi faydası olduğunu belirten Avdagiç, emeklilik sektörünün diğer ülkeler göz önüne alındığında fon büyüklüğü ve katılımcı sayısı bakımından hala potansiyel oluşturduğunu vurguladı.
- "Milli tasarruf seferberliği yapmalıyız"
Şekib Avdagiç, BES katkısının brüt ücret üzerinden yüzde 3 olarak hesaplandığını aktararak, "Bu oran, net maaşta yaklaşık yüzde 5’e tekabül ediyor. Türkiye’de özellikle düşük gelir grubundaki insanların yüzde 5’lik kesintiye hemen 'tamam' demeleri çok gerçekçi değil." dedi.
Tasarrufun bir ülke açısından çok önemli olduğuna işaret eden Avdagiç, "Milli tasarruf seferberliği yapmalıyız. Bu, Türkiye’nin bekası için çok önemli bir konu. Geçen yıl yaşadığımız ekonomik süreçlerde bunu gördük. Türkiye, kendi yağıyla kavrulmadığı sürece her zaman ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmaya açık bir ülke olur." diye konuştu.
- "Kıdem tazminatı, kurgulanan şekliyle işveren açısından sorunlu"
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Avdagiç, kıdem tazminatında geçilmesi planlanan fonlu sisteme ilişkin, şunları kaydetti:
"Kıdem tazminatı, şu an kurgulanan şekliyle işveren açısından sorunlu. İşçi tarafı, kazanılmış haklarından bahsediyor ama işverenlerin de birtakım kazanılmış hakları var. Kıdem tazminatı, işverenin çalışanı tutması için önemli bir araç. Ama bu yeni pakette, 'çalışanların şirketlerini daha fazla sahiplenmesi' konusu ortadan kalkıyor. Bunu çok iyi yönetmek lazım. Yoksa iş döner dolaşır işverenin sırtına çok daha ciddi bir yük olarak biner. Çalışanların şirketleriyle bağını çok zayıflatır. Bu konuya fon sağlama noktasında 'evet' diyoruz ama bunun işveren tarafıyla da doğru görüşülmesi lazım."
İşçi ve işveren sendikalarının, Türkiye'deki çalışanların yüzde 10'unun altındaki bir sayıyı temsil ettiğini savunan Avdagiç, "Ya kalan yüzde 90’lık kesimin temsilcileri…Burada bizler çok önemli aktörleriz. Orada olmamız lazım. Yoksa orada çok az bir kesimi temsil eden grupların söylemleriyle hareket edersek sistemde ciddi zafiyetler, sıkıntılar ve çözülemez noktalar ortaya çıkar." dedi.
- "BES bir kumbara değil, bir birikim havuzu"
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Garanti Emeklilik ve Hayat AŞ Genel Müdürü Burak Ali Göçer de Türkiye’nin en önemli eksiğinin tasarruf olduğunu belirterek, Türkiye’de tasarruf oranının gelişmiş ülkelere kıyasla az olduğunu söyledi.
Göçer, 2017 yılında alınan otomatik katılım kararının çok yerinde olduğunu ifade ederek, Otomatik Katılım Sistemi (OKS) ile 5 milyon kişinin tasarruf etmeye başladığını, söz konusu birikimlerin, işverenlere sermaye piyasası üzerinden katkı olarak geri döneceğini kaydetti.
5-9 çalışanı olan firmaların da bu ayın sonuna kadar sisteme giriş yapacağını anımsatan Göçer, "Bu ayın sonuna kadar sisteme girmemiş firmalar da sisteme girebilir. Yaklaşık 200 bin firmanın daha sisteme girmesini bekliyoruz." dedi.
Göçer, sisteme girmeyen firmalara cezai müeyyide uygulanacağını belirterek, "Sektör olarak en büyük eksikliğimiz bu fonun yönetilmemesi. Burası (BES) bir kumbara değil, burası bir birikim havuzudur." ifadelerini kullandı.
- "Acenteler de sisteme dahil edilmeli"
İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Meclis Üyesi Doğan Şen ise BES'in sadece bireylere tasarruf edinme alışkanlığı sağlamadığını, aynı zamanda milli sermayeyi de güçlendirdiğini vurguladı.
Daha çok katılım için sistemin insanlara iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Şen, şunları kaydetti:
"İnsanları sisteme dahil ederken hedef kitle ve kişiler iyi belirlenmelidir. Sistem iyi anlatılmadığı sürece insanların BES ile ilgili önceliği olmayacaktır. Ödenen katkı payları katılımcının profiline göre önerilmelidir. Aksine ilerleyen zamanlarda veya vade sonunda katılımcıların alacağı rakamlar beklentilerini karşılamayabilir. Bu nedenle fon büyüklüğü de istenilen hedefe ulaşmayacaktır. Acente kanalı için başka otoriteler ve sigorta şirketleri yeniden bu kanaldan faydalanabilmeli. Acentelerin de sisteme dahil edilmesi gerekiyor."
AA