MB: Sadeleştirme sonunda politika faizi yeniden belirlenecek
-
TCMB, PPK özetinde, "Enflasyonda yukarı riskleri dengelemek için sıkılaştırma faydalı olabilir" açıklaması yer aldı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) PPK özetinde, "Sadeleşme tamamlanınca politika duruşunu 1 haftalık repo faizi belirleyecek" açıklaması yer aldı.
Merkez Bankası, özette, "Alınan önlemlere bağlı kredi büyümesinde yavaşlama beklenmekte. Önlemlere bağlı kredi büyüme hızları makul düzeylerde. İç talep temelde tüketim kaynaklı artış sergilemekte. Finansal istikrarı destekleyecek yapısal tedbirler önemli. Enflasyonda yukarı riskleri dengelemek için sıkılaştırma faydalı olabilir" değerlendirmesi yaptı.
Merkez Bankası toplantının önemli bölümü sadeleşme konusuna odaklanıldığını belirtti. Yılın ikinci yarısında iç talebe dair aşağı yönlü risklerin arttığı vurgulandı. Finansal istikrarı destekleyecek yapısal tedbirlerin önemli olduğu ifade edildi.
"Mevcut göstergeler tüketim talebinde ılımlı bir görünüme işaret ederken yatırımlarda toparlanma sürecinin başladığına ilişkin bir sinyal vermemektedir"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Küresel piyasalardaki belirsizlikler ve tüketici ile yatırımcı güvenindeki zayıf seyir önümüzdeki dönemde büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır" denildi.
Kurulun, 18 Ağustos 2015 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, temmuz ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,09 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,39 puan düşerek yüzde 6,81 olduğu anımsatıldı.
Gıda grubu yıllık enflasyonunun, bir önceki aya kıyasla yatay seyrederken petrol fiyatlarındaki azalışa bağlı olarak enerji grubu yıllık enflasyonun düştüğü belirtilen özette, "Bu dönemde hizmet enflasyonu gerilerken döviz kuru etkileriyle temel mal grubu enflasyonu sınırlı bir oranda yükselmiştir. Çekirdek enflasyon göstergelerinin ana eğiliminde bir miktar iyileşme kaydedilmiştir" ifadelerine yer verildi.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyonun temmuz ayında yatay seyrederek yüzde 9,25 olduğuna işaret edilen özette, "Yıllık enflasyon, işlenmemiş gıda grubunda sınırlı oranda artarken işlenmiş gıda grubunda yavaşlama eğilimini devam ettirmiştir. İşlenmemiş gıda grubunda taze meyve-sebze fiyatlarındaki olumlu seyir sürerken et fiyatları artış eğilimini korumuştur. İşlenmiş gıda grubunda ise ekmek tahıl grubundaki gelişmeler enflasyonu olumlu etkilemeye devam ederken diğer ürünlerin fiyatlarında bir miktar hızlanma gözlenmiştir" bilgisine yer verildi.
Özette, enerji grubunda yıllık enflasyonun, uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş eğilimi ile birlikte azalan akaryakıt fiyatlarına bağlı olarak yüzde 1,58 oranına gerilediği kaydedilirken, petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün ay içinde de devam etmesiyle enerji grubu yıllık enflasyonundaki düşüşün ağustos ayında da süreceği öngörüsünde bulunuldu.
Hizmet fiyatları temmuz ayında yüzde 0,80 artarken grup yıllık enflasyonunun 0,43 puan azaldığı ve yüzde 8,42'ye gerilediği ifade edilen özette, bu dönemde yıllık enflasyonun kira ile lokanta ve otel grubunda yükseldiği, haberleşme ve ulaştırma hizmetlerinde baz etkisiyle gerilediği bildirildi.
Özette, kırmızı et fiyatlarındaki seyre bağlı olarak yemek hizmetleri grubundaki yüksek oranlı fiyat artışlarının temmuz ayında da sürdüğü aktarılarak, hizmet enflasyonu ana eğiliminde ise bir önceki aya kıyasla iyileşme gözlendiği vurgulandı.
Özette, "Temel mal grubu yıllık enflasyonu temmuz ayında 0,09 puanlık artışla yüzde 6,05'e yükselmiştir. Bu dönemde yıllık enflasyon dayanıklı tüketim mallarında yükselirken giyim grubunda gerilemiş, giyim ve dayanıklı dışı temel mallar grubunda ise yatay seyretmiştir. Dayanıklı malların seyrinde döviz kuru gelişmelerinin etkisi gözlenmiştir. Bu dönemde giyim fiyatlarında gözlenen olumlu seyre de bağlı olarak temel mal enflasyonu ana eğilimi gerilemiştir" bilgisine yer verildi.
Haziran ayında sanayi üretim endeksinin bir önceki aya göre yüzde 2,4 yükselerek güçlü bir artış sergilediği belirtilen özette, şunlar da kaydedildi:
"Böylece, sanayi üretimi ikinci çeyrekte önceki çeyreğe göre yüzde 1,6, önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 3,9 oranında artış kaydetmiştir. Haziran ayında üretimde görülen yüksek oranlı artışın iktisadi faaliyette bir ivmelenme anlamına gelmediği, bu gelişmede daha çok otomotiv sektöründeki grevlerin bir önceki ayda yol açtığı üretim kaybının telafisi ile ramazan ayı öncesinde üretimin öne çekilmesinin etkili olduğu düşünülmektedir. Nitekim temmuz ve ağustos ayına dair öncü veriler sanayi üretiminde yılın ilk yarısında gözlenen güçlü performansın ikinci yarıda daha ılımlı bir eğilime dönüşebileceğine işaret etmektedir."
"Hizmetler sektörünün istihdama katkısının, yılın ilk dönemlerindeki seviyelerinin altında kalması beklenmektedir"
Özette, harcama tarafına ilişkin verilerin, ikinci çeyrekte özel tüketim talebindeki artış eğiliminin devam ettiğine, yatırımların ise zayıf seyrini koruduğuna işaret ettiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Tüketim malları üretim ve ithalatı ikinci çeyrekte bir önceki çeyrek ortalamalarına kıyasla artış göstermiştir. Taşıt hariç sermaye malları üretimi ve ithalatı ise ikinci çeyrekte gerilemiştir. İnşaat sektörüne ilişkin göstergeler de inşaat faaliyetlerinde toparlanmaya işaret etmemektedir. İç piyasa otomobil satışları grevlerin etkisi ile mayıs ayında gözlenen belirgin gerilemenin ardından haziran ve temmuz aylarında aylık bazda artışlar kaydetmiştir. Böylelikle, son dönemde tüketimdeki artışa önemli katkı yapan otomobil satışlarının temmuz ayında da tüketimi desteklediği tahmin edilmektedir. Diğer yandan, temmuz-ağustos dönemine ilişkin PMI ve temmuz ayına ilişkin İktisadi Yönelim Anketi (İYA) sipariş göstergeleri iç talepte güçlü bir seyre işaret etmemektedir. Tüketici güven endeksleri de temmuz ayında zayıf bir görünüm sergilemeye devam etmiştir. Firmaların gelecek dönem yatırımlarına ilişkin beklentileri temmuz ayında bir miktar artış gösterse de düşük düzeylerdeki seyrini korumaktadır. Özetle, mevcut göstergeler tüketim talebinde ılımlı bir görünüme işaret ederken yatırımlarda toparlanma sürecinin başladığına ilişkin bir sinyal vermemektedir."
Dış talep göstergelerinden altın hariç miktar endeksinin ilk çeyrekteki gerilemenin ardından yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre artış gösterdiği belirtilen özette, altın hariç ithalatın ise ikinci çeyrekte ılımlı bir artış kaydettiği aktarıldı.
"Böylelikle, reel dengelenme sürecinde 2014 yılı ikinci yarısından itibaren gözlenen bozulmanın 2015 yılı ikinci çeyreğinde bir miktar tersine döndüğü gözlenmektedir" denilen özette, enerji fiyatlarındaki düşüşün de desteğiyle önümüzdeki dönemde cari dengenin iyileşmeye devam edeceğinin tahmin edildiği dile getirildi.
Özette, şunlar kaydedildi:
"Bununla birlikte, ihracattaki görece zayıf görünüm ve turizm gelirlerindeki olası azalma söz konusu iyileşmeyi sınırlayabilecektir. Mayıs döneminde toplam ve tarım dışı işsizlik oranları mevsimsellikten arındırılmış olarak nisan dönemine göre sırasıyla 0,2 ve 0,3 puan artmıştır. Tarım dışı sektörlerde istihdam artışında önemli bir değişiklik olmamış, işsizlik oranındaki artış önceki dönemlerde yatay seyreden işgücüne katılım oranındaki artıştan kaynaklanmıştır. Bu dönemde sanayi ve hizmetler istihdamı artarken inşaat istihdamı gerilemiştir. Sanayi istihdamı önceki dönemlere göre güçlü bir şekilde artarak tarım dışı istihdam artışına en yüksek katkıyı vermiştir."
Sanayi üretimi ve anket göstergelerinin sanayi sektörünün gelecek dönemde istihdama ılımlı bir katkı vereceğine işaret edildiği belirtilen özette, şu bilgilere yer verildi:
"Hizmetler sektörünün istihdama katkısı, turizm sektöründeki durağanlığın da etkisiyle, önceki dönemlere göre sınırlı kalmıştır. Önümüzdeki dönemde de hizmetler sektörünün istihdama katkısının, yılın ilk dönemlerindeki seviyelerinin altında kalması beklenmektedir. Bu çerçevede, yılın geri kalan döneminde istihdamda güçlü bir artış beklenmemektedir. İktisadi faaliyetin görünümü ve yatırım eğilimindeki zayıf gidişat istihdam piyasası üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Özetle, yılın ikinci çeyreğinde dış talebin zayıf seyrini koruduğu, iç talebin ise büyümeye ılımlı düzeyde katkı verdiği değerlendirilmektedir. Mevcut göstergeler, temmuz-ağustos döneminde ikinci çeyrekteki bu görünümün korunduğuna işaret etmektedir. Küresel piyasalardaki belirsizlikler ve tüketici ile yatırımcı güvenindeki zayıf seyir önümüzdeki dönemde büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır."