Merkez bankacılar "QE" labirentinden çıkmanın yollarını arıyor
-
Dünyanın en genişlemeci iki merkez bankası tahvil alım labirentinden çıkmanın yollarını düşünmeye başladı
Dünyanın iki en büyük genişlemeci merkez bankası, tahvil alım labirentinden çıkmanın yollarını düşünmeye başladı.
ABD merkez bankası Fed'in varlık alımlarını sona erdirmesinden ve faiz artırımına başlamasından çok sonra, Japonya Merkez Bankası (BOJ) ve Avrupa Merkez Bankası (AMB), tüketici fiyatlarındaki artışları canlandırma mücadelesinde yoğun parasal genişlemeye (QE) güvenmeye devam ediyor.
Ancak bir zamanlar işe yarayan yöntemler, ille de daima işe yarayacak değil. QE'nin parıltısı, mali istikrar endişeleri ve ticari bankalar için azalan karlar ve özellikle de alım için yeterli derecede uygun varlıkları bulma zorluğu dahil olumsuz yan etkilerin arttığı bir ortamda etkisini yitirmekte.
BOJ, politika çerçevesini, bu çerçeveyi sürdürülebilir kılmak amacıyla değiştirirken, AMB yetkililerinin QE'nin kurallarını nasıl ayaarlayacakları ve böylece onu ihtiyaç duyulduğunda nasıl aktif olarak tutabilecekleri konusunu değerlendirdikleri belirtiliyor. Her iki merkez bankası enflasyon hedeflerinin oldukça uzağında, bu da, bu bankaların programlarının ideal olarak uzun bir yolculuk için hazır olduğu anlamına geliyor. Ancak politika yapıcıların ise gidilebilecek fazla yolları olmadığını bildiklerine ilişkn artan işaretler var.
Hong Kong'da HSBC Holdings Plc Asya ekonomik araştırma eş başkanı Frederick Neumann, "QE,bildiğimiz üzere, pist dışına çıkıyor," dedi ve "Sonsuz sayıda satın alınacak tahvil yok. Ve yatırımcılar, halen piyasada kalmış olan merkez bankasına teslim olmak konusunda artan bir şeklde isteksiz" şeklinde görüş bildirdi.
AMB'de, QE'yi sonlandırmanın yolları konusunda konuşmalar, ani duruştan ziyade kademeli azaltmaya (tapering) doğru döndü. Bu konudaki gelişmeler böyle bir hareketin zamanlaması konusunda henüz hiçbir şey söylemiyor ve bu konu henüz Yönetim Konseyi'nin gündeminde resmi olarak görüşülmedi, ancak çıkış stratejisi konusunda gayrıresmi bir konsensüs oluştuğu gerçeği, daha fazla tahvil alımı yapma konusunda politika yapıcılar arasında azalan iştahı yansıtıyor.
Merkez bankasının piyasadaki devlet tahvillerinin üçte birine sahip olduğu Japonya'da, BOJ Başkanı Haruhiko Kuroda odaklanmasını, varlık alımlarının artırılması yerine farklı vadelerdeki faizleri hedeflemeye çevirdi. Bu hareket bir anlamda varlık alımlarının azaltılması (tapering) olarak da değerlendirirken, çok az kişi BOJ'un olağanüstü gevşek para politikasını ykın zamanda sonlandırmasını bekliyor.