OECD'den Türkiye'ye salgın desteği eleştirisi
-
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2021 yılına ilişkin ekonomik görünüm raporunda Türkiye'nin salgına karşı uyguladığı kredi politikalarını 'sürdürülemez' olarak niteleyerek, geçici ve hedefli doğrudan destek uygulanmasını önerdi.
OECD, 2021 yılına ilişkin küresel ekonomik görünüm raporunda, Türkiye’nin salgına karşı uyguladığı politikaları eleştirdi. Hükümetin ağırlıklı olarak kredi büyümesine dayalı bir politika izlediğini hatırlatan kuruluş, bunun salgından etkilenen şirket ve hane halkları için sürdürülemez olduğunu savundu.
Hükümet bir yandan mali konsolidasyon hedeflerken, söz konusu kredi büyümesi kamu finansmanında net olmayan ve potansiyel olarak büyük bir yükümlülük oluşturuyor. OECD’ye göre salgının sürmesi, düşük istihdam ve hanehalkı geliri, yüksek borçluluk ve refinansman maliyetleri gibi unsurlar hem hane halkı hem de şirketlere doğrudan desteği gerektiriyor. Türkiye’nin görece düşük borçluluk oranı geçici ve hedefli destekleri uygulanmasını mümkün kılıyor.
Kuruluş raporunda 2021 küresel büyüme beklentisini yüzde 5,6'dan yüzde 5,8'e yükseltirken, Türkiye'ye ilişkin büyüme beklentisini ise yüzde 5,9'dan yüzde 5,7'ye indirdi.
Türkiye en az destek veren ülkelerden
OECD’nin analizinde kullandığı IMF’nin Mali İzleme Raporu'na göre Türkiye hanehalklarına ve şirketlere en az doğrudan destek veren ülkeler arasında yer alıyor. Gelişmiş ülkeler milli gelirlerinin yüzde 16’sından fazla doğrudan destek uygularken, Türkiye’de bu oran yüzde 2’nin altında kaldı.
Elvan: Destekler milli gelirin yüzde 3'ünü aşacak
Türkiye salgının ekonomik etkileriyle mücadele konusunda eleştirilerin hedefi olurken, ekonomik yönetimi yıl sonuna kadar desteklerin milli gelirin yüzde 3'ünü aşacağını belirtti.
Son olarak Türkiye Bankalar Birliği'nin 64. Genel Kurulu'nda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan yıl sonunda destek tutarının 183 milyar TL'ye ulaşacağını ifade etti.
Elvan konuyla ilgili şunları belirtti:
Salgının başından bugüne kadar merkezi yönetim bütçesinden 79 milyar liralık bir harcama yaptık. Yıl sonunda bu tutarın 109 milyar liraya ulaşmasını öngörüyoruz.
Desteklerimiz sadece bütçe imkanlarıyla da sınırlı kalmadı. İşgücümüzü kaybetmemek adına İşsizlik Sigortası Fonu devreye girdi.
Kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, nakdi ücret desteği ve normalleşme desteği mekanizmalarıyla 9 buçuk milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık bir destek sunduk.
İşgücü piyasasına sunduğumuz bu desteklerin de katkısıyla, toplam istihdam 2020 Haziran’ına göre 1 buçuk milyon kişi artarak 28 milyona çıktı.
Bu gelişmeyi müsbet görmekle beraber, elbette yeterli bulmuyoruz.
Reform programımızda yer aldığı gibi; kadın ve genç istihdamı başta olmak üzere, işgücü piyasalarını canlandıracak adımları hızla hayata geçireceğiz.
Merkezi yönetim bütçesi, işsizlik sigortası fonu ve sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı destek fonunu bir bütün olarak düşünürsek; bugüne kadar bu üç kalemden toplam 136 milyar lira harcadık.
Yıl sonuna kadar bu tutar yaklaşık 183 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,2’sine ulaşmış olacak.