Şimşek: Af değil; fırsat!
-
"Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affı" olarak nitelendirilen Torba Yasa hakkında konuşan Mehmet Şimşek, bunun bir af değil, mükellefler için kaçınılmaz bir fırsat olduğunu söyledi
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Antalya-Beldibi'nde düzenlenen ve ''Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına Dönük Değerlendirme Toplantısı''nın açılışında yaptığı konuşmada, Torba Kanun ile vatandaşlara getirilen kolaylıkların önce kendi teşkilatları tarafından çok iyi anlaşılması, merkezle taşranın uyumlu bir şekilde çalışması ve yasanın ülke genelinde vatandaşlara tutarlı bir şekilde anlatılarak, uygulamaya konulması gerektiğini ifade etti.
Geçen yıl mükellef hakları konusunda çok önemli adımlar attıklarını, vergi denetimi ve idari yapının güçlendirilmesine dönük düzenlemeleri de hayata geçirdiklerini kaydeden Şimşek, yeniden yapılandırmaya dönük kanunla da ''çok önemli bir reform'' gerçekleştirdiklerini söyledi.
Reform uygulamasının taşra ile merkezin çok uyumlu şekilde çalışmasıyla başarılı şekilde yürütülebileceğini dile getiren Şimşek, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı kamu alacaklarının yapılandırılması uygulaması ile karşı karşıya olduklarını vurguladı.
Bunun mükellef ve idare acısından kaçırılmaması gereken büyük bir fırsat olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:
''Maliye Bakanlığı olarak mükelleflerimizle yeni bir döneme gireceksek, beyaz bir sayfa açacaksak, bu mükelleflerimiz açısından mutlaka kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Biz, geçen yıl çıkardığımız Kanunla kapasitemizi artırmamıza paralel, hiçbir mükellefin denetim dışı kalamayacağı bir yapı oluşturduk. Gelir İdaresi ve Maliye Bakanlığının diğer denetim birimlerinde teknolojik alt yapıyı çok hızlı geliştiriyoruz. Yeni bir Kayıt Dışı Eylem Planı Stratejisi hazırlığı içindeyiz. Buna nihai şeklini vermek üzereyiz.''
DENETİMDE YENİ DÖNEM
Bakan Şimşek, bundan sonra sınırlı denetim başta olmak üzere hiçbir mükellefin denetim dışı kalmayacağını da söyledi. Yapacakları bilgisayar programlarıyla aynı anda belki yüz binlerce mükellefi denetleyebileceklerini kaydeden Şimşek, bu şekilde Maliye-İdare-Mükellef ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğine vurgu yaptı.
Kanunun bu kadar kapsamlı yapılmasının bir sebebinin de bu olduğunu anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
''Geçen yıl aynaya baktık, uygulamada yaptığımız hataları gördük. Mükellef haklarını maksimum korumaya dönük çok önemli adımlar attık. Mükellef olmadan, vergiye konu ekonomik faaliyet olmadan denetim olabilir mi, vergi sözkonusu olabilir mi? Olamaz.
Elbette vatandaşımız iş, aş için çaba içine girecek, ülkeye katma değer üretecek, sonra vergiye konu gelir sözkonusu olacak. Mükellef bizim için çok önceliklidir. Geçen yıl, (Mükellefi bu şekilde denetleme dönemi bitti) dedik. (Şunlar ilk 10'a, şunlar ilk 100'e girdi) böyle olmaz. Risk analiz metodları oluşturuldu. Onları kullanıp incelenmesi gereken mükellefi inceleyeceğiz. Çok sınırlı denetim kaynaklarımız var. Onları etkin ve verimli kullanacağız. Artık gelişigüzel değil, tabi ki her zaman ihbara dayalı denetimler olabilir ama genel denetimler risk analizine göre yapılacak.
Klasik denetim anlayışını terketmemiz lazım. Sınırlı denetimler 6 ayda, kapsamlı denetimler de 1 yıl içinde bitirilmiş olacak. Bu temel bir prensiptir. Denetim elemanlarından şunu istiyoruz, Kanunun yorumunu Maliye Bakanlığına bırakın, ortak akla bırakın. (Kanunu ben uygularım) dönemi bitmiştir.''
CEZA UYARISI
Maliye Bakanı Şimşek, bazı idarelerin ceza yazdığını, bunların da bazen 10 yıl sonra mükellefe tebliğ edildiğini de ifade etti. Şimşek, ''Böyle şey olur mu? Bundan sonra 1 yıl içinde tebliğ edilmeyen ceza, ceza olmaktan çıkacak. Bu İdareye de büyük sorumluluk getiriyor'' dedi.
Önceliğin mükellef olduğunu, mükellef hakları ve vergi güvenliğinin de birlikte değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Şimşek, eğer mevzuatta bir eksiklik varsa, kendilerinden kaynaklanan bir belirsizlik varsa, idarenin bunu mükellef aleyhine değil, mükellef lehine kullanmasını istedi.
Söz konusu eksikliğin de hemen giderilmesi gerektiğini anlatan Bakan Şimşek, bu konuda bazı reformlara ihtiyaç duyulduğunu, ancak bunların bu yasama dönemine yetişmesinin de zor olduğunu ifade etti. Şimşek, bu nedenle çıkarılacak tebliğ ve verilecek görüşlerle sistemi daha basit hale getirebileceklerini belirtti.
Gecen yıl mukteza sistemini de köklü şekilde değiştirdiklerini hatırlatan Maliye Bakanı, yeni sistemin alt yapısının da kurulduğunu bildirdi. Bir konuda 15, 20, 500 hatta 1000 mukteza talebi geliyorsa, burada düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten Şimşek, kendilerinin de bunu gidermeye dönük adımlar attığını söyledi.
''MÜKELLEFİ ZORLAMAYACAĞIZ''
Bakan Şimşek, Maliye Bakanlığı olarak kendilerini yenilediklerini de kaydettiği konuşmasında, taşra teşkilatının önemine de dikkati çekti. Aş ve iş üretenler nasıl asıl aktörse, taşranın da idare açısından çok önemli olduğunu belirten Şimşek, şunları söyledi:
''Eskiden bakkal dükkanında oturulur, müşteri beklenilirdi. Şirketler önemli bir devrimden geçtiler. Şimdi pazarlama, müşteriye erişim çok ön planda. Maliye Bakanlığı olarak proaktif çalışmamız ve mükellefe erişmemiz lazım. Mahallenizde, ilinizde yeni bir işletme faaliyete geçtiyse, mutlaka gidin, ziyaret edin. Başarı varsa takdir edin. Sadece denetim amaçlı gitmeyelim. Onlar bizim için çok önemli. onlar bu ülke için katma değer yaratan, risk alan, çabalayan mükelleflerimiz, vatandaşlarımız. Vergide gönüllü uyum kağıt ötesine bu şekilde gider. Gönüllü uyum için bizim de yapacaklarımız var. Bunun için öncelikle bilgilendirme gelir.
Bu kanunun uygulanmasında mükellefleri zorlamayacağız. Yani millete zorla, mükellefi zorla matrah artırımına teşvik etmek, (gidip, bunu yapmazsak şöyle) böyle bir şey yok. Bu büyük bir fırsat, bu fırsatı da mükelleflerimize bildirmemiz, bilgilendirmemiz gerekiyor. Bu bizim temel görevimiz. Doğrudur vergi kanunla konulur, zorla alınır. Ama bu kanunla getirdiklerimiz başka bir husus. Biz, denetim kapasitemizi, teknolojik ve insan kaynağı olarak belli bir noktaya getirdiğimizde hiçbir mükellef denetim dışı kalmayacak. İnsan kaynağımızı hem kalite, hem de nicelik olarak artırıyoruz. Dolayısıyla vergi kanunla konulur, zor alınır, bunlar genel hususla ama bu Kanun çerçevesinde mükellefin yararlanıp, yararlanmayacağı hususu mükellefin takdirindedir. Mükellefe mektup gönderin, (matrah artırmazsanız sizi denetleyeceğiz) demek doğru bir yaklaşım değil.''
MÜKELLEFE MEKTUP
Bakan Şimşek, yeni düzenlemenin vatandaşa güzel örneklerle anlatılmasını da isteyerek, bu kapsamda çok geniş kapsamlı tanıtım programı başlatacaklarını bildirdi.
Düzenleme kapsamında ülke genelinde aynı uygulamanın gerçekleştirilmesini amaçladıklarını kaydeden Şimşek, iller arasında farklı uygulama olmaması gerektiğine de işaret etti.
Kanun Cumhurbaşkanınca onaylanır onaylanmaz, hemen ikincil mevzuatın çıkacağını ifade eden Şimşek, şunları söyledi:
''Bu sizin için rehber olacak. Broşürler hazırlanıyor. Elektronik ve kağıt ortamında başvuru formları hazırlayacağız. Matrah artırımı gibi basit konularda belki elektronik ortamda bu talepleri toplayacağız. Bunların tamamı internette olacak. Vatandaşları da internete yönlendirmemiz lazım. Türkiye 8-10 yılda kimsenin hayal edemeyeceği kadar ilerledi. 63-64 milyon kişinin cep telefonu var. Vatandaş, sistemden hep daha ileride olmuştur. Onları sınırlayan sistem olmuştur. Ne zaman ki hak ve özgürlükleri geliştirdik, ne zamanki iş yapma ve yatırım ortamını iyileştirdik, Türkiye'nin potansiyeli gerçeğe dönüşmeye başladı. Ortalama yaşam beklentisini 3-4 yıl artırmışsak, eğitimde, sağlıkta çok önemli mesafe katetmişsek ülke gelişmiştir.
Gelir İdaresi Başkanına, (Tasarı yasalaşır yasalaşmaz mükelleflere birer mektup göndereceğiz) demiştim. Uluslararası çalışmalar şunu gösteriyor, hatırlatan Gelir İdareleri daha iyi çalışıyor. Bankalar boşuna mı mektup, e mail gönderiyor? Mükellefe klasik anlayışla, mahkeme kanalıyla falan giderseniz başarılı olamıyorsunuz. Teknolojiyi mutlaka kullanmamız lazım. Alışveriş merkezlerinde de bilgilendirme stantları açılacak.''
Teşkilattan da mutlaka bulundukları illerde muhasebeci, mali müşavirleri bilgilendirmelerini isteyen Bakan Şimşek, Varlık Barışından sonra birçok mükellefin kendilerine geldiğini ve muhasebecilerce aydınlatılmadıklarını söylediğini ifade etti.
''En kötü varsayım, her şeyin mecrasında gideceği varsayımıdır. Bu yanlış bir varsayım'' diyen Şimşek, teşkilatın daha aktif olması gerektiğini vurguladı.
Gelir İdaresinin bu alandaki performansını yakından takip edeceğini anlatan Şimşek, Başkan Yardımcılarından başlanarak, illere göre bir sorumluluk zinciri kurulacağını, kendisinin de Gelir İdaresi Başkanından bu konuda sürekli bilgi alacağını belirtti.
Tanıtım için medyayı kullanacaklarını da kaydeden Şimşek, Vergi Dairesi Başkanları ile Defterdarlara, ''Sizin medyaya konuşmanız bizim iznimize bağlı. Ama ben, kanunun anlatılmasında size bu izni veriyorum. Basına, yerel basına bu bilgilendirmeyi de yapın. Bu çok önemli bir husus'' dedi.
BU BİR AF DEĞİL
Maliye Bakanı, konuşmasının son bölümünde, vergide adalet ve uyumun önemine işaret ederek, taşrada (vergilerimizi zamanında ödüyoruz ama siz ödemeyenleri ödüllendiriyorsunuz) şeklinde bir algı bulunduğunu kaydetti.
Cumhuriyet döneminde 31 adet mali af içeren kanun çıkarıldığını belirten Şimşek, bu yapılandırmanın öncekilerden önemli bir ayrıcalığı olduğunu ve bunun kesinlikle bir af sayılamayacağını söyledi. Yeni düzenlemede güncelleme yapılarak ana paranın alındığını hatırlatan Şimşek, '' Bu iddia edildiği gibi bir af değil, bir kolaylıktır'' açıklamasında bulundu.
GELİR İDARESİ BAŞKANI KİLCİ
Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci de açılış konuşmasında 2 gün boyunca Yeniden Yapılandırma Kanunu ile getirilen düzenlemeler, uygulamaya ilişkin öneriler ve kanunun uygulanması aşamasında ortaya çıkması muhtemel sorunların ele alınacağını belirtti.
Mükellef odaklı ve gönüllü uyuma dönük çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Kilci, ''Kanun, mükelleflere önemli imkanlar sunmaktadır. Bize düşen görev, alacakları yeniden yapılandıran, vergisel sorunların çözümüne dönük imkanlar sunan bu Kanundan vatandaşlarımızın azami ölçüde faydalanması için gerekli her türlü tedbiri almak ve vatandaşa kolaylık sağlamaktır'' diye konuştu.