Tahran ve Bağdat arasındaki petrol anlaşması tepkilerin odağında
-
Bağdat hükümetinin yerel mercilere danışmadan Tahran yönetimiyle Kerkük petrollerine ilişkin anlaşma yapması, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yoğun tepki alıyor
Irak merkezi hükümetinin yerel mercilere danışmadan Tahran yönetimiyle Kerkük petrollerine ilişkin anlaşma yapması, anayasaya aykırı olduğu, ekonomik saikler yerine siyasi menfaat içerdiği ve müspet netice vermeyeceği gerekçesiyle eleştiriliyor.
Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, kendilerine danışılmadan Tahran ve Bağdat arasında petrol anlaşmasının yapılmasına tepki göstererek, projenin başarısız olacağını iddia etti.
Kerim, yazılı açıklamasında, "Kerkük il idaresi, merkezi hükümet tarafından yapılan her türlü petrol anlaşmasını ve özellikle kuyuların iyileştirilmesiyle üretim kapasitesinin artırılmasına destek veriyor. Ancak yapılacak her türlü petrol anlaşması veya petrol üretimine ilişkin görüşmeler Kerkük idaresi ve il meclisinin katılmaması halinde başarılı olamaz." ifadelerini kullandı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) yerel medyaya konuşan Kerkük İl Meclisi Başkanı Rebivar Talabani ise, Kerkük idaresine sorulmadan Tahran ve Bağdat arasında yapılan petrol anlaşmasının anayasaya aykırı olduğunu savundu.
Anayasanın 112'nci maddesini kaynak gösteren Talabani, "Bağdat, Kerkük petrolü üzerinde anlaşma yaparken bize danışmaması halinde yasaları ihlal ediyor. Anayasa'nın 112'nci maddesine göre ülkenin herhangi bir vilayetinde çıkarılacak petrolün işlenmesi, ihraç edilmesi veya üzerinde herhangi bir anlaşma, vilayet yetkililerine danışılarak yapılması hükmünü içeriyor." dedi.
Irak Parlamentosu Petrol ve Gaz Komisyonu Üyesi Cemal Koçer, AA muhabirine, "Anlaşmada büyük bir belirsizlik var. Her şeyden önce İranlı Bakan, Irak'tan Kerkük petrolünü satın almak için petrol boru hattı çekeceklerini söylüyor. Ancak Iraklı Bakan, anlaşmadan hiç bahsetmiyor. Detayı açıklanmadığı takdirde, anlaşma büyük kuşkuların çıkmasına yol açacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bağdat, referandumu engellemek için petrol anlaşmasını bir kart olarak kullanıyor"
Bağdat'ın, Tahran ile yaptığı petrol anlaşmasının Kerkük'te Kürtlere karşı bir kart olarak kullanılacağını iddia eden Koçer, "Bağdat, Kerkük'te referandumun yapılmasını engellemek için petrol anlaşması yaptı ve bunu bir kart olarak kullanmak istiyor. Petrol anlaşmasıyla merkezi hükümet, kent üzerindeki denetimini de artırmayı hedefliyor." görüşünü savundu.
Kerkük petrolünün İran'a satılması halinde hem IKBY hem de Kerküklüler üzerinde ekonomik bir baskının ortaya çıkacağı öngörüsünde bulunan Koçer, "Irak merkezi hükümeti bu vesile ile Kerkük'teki askeri hakimiyetini de artıracak. Bunun için de Havice operasyonu ertelendi. Haşdi Şabi'ye bağlı çok sayıda gücün Kerkük'e kaydırılması planlanıyor." iddiasında bulundu.
"Petrol anlaşması ekonomik değil, siyasi"
IKBY Meclisi Petrol, Gaz ve Doğal Kaynaklar Komisyonu Başkan Yardımcısı Dılşad Şaban, petrol anlaşmasının ekonomiden daha çok siyasi boyutunun olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"İran ve Irak arasındaki petrol anlaşması ölüdür. Anlaşma veya müzakere olması hiç de önemli değil ancak bunun siyasi bir mesele olduğu unutulmamalıdır. Petrolün perde arkasında Kerkük'te yapılması planlanan referandumu maniple etme var. Bize göre her iki taraf da söz konusu anlaşmayı uygulamaya koyacak vaziyette değiller."
Kerkük İl Meclisi Petrol ve Gaz Komisyonu Üyesi Necat Hüseyin ise, Tahran ve Bağdat arasında yapılan petrol anlaşmasından haberdar olmadıkları gibi, çekilmesine karar verilen boru hattının hangi kuyuya bağlanacağı ve nereden geçeceğine dair ellerinde detaylı bilgilerin olmadığını söyledi.
İran Petrol Bakanı Bijan Zengene, geçen pazar günü Tahran'da bir araya geldiği Iraklı mevkidaşı Cabbar el-Luabi ile yaptığı görüşmede, Kerkük'teki petrolün İran'a ihraç edilmesi için bir boru hattı çekileceğini ve bu vesilesiyle iki ülkenin daha çok yakınlaşacağını belirtmişti.
Irak ve İran, Kerkük'teki kuyulardan çıkan petrolün ihraç edilmesi için Şubat ayında anlaşma imzalamıştı.
Kerkük'te yer alan 5 kuyunun ikisi IKBY'nin kontrolünde ve diğer 3 kuyu ise Irak merkezi hükümetine bağlı Kuzey Petrol Şirketi'nin denetimde yer alıyor.
AA