Uzun tutukluluktan kaynaklı sorunlar çözümlendi
-
Adalet Bakanlığı tarafından, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, Türkiye'de uzun tutukluluktan kaynaklanan sorunların çözümlendiğine karar verdiği bildirildi
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK) Türkiye'de uzun tutukluluktan kaynaklanan sorunların çözümlendiğine karar verdi.
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı, internet sitesinde, AKBK'nın 9 Kasım 2016'da gerçekleştirdiği toplantısında alınan karara yer verdi.
Buna göre, AKBK, Adalet Bakanlığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 2003'te baktığı Halise Demirel dosyasında belirtilen sorunları ortadan kaldırmaya yönelik attığı adımların yeterli olduğuna, bu kapsamda Demirel grubu altında incelenen 196 kararın icra sürecinin sonlandırılmasına karar verdi.
AİHM, 28 Ocak 2003 tarihli Halise Demirel/Türkiye (39324/98) kararıyla uzun tutukluluk konusunun Türkiye'de önemli bir sorun olduğuna karar vermişti. AİHM, daha sonra verdiği kararlar ile tutuklama, tutukluluğun devamı ve tahliye talebinin reddine ilişkin kararlarda, yeterli gerekçeye yer verilmeyerek basmakalıp ifadelerle yetinilmesi, mahkemelerin Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) yer alan adli kontrol veya yurtdışı çıkış yasağı gibi tedbirleri uygulamaması, tutukluluğa karşı başarı şansı olan etkin ve çekişmeli bir itiraz yolunun bulunmaması ve haksız tutukluluk söz konusu olduğunda tazminat talep edilebilmesi için ceza soruşturmasının/yargılamasının kesinleşmiş bir kararla son bulması şartının aranması gibi hususları ihlal nedenleri olarak belirtmişti.
İnsan Hakları Mahkemesi, benzer gerekçelerle verdiği 196 karara ilişkin icra süreci, AKBK tarafından Demirel grubu altında takip edilmekteydi.
Bakanlık, Eylem Raporuyla düzenlemeleri anlattı
Adalet Bakanlığının 25 Ekim 2016 tarihinde AKBK'ya sunulan eylem raporuyla, 2003 yılından bu yana AİHM kararlarında belirtilen sorunlu alanların ne şekilde düzeltildiğine dair açıklamalar yapıldı. Bu raporda mevzuat değişiklikleri, yerel mahkeme, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi içtihatları, eğitim ve farkındalık artırıcı faaliyetler gibi bu konularda alınan önlemlere değinildi.
Yasal düzenlemeler
Bakanlık tarafından Demirel grubu kapsamında AKBK'ya sunulan eylem raporunda "Yasal düzenlemeler" başlığı altında, terör ve ciddi suçlarda azami tutukluluk süresi 5 yıl ile sınırlandırıldığı, diğer suçlarda niteliğe göre azami sürenin 1 ve 2 yıl olarak düzenlendiği vurgulandı.
2012 yılında çıkarılan Üçüncü Yargı Paketi'yle tutuklama yerine adli kontrol şeklinde alternatif tedbirlerin uygulanması imkanının genişletildiği, bu kapsamda, 2012'de 25 bin 911, 2013'de 70 bin 574, 2015'de ise 104 bin 929 kişi hakkında tutuklama yerine alternatif tedbirlerin uygulandığı, sonuçta, tutukluluk sayılarında ciddi oranda bir düşüş yaşandığı belirtildi.
Aynı yargı paketiyle tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararların gerekçeli olması kuralı getirildiğine işaret edildi.
2013 yılında çıkarılan Dördüncü Yargı Paketi'yle tutukluluğun uzatılmasına ilişkin karar verilirken tutuklu veya vekilinin dinlenilmesinin zorunlu hale getirildiği, böylece tutuklunun hakim önüne çıkmaksızın uzun süre cezaevinde kalabilmesi sorununun çözüldüğü kaydedildi. Pakette, Cumhuriyet savcısından görüş alınmış ise tarafa tebliği usulü getirildiği bildirildi.
CMK'da yapılan değişiklikler ve Yargıtay içtihatları ile haksız tutukluluk halinde kararın kesinleşmesi beklenmeksizin tazminat talebinde bulunma imkanının getirildiği anlatıldı.
Yerel Mahkeme kararlarının AİHS'le uyumu
Eylem raporunun "Yerel Mahkeme kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile uyumu" başlığında yapılan düzenlemelerle ilgili olarak da Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararları, AİHS ve AİHM içtihatları ile uyumlu halde olduğu, bu meyanda İnsan Hakları Mahkemesinin, uzun tutuklulukla ilgili 28 Ocak 2015'te verdiği Hebat Aslan ve Firas Aslan kararında, Anayasa Mahkemesinin başvuranlar lehine tazminata hükmetmek suretiyle uygun ve tatmin edici bir çözüm getirdiğine vurgu yaptığı vurgulandı.
Eğitim ve farkındalık arttırıcı faaliyetler
Raporun, "Eğitim ve Farkındalık Artırıcı Faaliyetler"le ilgili, Türkiye Adalet Akademisi'nde tutuklamaya alternatif tedbirler, tutuklama kararlarının gerekçeli olması ve AİHS standartlar ile uyumlu olması hususlarında eğitim verildiği, Adalet Bakanlığı tarafından birçok hakim ve savcının AİHM'e çalışma ziyaretine götürüldüğü belirtildi.
Kapasite arttırılmasına yönelik alınan tedbirler
"Kapasite Artırılmasına Yönelik Alınan Tedbirler" ilişkin olarak da eylem raporunda, bilişim teknolojilerinin kullanılması için tüm adliyelerin UYAP sistemine entegrasyon sağlandığı, bunun yanında, serbest bırakılmaya ilişkin kararların sistem üzerinden iletilmeye başlanması sayesinde tahliyelerdeki gecikmeler önlendiği, sesli ve görüntülü iletişim sistemleri kurulumunun tamamlanarak tutukluların cezaevinden ya da diğer adliyelerden de dinlenebilmesi imkanının getirildiği kaydedildi.
AA