Putin "Altın"a kaçtı
Ukrayna-Rusya krizi sonrasında ham petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüş herkesin malumu. Brent petrolün varil fiyatı Haziran aylarında olduğu 115 Doların üzerinden 80 Doların altına kadar indi. Bu yaklaşık yüzde 30'luk bir düşüş demek. Rusya'nın bütçe gelirinin yarısının petrol ve doğalgazın geldiğini hatırlatmak gerek.
Aynı zamanda Rusya para birimi Ruble de Dolar karşısında bu yıl yaklaşık yüzde 30 değer kaybetti. Rusya ekonomisi kendi merkez bankasının tahminine göre gelecek sene hiç büyüyemeyecek. Yine herkesin dilinde olan "ABD petrol fiyatlarını Rusya'yı zor duruma düşürmek için düşürüyor ve kullanıyor" iddiasını da duymayan kalmadı. Peki Rusya Devlet Başkanı Putin bu durumda ne yaptı ? Putin ülkesini "altın"a kaçırdı.
İsviçre Merkez bankası altın rezervini artırma konusunda referanduma giderken Rusya bu adımı çoktan attı. Rusya altın rezervi ile şu an dünyada ABD,Almanya, İtalya ve Fransa'nın ardından beşinci sıraya yükselmiş durumda. Rusların altın rezervi Çin'i geride bıraktı.
Rusya Merkez Bankası Başkanı Nabiullina bu yıl 150 ton altın alındığını açıkladı. Bu rakam 2013'teki 77 tonluk altın alımını ikiye katlıyor. Sadece üçüncü çeyrekte Rusya 55 ton altın ile en çok altın alan merkez bankası oldu.
Ruslar aslında 2008 krizinden bu yana altın rezervini artırıyor, Ukrayna krizi nedeniyle ABD ve AB'nin son yaptırımları sonrası alımlar daha dikkat çekici oldu. 2008 yılı ikinci çeyreğinde 462 ton olarak altın rezervi olan Rusya bu yıl ikinci çeyrekte 1149 tona çıktı. Merkez bankasının toplam rezervi içindeki payı da 2008 ikinci çeyreğindeki yüzde 2,4'ten bu yıl ikinci çeyrekte yüzde 9,9'a çıktı. Bunlar Dünya Altın Konseyi'nin resmi rakamları. Ruslar kriz sonrası sarsıntılar geçiren Batı para birimlerine olan bağımlılıklarını azaltma karar alırken bir nevi güvenli liman arayışında.
Ukrayna krizi nedeniyle yaptırımlardan bunalan Rusya, Avrupa'ya sattığı petrol ve doğalgaz gelirine karşılık da yeni pazarlar bularak bağımlılığını azaltıyor. Rusya Çin ile 400 milyar dolarlık bir enerji anlaşması imzalıyor.
Düşen petrol konusunda kritik tarih ise 27 Kasım. Rusya dünyadaki petrolün yüzde 40'ını arzeden OPEC'in bir üyesi olmasa da Viyana'daki zirveye Enerji Bakanı Seçin'i gönderiyor. Moskova bir yandan da İran ve Venezüela aracılığıyla ham petrol arzının düşürülmesi gerektiğini savunuyor desek yanlış olmaz. OPEC'ten petrol arzını kısacak bir haber fiyatları yukarı itebilir ve Rusya ekonomisini bir miktar rahatlatabilir. Ancak bunun için ABD'nin Ortadoğu'daki yakın müttefiki Suudi Arabistan'ın ikna edilmesi gerekiyor. Suudiler de petrol arzını kısmaya hiç de gönüllü olmadıklarını sık sık vurguluyor.
Putin ülke ekonomisini güvence altına almak için "altın"a kaçırıyor ama enerji ve ekonomi başlığında yaşanan tüm bu gelişmeler yeni bir "Soğuk Savaş"ı andırıyor.