Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Cüneyt Başaran Faiz cephesinde 2012 beklentileri
Cüneyt Başaran
Cüneyt Başaran
Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, yüksek lisansını Yeditepe Üniversitesi'nde tamamladı. Kariyerine finans sektöründe başlayan Cüneyt Başaran, İstanbul'da ABank ve BNP'de trader olarak görev aldı. Daha sonra Londra'ya yerleşip Commerzbank ve Standard Bank'ta Türkiye Masası Şefi pozisyonunda çalıştı. 2010 yılında medya sektörüne geçti. Başaran, Bloomberg HT Televizyonu ve Bloomberght.com Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinin ardından Ciner Medya Grubu Londra Temsilciliğinin yanı sıra Gazete Habertürk'te köşe yazıları yazmaya devam ediyor.

Faiz cephesinde 2012 beklentileri

Giriş: 27 Aralık 2011, Salı 11:01
Güncelleme: 27 Aralık 2011, Salı 12:06

Yurt dışı piyasalarının Noel tatilinden çıkmaya başladığı günlerde, içeride gözler Merkez Bankası 2012 Para Politikası Stratejisi Raporu'nu çevirildi. Başkan Erdem Başçı 2012'de TCMB'nin hali hazırdaki tutumunda yaşanabilecek olan değişikliklerin ilk sinyallerini açıkladı.

Aslında sunuma genel olarak bakıldığında, bilinmeyen, yeni söylenen bir şey yok gibi. 3 aylık repo ihalelerinin devreye girebileceği, döviz depoların miktarının artırılabilme ihtimali ve faiz koridoru uygulamasının devamı gibi açıklamalar aslında bilinen açıklamalardı.

Döviz konusu ve ihalelerde satılan miktar konusundaki açıklamalara baktığımızda ise, Başkan'ın ifadeleri enteresandı. Faiz koridoru uygulamasına geçildikten sonra günlük döviz taleplerinin azaldığını belirten Başkan, son dönemde gelen döviz talebinin büyük oranda yurt içi kaynaklı ve aslında cari açığın fonlanmasına gittiğini belirtti. Demek ki; talep spekülatif olmaktan ve yabancıların kuru zıplatmaya yönelik (!) entrikalarından ziyade, yıllık 80 Milyar dolara yaklaşan cari açığın günlük hayatımıza yansımasıymış. Bu nokta bence önemli; çünkü sorunu, yani döviz talebini, doğru teşhis edersek (ki Başkan ediyor) tedavi yöntemlerinde daha başarılı olunabilir.

Enflasyon, ekonominin yumuşak inişinin kurbanı oldu

Sunumda diğer enteresan konu enflasyondu. Başkan yine net bir şekilde 2012 yılında tahminin 2 katı olan %10'a çıkan enflasyonun açıklaması olarak; "Türk ekonomisinin yumuşak inişe geçebilmesi için enflasyonun feda edildiğini" belirtti. Yani "kurun yılın başında bilinçli olarak zayıflatılması (ki sonra işler rayından çıktı ve kur pek de istenmeyen bir noktaya gitti) ve kamu zamları ile ekonominin soğutulması çalışmaları, enflasyonu iki katına çıkardı" diyor Başcı. Sunumda 2012 yılının Mayıs ayına kadar enflasyonun yüksek gitmesinin beklendiği, ancak son çeyrekte hızla düşerek % 5 hedefine yaklaşacağı belirtiliyor.

Ben burada bu senaryonun biraz iyimser kaldığını düşünüyorum. Özellikle, eğer baz senaryodaki gibi, yani 2012'nin ikinci yarısında dünya ve Türkiye ekonomisi toparlama sürecine girecekse, yani talep artacaksa, enflasyon nasıl düşecek?

Bütün bu noktalardan bakıldığında, yılın ilk yarısında Avrupa'daki krizin çözüldüğü şeklinde bir algı oluşmadığı sürece, iki haneli enflasyon ve göreceli yüksek Dolar/TL paritesi bizimle beraber olacak gibi görünüyor. Bunun üzerine Hazine ihalelerinde yüksek olduğu ilk 3 ay dikkate alındığında, tahvil bono piyasasında % 10.5 seviyesinin yukarı gitme ihtimalinin, aşağıya inme ihtimalinden daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor.