Bloomberght
Cüneyt Başaran
Cüneyt Başaran
Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, yüksek lisansını Yeditepe Üniversitesi'nde tamamladı. Kariyerine finans sektöründe başlayan Cüneyt Başaran, İstanbul'da ABank ve BNP'de trader olarak görev aldı. Daha sonra Londra'ya yerleşip Commerzbank ve Standard Bank'ta Türkiye Masası Şefi pozisyonunda çalıştı. 2010 yılında medya sektörüne geçti. Başaran, Bloomberg HT Televizyonu ve Bloomberght.com Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinin ardından Ciner Medya Grubu Londra Temsilciliğinin yanı sıra Gazete Habertürk'te köşe yazıları yazmaya devam ediyor.

İran ve sonrası

Giriş: 07 Nisan 2015, Salı 18:32
Güncelleme: 07 Nisan 2015, Salı 20:49

P5+1 zirvesi sonuçlandı. İran final anlaşması Haziran sonunda olmak şartı ile "nükleer enerji " konusunda Batı ile söz kesti. İsrail'in ciddi eleştirilerine rağmen başta ABD olmak üzere Almanya, İngiltere, Çin, Rusya ve Fransa anlaşmaya imza koyarak İran'ın son 2 yılı çok ciddi amborgalarla dolu 12 yılın ardından yeniden Batı ile çalışmasına izin verdi.

Haberin İran'da nasıl karşılandığını birlikte gördük. Özellikle reformcu kanadın imzayı büyük başarı olarak değerlendiriyor olması ve insanların sokaklara döküerek anlaşmayı kutluyor olması, İran'da bu anlaşmaya ne kadar ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

Herkesin gözü İran pazarında

İran'ın uzun süredir yaptırımlara maruz kalması sebebiyle uluslararası yatırımcıların piyasaya girişi mümkün olmadı. Bu sebeple AB ve ABD şirketlerinin hali hazırda İran'da büyük bir ağırlıkları yok. İran'ın sınırlı miktarda satabildiği petrol ve doğalgaz karşılığında yine sınırlı ürünler var. Bunlar daha çok perakende, gıda ve silah kullanımında yeri olmayan teklonojik ürünler. İşte bu ürünler büyük oranda B.A.E., Dubai gibi Ortadoğu ülkelerinden, Çin ve Hindisantan'dan ve Türkiye'den geliyor. HP, Danone, Nestle gibi bazı uluslararası şirketlerin İran opereasyonları mevcut olsa da hacimlerin düşük olduğu görülüyor.

Türkiye 10 milyar dolar mal alyor, 4 milyar dolarlık ihracat yapabiliyor

Türkiye için İran önemli bir pazar. Başta petrol, doğalgaz ve elektrik olmak üzere ciddi br enerji ithalatımız var. Karşılığında ise tekstili gıda, konfeksiyon, perakende ve inşaat sektörlerinde mal satıyoruz. Ancak nette ciddi ticaret açığı verdiğimzi ülkelerden biri.

Haziran ayında final anlaşma imzalanırsa İran için artık yeni bir dönem başlayacak. Günlük petrol üretimi yavaş yavaş 1 milyon varilden yeniden 3-4 milyon varile yükselecek. Büyüme yeniden amborgolar öncesi yüzde 5-6 bandına yükselecek ve başta iç tüketim olmak üzere İran'da yıllardır bekleyen "satın alma ihtiyacı" patlayacak.

Türkiye olarak biz bundan ne kadar faydalabiliriz?

Muhtemelen bugün yaptığımız ihracattan daha fazlasını yaparız. Yakınlık, kültür ve orada uzun süredir olmanın avantajlarını kullanırız. Ancak bunlar yeterli olur mu?

Sanmıyorum. Daha fazlası için "Ortadoğu'da kartların nasıl yeniden dağıtılacağını" bekleyip görmemiz lazım.