Borç yiğidin kamçısı mı?
COVİD’den dünya ekonomisine kalan “Tebrikler, nur topu gibi bir borcunuz oldu”
Dünya’daki toplam nominal borçluluk rakamı bu sene dünya gayri safi milli hasılasının 3,5 katına çıkacak. Yani 2008 krizinin 100 trilyon dolar üzerinde 280 trilyon dolar borçluluk oluşacak. Kırılıma göre kamu en yüksek borçluluğa sahipken, hanehalkı daha ihtiyatlı. Ülkelere göre ise ABD ve Çin bu artıştan aslan payını alıyor.
Çin’i dışarıda bırakırsanız gelişen ülkelerde hanehalkı borçluluğunu kontrol altına alıyor
Pandemi ile likidite baskısıyla karşılaşan özel sektörün kredi borcu yükselirken, tüm kesimlerde borçluluğun GSYİH’ye oranı yükseldi. Küresel salgının yan etkisini törpülemek için verilen mali teşvikler ise kamu borçluluğunun artmasına sebep oldu. 2008 küresel krizi sonrası ayağını yorganına göe uzatan gelişen ülkelerde azalan döviz borcu, özellikle hanehalkı tarafında düşük seviyede kalmaya devam etti. (Grafik 1.3)
Türkiye’de ise reel sektör firmalarının yurt içi ve yurt dışından kullandığı krediler ile tahvil ihraçlarını kapsayan finansal borçlarının GSYİH’ye oranı 2020 yılı Ocak ayına göre 15 paun artarak %70’e yükseldi. Salgının etkilerini azaltmak amacıyla kullandırılan teşvik kredileri, borcun artmasının ana sebebi oldu. Döviz borçluluğunda ise 2018 devalüasyonu sonrası hem özel sektörün negatif hafızası yani kur şoku travması hem de hükümetin getirdiği regülasyonlarla reel sektör döviz borcunu 15 milyar dolar azalattı ve 290 milyar dolar seviyesine düşürdü.
Dünya geneline göre en güçlü kasımız düşük kamu borçluluğu oranımız ise pandemi ile beraber bir miktar bozuldu. Son merkezi yönetim bütçe rakamlarına göre merkezi yönetim borç stokumuzun GSYH’ye oranı 39,3 ile 2011’den bu yana en yüksek seviyeye yükseldi.
Son YEP’te de belirtildiği üzere bütçe açığımız %3’lük maastricht kriteri üzerinde %4,5’un üzerine yükselecek. Yani pandeminin Türkiye’ye borçluluk açısından en büyük yan etkisi kamu borcu üzerinden hissedilecek. Özetle aşağıdaki grafite de görüldüğü üzere Garanti Yatırım ve IIF’in derlediği verilere göre bu yıl kamu ve özel sektör Türkiye’de borcunu en çok artıran kesim olacak.
2021’de tüm dünyanın en önemli ev ödevi sağlanan mali desteklerin ekonomiye geri dönüşünü istihdam olarak kazandırmak. Yoksa artan kamu borcu ile atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyecek.