Advertisement

2020 yılı yüksek enflasyon ve değer kaybeden Türk Lirası ile dolarizasyonun zirveye ulaştığı bir yıl oldu. Hanehalkı, enflasyondan ve zayıf liradan korunmak için döviz almayı tercih etti. Dolayısıyla Türkiye’de toplam mevduatların yüzde 50’den fazlası döviz ve altına kayarken, TL mevduat payı giderek azaldı.

Aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere 2019’un başından 2020 ortasına kadar gerileyen TL mevduat faizi reel olarak da negatif getiri sununca Türk Lirası iştahı daha da azaldı.

Yılın ortasında yüzde 7’lerde olan mevduat faizleri Aralık’ta yüzde 17’lere kadar yükseldi ve mevduatta stopaj oranları düşürüldü. TCMB’den gelen faiz artışıyla mevduata talebin artacağını kestirmek zor değil. Bu beklentide elbette tasarrufta bir diğer tercih olan konut sektöründe fiyat artışlarının durulacağı beklentisi de ağır basıyor.

Portföy yönetim şirketlerinin tercihi TL enstürmanlardan yana olacak mı?

Öncelikle son 5 yılda yatırımcı sayısı ve portföylerin toplam değeri arasında ilişki kuralım. Aşağıda da görüldüğü üzere 2015-2017 arası doğrusal bir artış yaşanırken, son 2 yılda portföy değerindeki artış yatırımcı sayısına yansımadı.

Fon dağılımlarına baktığımızda ise fon sepetinin yüzde 80’i yerel para birimi cinsinden enstürmanlardan oluşurken, portföyün geri kalanı yabancı menkul kıymetleri içeriyor. TL ürünler içinde ise en çok yatırım yapılan kamu borçlanma araçları yani tahviller olurken, onu sırasıyla hisse ve mevduat takip ediyor.

Portföy yönetim şirketlerinin 2021 beklentileri “1.çeyrek” ve “diğer çeyrekler” olmak üzere ayrışıyor. İlk çeyrekte hem tahvil hem de TL mevduat için son stopaj indirimleri ve faizlerin zirvede olduğu fiyatlaması ilginin devam edeceğine işaret ediyor. 2. çeyrekten itibaren ise faizdeki düşüş beklentisi yabancı menkul kıymetlerin, TL enstrümanlara göre daha fazla tercih edileceği beklentisini artırıyor.

2021’de özel sektör tahvilleri ise reel sektörün bozulan nakit akışı ve borçluluk riski ile fonların tercihinde olmazken; banka eurobondları ve hisse piyasası bu yıl olduğu gibi cazibesini korumaya devam edecek. Kısacası hem emeklilik fonları hem de diğer bağımsız esnek fonlar için önümüzdeki yılın ilk çeyreği Türk Lirası faizlerin test edileceği ama sürdürülebilir getiri olmayacağı beklentisi ağır basacak.