Katma değerli büyümenin anahtarı teknoparklar
Teknoparklar, küresel rekabetin hızla arttığı günümüzde, bilim ve teknolojiye sahip olup, inovasyon yapmak isteyen ülkeler için önemli bir ekosistem sağlayan merkezler olarak karşımıza çıkıyor. Gelişmiş ülkeler üniversite sanayi işbirliğini geliştirerek, teknoloji üreterek, inovasyon yaparak, katma değeri yüksek ürünlerle bilim ve teknolojiyi toplumsal ve ekonomik katkıya dönüştürmekte ve bunun sağlanmasında teknoparkları önemli bir araç olarak kullanmakta.
Ülkemizde, 2001 yılında 4691 sayılı yasayla kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde teknolojik bilginin üretilmesi, üretilen bilginin ticarileştirilmesi, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi, verimliliği artıracak ve üretim maliyetlerini düşürecek yeniliklerin geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni teknolojilere uyumunun sağlanması, katma değerli ihracatın artması ve endüstrinin rekabet gücünün artırılması amacıyla teknoparklar kurulmaya başlandı.
Türkiye’de teknoparklarda faaliyette bulunan firmaların yüzde 55’i yazılım ve bilişim, yüzde 9’u elektronik sanayi, yüzde 6’sı savunma sanayi, yüzde 4’ü tasarım ve bioteknoloji, telekomünikasyon, otomotiv, kimya, enerji sektörleri olarak sıralanmakta.
MARMARA’NIN EN BÜYÜĞÜ İHRACAT GELİRLERİNİ YÜZDE 125 ARTTIRDI
Savunma Sanayi ve İTO ortaklığı ile kurulan Marmara Bölgesi’nin en büyük teknoparkı, Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, pandemi yılında ihracat gelirlerini katladıklarını söyledi.
Topçu ‘’ Pandemide kampüste birçok farklı tedbiri alarak başladık ve ARGE çalışmalarımızı kesintisiz devam ettirdik. 2019 yılında 301 olan firma sayısı yüzde 11 büyüme ile 333’e ulaştı. Kuluçka firma sayısı ise 99’a çıktı. Toplam 6.500 kişilik bir AR-GE ekibimiz var. Toplam projelerde yüzde 23 lük büyüme oldu. AR-GE gelirlerimiz yüzde 65 artışla 4,5 milyar TL.’e ulaştı. İhracat rakamımız yüzde 125 artış ile 240 milyon doları aştı. Özellikle yazılım, sağlık, biomalzemeler noktasında firmalarımızın yaptığı projeler yüzümüzü güldürdü’’ dedi. Bu yıl hedeflerini ise ’’Teknolojinin dünya siyasetini şekillendirdiğini gördük. Yerli ve milli yazılımlar öne çıktı. Kuluçka Merkezimizi 5 bin metrekare alana taşıyoruz. Daha çok startup’lara ev sahipliği yapacağız. Kuluçka ekibimiz, yılı 2 yeni TÜBİTAK projesiyle tamamladı. İkinci çeyrekte açmayı planladığımız Kuluçka Merkezimiz yerli ve dünyanın farklı ülkelerinden gelmek isteyen girişimcilerin çekim merkezi olacak.’’ dedi.
Yüzde 100 kapasite ile çalıştıklarını söyleyen Teknopark İstanbul GM Bilal Topçu teknoparkın fiziki alanını genişleterek 35 bin metrekarelik yeni binanın faaliyete başladıklarını ve 65 bin metrekarelik AR-GE merkezinin inşaatı için ihaleye çıktıklarını sözlerine ekledi. Büyük şirketlere arazi tahsisleri yaptıklarını ve şirketlerin kendi arazilerinde AR-GE faaliyetlerini yapabildiklerini de belirtti.
‘’ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME BÜTÇEMİZ ARTMALI’’
AR-GE harcamalarının Gayri Safi Milli Hasılaya oranının 2019’da yüzde yüzde 1,06 olduğunu ancak OECD ülkelerinde bu oranın yüzde 2,3 olduğunu dolayısıyla bu oranı yukarı çekilmesi gerekliliğini belirtti.
Topçu ‘’Devletin teknoparklarda desteği büyük, SGK primleri, kurumlar vergisi, KDV istisnaları gibi.
Teknoparkların, AR-GE projelerinde çalıştırdıkları mühendislerin SGK primlerinden, şirketlerin vergilerine değin yani firmalara ekonomik sağlayan teşvikleri var. En önemlisi burada büyük bir ekosistem oluşuyor. Dünyanın heryerinde böylesine devlet teşvikleri yok. Üniversite, sanayi arasında işbirlikleri, gençlerimize mentörlük, mühendislerimize işbirlikleri sağlıyoruz’.’ açıklamasını yaptı.
Türkiye genelinde faaliyet gösteren 80 teknopark, üretimin, ihracatın ve teknolojik dönüşümün önemli kilidi olarak katma değerli büyümeyi sağlayacaktır.