Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat Baharat fiyatları neden zamlanıyor?
İrfan Donat
İrfan Donat
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldıktan sonra, yüksek lisansını Southern Polytechnic State University'de işletme üzerine yaptı. Gazeteciliğe 1997 yılında Milliyet Gazetesi'nde başladı. 2009-2012 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde ekonomi editörü olarak çalıştı. Enerji, tarım ve gıda sektörüne yönelik haber, araştırma ve röportajlara imza attı. 2013 yılından bu yana Bloomberg HT'de tarım editörü olarak görev alıyor. Bloomberg HT Televizyonu'nda Tarım Analiz, Akıllı Tarım ve Mevsiminde Tarım programlarını hazırlayıp sunuyor. İrfan Donat, www.bloomberght.com sitesinde de tarım ve gıda sektörüne yönelik köşe yazıları yazıyor.

Baharat fiyatları neden zamlanıyor?

Giriş: 19 Kasım 2015, Perşembe 12:56
Güncelleme: 19 Kasım 2015, Perşembe 12:56

Baharat fiyatları neden zamlanıyor?

Türkiye'de baharatlar son dönemde yüksek fiyatlarla gündemden düşmüyor. Ihlamurun perakande kilogram fiyatı 180-200 TL'yi görünce çeyrek altın fiyatı ile kıyaslanmaya başlandı. Özellikle et yemeklerinde ve sucuk yapımında sıkça kullanılan karabiber döviz kurundaki hareketliliğin de etkisiyle son 3 ayda yüzde 35 zamlandı. Diğer baharat ürünlerinde de tablo farklı değil.

İthal ürünler zencefil, tarçın, karanfil ve yeni baharın fiyatlarında önemli artışlar yaşandı.

İşin özeti TÜİK verilerine göre son bir yılda baharat fiyatları ortalama yüzde 26 artmış durumda.

Dolayısıyla gözler yeniden baharat sektörüne çevrildi. Fiyat artışlarına yönelik olarak akıllara tıpkı diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi benzer sorular gelmeye başladı.

Üretimde bir sıkıntı var mı? Yine aracı, stokçular mı devrede? İthal baharat ürünlerinde kurdaki yükselişin fiyat artışına etkisi ne kadar?

Öncelikle hatırlatmakta fayda var. Türkiye'de baharat pazarının neredeyse yarısı ithal yarısı ise yerli ürünlerden oluşuyor. Mesela sofraların önemli baharatlarından karabiber coğrafi şartlar ve iklim nedeniyle Türkiye'de üretilemiyor. Ama bunun yanında yerli kaynaklardan sağlanabilecek pek çok baharat ürünü de maalesef ithal ediliyor. Kısacası bir çok alanda olduğu gibi baharat konusunda da belirli oranda dışa bağımlılığımız söz konusu.

Bloomberg HT'de yayınlanan Tarım Analiz programına konuk olan Tüm Aktarlar ve Baharatçılar Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiricileri Derneği (TABDER) Başkanı Ayhan Ercan, baharat ürünleri üzerinde spekülasyon yapmanın oldukça kolay olduğunu belirterek fiyat oluşumunda farklı etkenlere dikkat çekiyor.

Örneğin ıhlamur fiyatlarındaki yükselişi stokçulara bağlayan Ercan, “Türkiye'de ıhlamur rekoltesi yıllık 600 tonu geçmiyor. 600 tonluk bir ürün üzerinde stoklarla fiyatları kontrol edebilirsiniz. Ama bunun yanında rekoltedeki kayıplar, yanlış vergilendirme, Tarım Bakanlığı'nın yaptığı çoklu analizler gibi bir çok etken baharat fiyatlarının yükselmesinde önemli etken. Türkiye'de ıhlamurun kilosu 200 TL ve üzerinde satılırken, Bulgaristan'da ıhlamurun kilosu 40 TL, Makedonya ve Kosova'da 25-30 TL civarında. Dünyanın en pahalı ıhlamuru Türkiye'de tüketiliyor” diyor.

Dünya pazarlarında baharat fiyatlarının yükselmediğini belirten Ercan, “Dünyada baharat üretiminde yüzde 21'e yakın bir artış söz konusu, o yüzden dünyada baharat fiyatları yükselmiyor, bu artış Türkiye'ye özgü” diyor.

Yani Türkiye'de bir çok üründe olduğu gibi baharat ürününlerinin büyük bir kısmının fiyatları da dünya ortalamasının üzerinde seyrediyor.

TABDER Başkanı Ayhan Ercan, Türkiye'de yanlış vergilendirmelerden dolayı önemli sorunların yaşandığını ifade ederek gümrük vergisinin, içerideki üreticiyi koruma amacıyla kullanıldığını hatırlatarak sektöre yönelik anlaşılmaz uygulamayı şöyle açıklıyor: “Türkiye'de iklim ve coğrafi şartlar uygun olmadığı için karabiber, zencefil, tarçın, havlıcan, yeni bahar, hindistan cevizi gibi baharatların üretimi yok ve üretimi mümkün de değil. Ama bu ürünlere yüzde 30 ila yüzde 51 arasında değişen gümrük vergileri uygulanıyor. Bunlar da fiyatları otomatikman şişirmeye başlıyor. Bu vergilerin mantığını kimse anlayabilmiş değil.”

Bu noktada yüksek vergilerin kaçakçılığı cezbetmeye başladığını belirten Ercan, kaçak ürünlerin sağlık açısından da kontrole tabi olmadığı için daha büyük riskler yarattığını vurguluyor.

Kaçak ürünlerde mahsul yılı, tane adedi, küf, maya, kül ve nem miktarı gibi bir çok kriterin gözardı edildiğini belirten Ercan, ekonomik kayıptan öte işin sağlık boyutuna dikkat çekiyor.

Ercan, Türkiye'de yetiştirilemeyen baharatlarda gümrük duvarının kaldırılması halinde kaçakçılığı cezbedecek ortamın yok edileceğini, fiyatların da otomatikman aşağı çekileceğini savunuyor.

Baharat ürünlerindeki fiyat artışında bir diğer önemli nokta baharatlara yönelik analiz ve denetimlerdeki etkinlikten uzak uygulamalar ve bunların maliyetlere yansıması.

TABDER Başkanı Ayhan Ercan şu tespitte bulunuyor: “Biz eğer mevzuatı çabuk ve sağlıklı işler hale getirmezsek, ithalatçının harcadığı her kuruş tüketicinin cebinden çıkacaktır.”

Baharat sektörü üreticisinden perakendecisine kadar oldukça dağınık bir yapıda ve ürünler fiyat noktasında spekülasyona açık. Fiyat ve kalite yapısının oldukça tartışmalı olduğu bir pazardan bahsediyoruz.

Ama aynı zamanda Türkiye açısından katma değerli üretim noktasında ciddi bir potansiyel pazardan bahsediyoruz.

Sektörün ithalat ve ihracat tarafındaki durumunu ve kaçan fırsatları da bir sonraki yazıda ele alacağız.

Diğer Yazılar

Gıda terörü tam gaz
İRFAN DONAT - Bloomberg HT Tarım Editörü Gıdada taklit ve tağşişin maalesef önüne geçilemiyor. Bal görünümlü glikoz şurubu, at ve eşek etinden köfte ve lahmacun, pamuk yağı karıştırılmış zeytinyağı derken bir dönem merdiven altı diye tabir edilen milyarlarca liralık sahte gıda ekonomisi artık...