Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat UHK uyardı: Çiftçi buğday üretiminden kaçıyor
İrfan Donat
İrfan Donat
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldıktan sonra, yüksek lisansını Southern Polytechnic State University'de işletme üzerine yaptı. Gazeteciliğe 1997 yılında Milliyet Gazetesi'nde başladı. 2009-2012 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde ekonomi editörü olarak çalıştı. Enerji, tarım ve gıda sektörüne yönelik haber, araştırma ve röportajlara imza attı. 2013 yılından bu yana Bloomberg HT'de tarım editörü olarak görev alıyor. Bloomberg HT Televizyonu'nda Tarım Analiz, Akıllı Tarım ve Mevsiminde Tarım programlarını hazırlayıp sunuyor. İrfan Donat, www.bloomberght.com sitesinde de tarım ve gıda sektörüne yönelik köşe yazıları yazıyor.

UHK uyardı: Çiftçi buğday üretiminden kaçıyor

Giriş: 13 Şubat 2019, Çarşamba 14:40
Güncelleme: 13 Şubat 2019, Çarşamba 15:23

Ulusal Hububat Konseyi (UHK) “2018 Hububat Sektörel Değerlendirme Paneli Sonuç Raporu”nu yayımladı.

Üretimden ithalata kadar sektördeki gelişmelerin değerlendirildiği raporda Türkiye açısından stratejik önemdeki buğdayda çiftçinin üretimden kaçışının devam ettiğine dikkat çekildi.

Raporda, bundan 10-12 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanının bugün 7.2 milyon hektara düşmesinin üretimin sürdürülebilirliği ve arz güvenliği açısından riskler oluşturduğuna vurgu yapıldı.

Söz konusu riskleri bertaraf etmede Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) fiyat belirleme ve açıklama zamanları ile ithalat zamanlamasının üreticinin buğday ekimine devamı açısından hayati önem taşıdığı belirtildi.

TMO’nun üretici, tüketici, tüccar, sanayici açısından dengeleri sağlayan hububat başta olmak üzere farklı ürünlerde piyasayı regüle edici önemli bir rol üstlendiğine dikkat çekilen raporda, bunu da elindeki farklı enstrümanlarla yerine getirmeye çalıştığı ve belirli ölçüde de başarılı olduğu kaydedildi.

Ancak raporda bununla birlikte içinde bulunduğumuz yıl başta olmak üzere bazı yıllarda tüketiciyi koruma baskısı sebebiyle TMO’nun üretimi zorlayıcı bazı kararlar aldığına da dikkat çekildi.

Raporda, “Üretimi zorlayan ve özellikle buğday ekiminden uzaklaştıran uygulamalar arasında; zamansız fiyat açıklaması, fiyatın beklenenin altında olması, zamansız ithalat kararları, buğdayın kasası olarak tanımlanan kurumun yeterli stok bulundurmaması gibi hususlar sıralanabilir” denildi.

TMO’YA ÖNERİLER

Buğday üretiminden kaçışın engellenmesi için TMO’ya tavsiyelerin de yer aldığı raporda, şu önerilere yer verildi:

*** Ekim başlamadan gerçekçi fiyat açıklanması/şu anki politikalar devam edecek ise; gerçekçi bir fiyat belirlenip, bunun açıklanması ve destekleme alımları ancak serbest piyasa fiyatları bu değere yaklaştığı veya altına düşme eğilimi gösterdiği zamana bırakılmalıdır.

*** Fiyat belirlenirken, mutlaka UHK ve diğer meslek teşekküllerinin görüşlerine başvurulmalıdır.

*** İthalat kararı açıklamaları hasada yakın ve hemen hasat sonrası yapıldığında, serbest piyasadaki fiyatları aşağıya doğru çektiğinden, bunun zamanı konusunda Ulusal Hububat Konseyi (UHK) ve diğer meslek teşekkülleri ile mutabakat sağlanması yoluna gidilmesi/sadece tüketiciyi koruma baskısı altında bu kararların alınmaması gerekmektedir.

*** TMO’nun dünyanın başlıca buğday üreten diğer ülke örneklerinde olduğu gibi, yeterli stok bulundurması önem arz etmektedir. Ancak bu stokun öncelikle yerli üretimden karşılanması yoluna gidilmelidir.

BUĞDAY DESTEKLEMESİ YETERSİZ

Buğdaya verilen ve yıllardır aynı kalan 5 kuruşluk desteğin 10 kuruşa çıkarılmasının olumlu karşılandığı raporda, destekleme rakamının mevcut üretim şartlarında yeterli olmadığının da altı çizildi.

Buğday desteğinin kilogram başına en az 20 kuruşa yükseltilmesinin tavsiye edildiği raporda, “Ayrıca yağışa dayalı, kuru tarım koşullarında (nadas-iki yılda bir ürün alınması) üretim yapan Orta Anadolu, Doğu Anadolu ve Geçit Bölgelerinin bu alanlarında ürün desteği yanında alan desteği de verilmesi (fındık ve diğer bazı ürünlerde olduğu gibi) ya da verilen ürün desteğinin 2 katına çıkartılması dezavantajlı olan bu bölgelerde buğday üretiminin sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahiptir” ifadelerine yer verildi.

MAZOTTA ÖTV KALDIRILSIN

UHK’nın raporunda dikkat çekilen bir diğer önemli nokta da maliyetler.

Artan döviz kurlarına bağlı olarak üretim maliyetlerindeki yükselişe dikkat çeken UHK, maliyetlerde en büyük payı alan tarımsal motorinde ÖTV’nin kaldırılmasının gündeme alınmasını önerdi.

Bir diğer sorun da destekleme ödemelerine ilişkin.

Tarım desteklemelerinde 1 Ocak’ın baz alınması ve desteklerin tarımsal üretim süreçleri ile uyumsuz olarak geç ödenmesinin girdi temini ve kullanımındaki sorunları da beraberinde getirdiğine dikkat çekilen raporda, şu önerilere yer verildi:

*** Tarım destekleme takviminin 1 Ocak yerine, 1 Ekim olarak yeniden belirlenmesi, desteğin tarımsal üretim süreçleri ile uyumuna önemli katkı sağlayacaktır.

*** Tarımsal desteklerin önceden verilmesi/ya da en kısa sürede ödenmesi, faydalılık ve desteklerin üretime yansıması açısından önem arz etmektedir.

*** Havza bazlı destekleme modelinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Uluslararası piyasalardan da kaynaklanan ekonomik sorunlar sebebiyle girdi fiyatlarının yükselmesinin üretici finansmanını çok daha önemli hale getirdiği beliritlen raporda, üretici birlik ve kooperatiflerinin (Tarım Kredi Kooperatifleri, Pancar Ekicileri Kooperatifleri gibi) üye üreticilerine girdi temini uygulamalarında daha etkin olması ve Ziraat Bankasının bu konuda üstlendiği rolün daha kolaylaştırıcı ve etkin olması istendi.

TOPRAKLAR ZAYIF

Raporda tarım topraklarımızın zayıf yapısına da dikkat çekildi.

Verimliliğin önündeki en önemli engellerden birisinin toprakların organik madde yetersizliği olduğuna vurgu yapılan raporda, “Bu, diğer tarla bitkilerinde olduğu gibi buğdayda da verimliliği kısıtlayarak, aşırı girdi kullanımına bağlı maliyetlerin yükselmesine neden olmaktadır. Bu sorunun; kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve diğer tüm ilgili kurum ve kuruluşların dahil olacağı “Organik Madde Seferberliği” ile çözüme kavuşturulabileceği değerlendirilmiştir” denildi.

TÜKETİCİYİ KORUMANIN YOLU ÜRETİCİYİ KORUMAKTAN GEÇER

Tüketiciyi korumanın yolunun üreticiyi korumaktan geçtiğine değinilen raporda, arz güvenliğinin olmadığı bir ortamda tüketicinin korunmasından ve gıda güveliğinden bahsedilemeyeceğinin altı çizildi.

Ekmekte düşük fiyat ısrarı ve bunun psikolojik baskısı sonucu buğday fiyatlarının düşük kaldığına vurgu yapılan raporda, bu durumunda şu olumsuzlukları beraberinde getirdiği belirtildi:

*** Buğdayda ekonomik üretim ortamının zorlanması sonucu, buğday ekim alanlarında görülen düşüş, gıda güvenliği açısından önemli riskler oluşturmaktadır.

*** Sektörlerin kar etmede zorlanması, güvenilir gıda üretimi açısından risk oluşturacak yöntemlere yönelimi artırmaktadır. Ekmek ve diğer buğdaya dayalı ürünlerde kalite düşüklüğü ve sağlıklı beslenme açısından riskleri de beraberinde getirmektedir.

Gıda güvencesinin her geçen gün daha kritik hale geldiği bir süreçte UHK’nın raporunda hububat üretimimizin gelecek yıllara dair üretim seyrine yönelik önemli tespit ve uyarılar yer alıyor.

Umarız dikkate alınır.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

Diğer Yazılar

Gıda terörü tam gaz
İRFAN DONAT - Bloomberg HT Tarım Editörü Gıdada taklit ve tağşişin maalesef önüne geçilemiyor. Bal görünümlü glikoz şurubu, at ve eşek etinden köfte ve lahmacun, pamuk yağı karıştırılmış zeytinyağı derken bir dönem merdiven altı diye tabir edilen milyarlarca liralık sahte gıda ekonomisi artık...