Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat Plansız ithalat yerli pamuk üretimini ve üreticisini vuruyor
İrfan Donat
İrfan Donat
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldıktan sonra, yüksek lisansını Southern Polytechnic State University'de işletme üzerine yaptı. Gazeteciliğe 1997 yılında Milliyet Gazetesi'nde başladı. 2009-2012 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde ekonomi editörü olarak çalıştı. Enerji, tarım ve gıda sektörüne yönelik haber, araştırma ve röportajlara imza attı. 2013 yılından bu yana Bloomberg HT'de tarım editörü olarak görev alıyor. Bloomberg HT Televizyonu'nda Tarım Analiz, Akıllı Tarım ve Mevsiminde Tarım programlarını hazırlayıp sunuyor. İrfan Donat, www.bloomberght.com sitesinde de tarım ve gıda sektörüne yönelik köşe yazıları yazıyor.

Plansız ithalat yerli pamuk üretimini ve üreticisini vuruyor

Giriş: 08 Ekim 2020, Perşembe 09:13
Güncelleme: 08 Ekim 2020, Perşembe 10:05

Tarım sektörü açısından ithalat, en hassas konulardan bir tanesi.

Özellikle ithalat kararlarının 'alınma tarihi', 'gerçekleşme takvimi' ve 'plansız, ezbere yapılan ithalat anlayışı' yerli üreticiyi küstürüyor, yerli üretimi ciddi şekilde baltalıyor.

Bunun canlı bir örneği şimdilerde hasadı devam eden pamukta yaşanıyor.

Ulusal Pamuk Konseyi ile birlikte Türkiye’nin farklı bölgelerindeki ticaret borsaları ve ziraat odalarının ortak imzasıyla hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan rapor niteliğideki pamuk dosyasında çok çarpıcı tespitler yer alıyor.

Yurtiçi pamuk fiyatlarının dünya fiyatlarına göre yüzde 15-20 daha düşük seyrettiğine dikkat çekilen raporda, “Bunun en büyük sebebi, kontrolsüz bir şekilde ihtiyacımızın üzerinde yapılan 400 bin ton lif pamuk ithalatıdır” deniliyor.

Sunulan rapor ve verilerin detaylarına baktığımızda karşımıza çok çarpıcı ve bir o kadar da acı bir tablo çıkıyor.

Pamuk ithalatı o kadar plansız şekilde yapılmış ki 2021 yılının Mayıs ayına kadar hiçbir şekilde ithalat yapmaya ihtiyaç yok.

Bu yüzden iç piyasada talebin dip yaptığını ve fiyatların hızla gerilediğine dikkat çekilen raporda, “İplikçi halen elde kalan geçen yılın mahsulü 70 bin ton lif pamuğu daha düşük fiyata almaya çalışmaktadır. İthal pamuğun yarattığı baskı ve halen açıklanmayan 2020 yılı desteklemesi, çiftçilerimizi pamuk tarımından uzaklaştırmaya devam etmektedir” ifadelerine yer veriliyor.

Bu olumsuz havanın yok edilerek çiftçilerin pamuk üretimine devam etmelerinin sağlanması ve piyasa koşullarının iyileştirilmesi için acilen alınması gereken önlemler ise şöyle sıralanıyor:

“Lif Pamuk İthalatına Acil Olarak Önlem Alınmalıdır”

Ülkemiz bir yandan pamuk üretirken diğer taraftan iplik sanayimizin ihtiyaç duyduğu pamuklar da ithal edilmektedir. Maalesef tekstilciler pamuk ithalatında kantarın topuzunu kaçırmış durumdalar! Bugün için ihtiyacımızın çok üzerinde yaklaşık olarak 400 bin tondan fazla lif pamuk hesapsızca ithal edildi ve yerli pamuk fiyatının yurtdışına göre yüzde 15-20 düşmesine sebep oldu. Lif pamuk ithalatının arz fazlası oluşturarak iç piyasa fiyatını düşürme riskini önlemek amacıyla acil olarak “Miktar Bazlı İzleme Sistemi” kurulmalıdır. Ayrıca ülkemizde 2021 yılı pamuk ekim alanları belli olana kadar ithalat durdurulmalı ya da sınırlandırılmalıdır.

“2020 Yılı Destekleri Hemen Açıklanmalıdır”

2020 yılı ürünü için fark ödemesi desteği 1,30 TL/kg ve mazot-gübre desteği de 73 TL/dekar olarak hemen açıklanmalı ve ödemesi en geç Mart 2021’de yapılmalıdır. Bunun için 2019 yılında pamuğa ayrılan bütçenin aynı kalması yeterli olacaktır. 2019 yılında kütlü pamuğa ödenen toplam 2 milyar 200 milyon liranın bu sezon beklenen maksimum 1 milyon 700 bin tonluk kütlü pamuk üretimine bölünmesiyle çıkan 1,30 TL, 2020 yılı kütlü pamuk fark ödemesi desteği olarak açıklanmalıdır.

“Emanet Usulü Lif Pamuk Satışı Yasaklanmalıdır”

İplikçilerin ileriki bir tarihte fiyatlandırmak üzere Çırçır fabrikalarından emanet şeklinde aldıkları pamuklar, piyasada talebi azaltmaktadır. Bu da hasat zamanı ve sonrasında fiyatın düşmesine neden olmaktadır. Serbest piyasanın ve Pamuk Borsalarının sağlıklı işlemesine engel olan böyle bir uygulamanın ivedilikle yasaklanması gerekmektedir.

“Pamuk Birliklerine Finansman Desteği Verilmeli ve Lisanslı Depoculuk Desteklerinden Faydalanmaları Sağlanmalıdır”

Tariş, Çukobirlik ve Antbirlik'in elinde, kütlü pamukları depolamak ve çırçırlamak üzere atıl vaziyette çok büyük bir kapasite bulunmaktadır. Birliklerin ortak harici kütlü pamuk almalarını sağlamak üzere finansman desteği verilmelidir. Ayrıca Birliklerin lisanslı depoculuk desteklerinden faydalanmaları sağlanmalıdır.

“İplik Fabrikalarına Yerli Pamuk Kullanma Mecburiyeti Getirilmelidir

Özellikle işletmesinde yüzde 100 ithal pamuk kullanan iplik fabrikaları için tüketim durumuna göre her bir iplik fabrikasına en az yüzde 20 yerli pamuk kullanma mecburiyeti getirilmelidir. İşletmesinde yüzde 60’nin üzerinde yerli pamuk kullanan sanayicilere istihdam desteği sağlanmalıdır

“Lif Pamukta Müdahale Alımı İçin TMO Devreye Girmelidir

Piyasayı regüle etmek amacıyla, Toprak Mahsulleri Ofisinin 1 Ekim'den itibaren dünya fiyatlarından piyasaya girerek 200 bin ton lif pamuk alımı yapması sağlanmalıdır. Bunun organizasyonu için Ticaret Borsalarının, Pamuk Birliklerinin ve Lisanslı Depoların altyapı imkânları devreye sokulmalıdır. Bugün için GAP ve Çukurova Bölgeleri lif pamuklarının dünya fiyatı karşılığı ortalama 1,56 dolar, Ege Bölgesi için bu rakam ortalama 1,63 dolar civarındadır. (Lif pamuk alımı için 41 renk, 1-5/32 elyaf, 3.5-4,9 mikroner, 31 ve üstü mukavemet, ortalama 5 derece çepel kriterleri baz alınabilir)

“Çırçır Fabrikaları da Lisanslı Depoculuk Desteklerinden Faydalandırılmalıdır”

Mevcut sistemde küçük çiftçilerin lif pamuklarını lisanslı depolarda saklama şansı bulunmamaktadır. Hiç olmazsa çırçır fabrikalarına bazı destekler verilerek (kira, nakliye, analiz desteği gibi), küçük çiftçiler adına depolara lif pamuk koymaları sağlanabilir. Çırçır fabrikaları ELÜS’leri üreticilere yeni kurulan “Özel Virman Seansı” ile devredebilir. Küçük üreticilerin ucuz finansmana erişebilmeleri için bu uygulamanın hayata geçirilmesi son derece önem arz etmektedir.

Sektör paydaşları, üreticilerin yıllardır dünya ile rekabete "evet" dediğini ancak rekabetin eşit şartlarda olması gerektiğinin altını çiziyor ve sanayicinin ithalat kozunu hasat öncesi iç piyasa fiyatını düşürmek amacıyla kullanmaması gerektiğine dikkat çekiyor.

Raporda, 2009 yılında 600 bin tona kadar düşen pamuk üretiminin kararlılıkla uygulanan, başarılı destekleme politikaları sayesinde son 10 yılda ortalama 850 bin ton seviyesine yükseldiği hatırlatılıyor. Ancak görünen o ki hatalı ve eksik politikalar yüzünden yine 10 yıl önceki konuma hızla gelmiş durumdayız.

Tarım sektörü açısından pamuk üretiminin ayrı bir yeri ve önemi var.

Zira pamuk öyle değerli bir ürün ki kabaca 40-45 milyar dolarlık bir pazarın da hammaddesi niteliğinde.

Öyle ki lifiyle tekstil ve hazır giyim sanayiinin, çekirdeği ile bitkisel yağ ve yem sanayiinin, linteriyle de kağıt sanayii başta olmak üzere pek çok sektör açısından temel hammadde niteliği taşıyan stratejik değerde bir üründen bahsediyoruz.

Ama yanlış politikalar pamuk üreticisini küstürüyor ve üretimi baltalıyor.

Umarız sektörün sesine kulak verilir.

Aksi takdirde kaybeden sadece pamuk üreticisi değil 83 milyon ve Türkiye ekonomisi olacak.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

Diğer Yazılar

Gıda terörü tam gaz
İRFAN DONAT - Bloomberg HT Tarım Editörü Gıdada taklit ve tağşişin maalesef önüne geçilemiyor. Bal görünümlü glikoz şurubu, at ve eşek etinden köfte ve lahmacun, pamuk yağı karıştırılmış zeytinyağı derken bir dönem merdiven altı diye tabir edilen milyarlarca liralık sahte gıda ekonomisi artık...