Advertisement

Bu aralar kurdaki dalgalanmaya paralel olarak üreticisinden tüketicisine kadar herkes fiyatlardan şikayetçi.

Sonuçta herkes haklı...

Hem üretici hem de tüketici enflasyonundaki artış tüm kesimleri mağdur ediyor.

İşin daha da kötüsü, bu süreç önümüzdeki döneme dair belirsizlik ve kırılganlıkları da artırıyor.

Özellikle gübre fiyatlarındaki sert yükselişler yeni sezona dair kuraklığın yanına bir de verim kaybı riskini ekliyor.

Zira bazı çiftçiler daha az gübre gerektiren ürünlere kayarken, bazıları da ya hiç ya da minimum seviyede gübre kullanmayı tercih ediyor. Bu durum, yeni sezona dair rekoltede düşüş ve gıda fiyatlarında artışın öncü habercisi olarak yorumlanıyor.

İşte böyle bir ortamda Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, sektördeki gidişata dair önemli tespit ve uyarılarda bulunuyor.

Söz konusu sürecin ithalatla yönetilmesinin sürdürülebilir olmadığını ifade eden Doğru, olası risk ve ek maliyetlere dikkat çekiyor.

Haziran ayı itibariyle son 1 yılda fiyatı üçe katlanan gübre fiyatlarına yönelik beş öneriden oluşan bir çözüm teklifinde bulunan Mutlu Doğru, "Gübre, tarım için verimliliğin ana unsurlarından olduğu için devletimizin imkanları ölçüsünde ve ülke tüketimi için elzem olan ürünlerin öncelik sırasına göre, aşağıdaki öneriler hesap edilerek, çiftçimize makul fiyatlarla gübre temin etmeliyiz. Her önerinin hazinemize elbette ki bir yükü olacaktır ancak Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) yüksek dünya fiyatıyla buğday, arpa ve mısır ithal ederek düşük fiyatla iç piyasayı sübvanse etmesi devam eder ve fiyatlar artışını sürdürürse, bunun öngörülemeyen maliyeti daha fazla ve riskli olabilir. Hatta bu ithal edilen ürünlere yenileri de eklenebilir" diyor.

Mutlu Doğru, fiyatları anormal derecede artan gübre fiyatlarını da paylaşarak şu beş öneride bulunuyor:

1- Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla gübre ithalatı yapılarak, Fiyat Fark Desteği uygulanan 21 stratejik ürün için aşağıdaki gübrelerin ortalama dekara kullanım miktarları ÇKS kayıtlarındaki ekilişe göre belirlenip, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla hasat vadeli olarak karşılarındaki Haziran 2021 fiyatlarıyla satılabilir ve bu imkandan faydalanacak çiftçinin gübre desteğinden muaf olacağını kabul etmesi imzalatılabilir.

Başlıca kullanılan aşağıdaki gübrelerin bugünkü piyasa fiyatları Haziran 2021 fiyatlarının yaklaşık 3 katına ulaşmıştır.

Üre

Haziran 2020 1.800 TL

Haziran 2021 4.100 TL


20-20

Haziran 2020 1.680 TL

Haziran 2021 3.900 TL


DAP

Haziran 2020 2.250 TL

Haziran 2021 5.600 TL

Amonyum Sülfat

Haziran 2020 940 TL

Haziran 2021 2.400 TL

2- Taban gübre zamanı için geç kalındığından, ithal edilecek azotlu üst gübreler, buğday ve arpa gibi önemli iki ürün için ÇKS kaydına göre çiftçiye Haziran 2021 fiyatlarıyla Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla satılabilir.

3- Çiftçimizin devletten alacağı 2021 yılı gübre kullanılan bitkisel üretim desteklerinin tümü askıya çıkarılarak, hak edişi kadar alacağı karşılığında Tarım Kredi tarafından ithal edilecek gübreler Haziran 2021 fiyatıyla çiftçimize verilebilir.

4- TMO, çiftçilerimiz ile sözleşme yaparak alım garantisi karşılığında buğday, arpa, mısır ve çeltik için gübre ithal edip, Haziran 2021 fiyatıyla çiftçiyi borçlandırabilir. Bu çiftçiler de gübre desteğinden muaf olacaklarını kabul ederler.

5- Bazı kurumlar tarafından önerilen çiftçinin serbest piyasadan Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) göre gübresini temin etmesi ve faturasını Tarım Bakanlığına ibraz etmesi ve belli kısmının iadesi önerisine kötüye kullanma ve serbest piyasanın fiyatları daha da yukarı çekme riski nedeniyle çok sıcak bakmamaktayız. 4 ana gübrenin devlet kurumlarınca ithalatı hem fiyat rekabeti sağlayacak, hem de fahiş fiyatla spekülasyon yapmak isteyen stokçuların önüne geçecektir.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru'nun söz konusu önerilerine katılanlarınız da olabilir, katılmayanlarınız da... Daha farklı çözüm sunanlarınız da olabilir.

Ancak bir şey var ki mevcut süreci sadece izleyerek, "bekle ve gör" politikası ile yeni sezona ilişkin riskleri yönetmek pek mümkün gözükmüyor.

Doğru analizler ışığında proaktif bir politikaya ihtiyaç var.

O yüzden sektör paydaşlarının tespitlerini dinlemek, önerilerine kulak vermek ve gerekirse farklı alternatifler ortaya koyarak tartışmak tarım politikaları açısından (k)ayıp değil, kazanımdır.

Zira söz konusu politikalar sadece üreticileri değil, günün sonunda tüketicileri ve ülkenin ekonomik dengelerini de çok yakından ilgilendiriyor.

Bizden hatırlatması...

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com