Bloomberght
Bloomberg HT Haberler AXA Türkiye CEO'su Ölken: Sigorta primlerinde yüksek artışları artık görmeyeceğiz

AXA Türkiye CEO'su Ölken: Sigorta primlerinde yüksek artışları artık görmeyeceğiz

AXA Türkiye CEO'su Yavuz Ölken AXA'nın Türkiye'de 200 milyon euro'yu aşan bir yatırımı olduğunu söyledi. Ölken Türkiye'de çok büyük bir sigorta fırsatı olduğunu da dile getirdi. Ölken sigorta primlerinde yüksek artışların görülmeyeceğini belirtti.

Giriş: 18 Mayıs 2024, Cumartesi 10:02
Güncelleme: 18 Mayıs 2024, Cumartesi 11:29

AXA Türkiye CEO'su Yavuz Ölken AXA'nın Türkiye'de 200 milyon euro’yu aşan bir yatırımı olduğunu söyledi.

AXA Global’in 51 ülkede faaliyet gösteren büyük bir sigorta organizasyonu olduğunu ve hayat dışı, sağlık, elementer alanlarının yanında özellikle emeklilik fonlarını da yöneten bir organizasyon olduğunu belirten Ölken “Biz AXA Türkiye olarak 17 uluslararası ülkenin bulunduğu bir pazar bölgesindeyiz. Bu 17 ülke Latin Amerika'dan başlıyor Asya'ya kadar giden, Afrika'nın da içinde bulunduğu bir bölüm. 102 milyar euro cirosu olan ve 7 milyar euronun üzerinde vergi sonrası kâr üreten bir grup.

AXA Türkiye'nin gösterdiği performans, Türkiye'deki sigorta potansiyeli, gelişim fırsatları dolayısıyla biz 2023'ü Türkiye'de yatırımla kapattık. 200 milyon euro’yu aşan bir yatırımı var AXA'nın Türkiye'de. Bir şirket satın alması var, Groupama sigortayı satın aldık. Bizim ödenmiş sermayemiz 1.7 milyardan 5.7 milyara yükseldi. Bunun bir kısmı nakit olarak gruptan gelirken bir kısmı da yedek akçelerin kar payı dağıtılmak yerine sermaye artırımıyla oluştu. Bu da bize çok güvenildiğini gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de çok büyük bir sigorta fırsatı olduğunu kaydeden Ölken “Türkiye'de 4 milyon KOBİ var ve sadece 1 milyonunda sigorta var. Büyük sanayi kuruluşlarının %95'i sigortalı, orada bir sorun yok. Her üç araçtan sadece 1 tanesinde kasko var, konutların sadece %50'sinde deprem zorunlu sigortası var. Bütün sigorta kollarında aynı şekilde büyümeyi hedefliyoruz. Sağlık sigortaları biraz daha ön planda çünkü kamunun üstünde büyük bir yük var ve toplam sağlık harcamalarının %20'si hala vatandaş kendi cebinden yapıyor. Ticari ve kurumsal sigortalarda önemli bir alan burada ülkenin ekonomisini, ihracatını ve gelişimini düşünürseniz burada daha çok emek harcayıp hızlı kazanımlar elde edebiliriz.” diye konuştu.

“Depreme karşı sigorta oranları düşük”

Depreme karşı sigorta oranlarının düşük olduğunu belirten Ölken “Maraş depremlerinde 100 milyar doların üzerinde bir kayıp var. Si̇gorta sektörü 6.5 milyar dolarlık tazminat ödedi hem DASK kurumu, hem de sigorta sektörü. Ama gelişmiş ülkelere bakarsak Amerika, Japonya gibi buralarda sektör deprem zararının %30'unu karşılıyor. Eğer Türkiye'de bu sigortacılık oranları 3 misli daha iyi olsaydı devletin cebinden 25 milyar dolar az çıkacaktı ve biz bu zararı yurtdışındaki yatırımcılardan reasürans marifetiyle Türkiye'ye getirecektik. Yani daha fazla yatırım yapmamız lazım. Depreme karşı sigorta oranları düşük.” ifadesini kullandı.

Türkiye'de BES oranlarına dair Ölken şunları kaydetti; “Bir kere bulunduğumuz noktayı başarısızlık olarak kabul etmemek lazım. Bugün 16 milyon sözleşme demek hiç azımsanacak bir şey değil. Bugün 800 milyar liralık fonları konuşuyoruz yatırım olarak bireysel emeklilik sisteminde duruyor. Devlet katkısı %30'a çıktı, 18 yaş altında çocuklar için yatırım ve tasarruf maksatlı fon ve sözleşme satın alabiliyorsunuz. Ben bu alanda sektörün en az Avrupalı ülkeler kadar başarılı geçirdiğini düşünüyorum. Türkiye'nin içinden geçtiği ekonomik sıkıntılarla tasarruf ve katkı paylarının azaldığını ve vatandaşın buradaki tasarruflarını değerlendirmek istediğini hep duyduk. Bunun içinde düzenlemeler oldu işte evlenenlere veya ev alanlara çekme hakkı geldi, burada cayma hakkı veriyor sistem ve sorun da %70'i cayıyor. Biz bunun tamamlayıcı emekliliğe dönmesi istiyoruz bunu Devlet de istiyor. Tasarruf bilinci topluma yayıldıkça fonlar da büyüyecek.”

Sektörde Artan Primlere ilişkin ise Ölken “Özellikle kasko ve sağlıkta maliyetler yukarı çıkıyor en aşağı %100 arttı ama frekans da arttı, kullanım sıklığı ve hasar görme sıklığı da arttı. Böyle olunca risk primleri de yukarı yükseldi. Primler son iki senede çok arttı ama 2024'e geçişte %100 artışlar artık yok. Bir platoya ulaştık ve maliyetlerin normalize olmasıyla da artık daha makul ortalamaları görmeye başladık. 5 ay sonra %40-50 artışları göreceğiz. Şunu da unutmayalım 4 kez asgari ücret arttı, dolayısıyla hepsinin tazminata etkisi var.” şeklinde konuştu.

Description

Öne Çıkanlar