Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Gökhan Şen Fed'den sonra tufan
Gökhan Şen
Gökhan Şen
Marmara Üniversitesi 'Aktüerya' Bölümü mezuniyeti sonrası, 2007 yılında Finans Bölümü üzerine master yaptı. 2007 yılında Ata Yatırım'da Yatırım Danışmanı olarak kariyerine başladı, 2009 yılından itibaren Fon ve Portföy Yöneticisi olarak devam etti. 2010-2013 yılları arasında Bloomberg HT'de Araştırma Müdürü olarak görev aldı. 2013-2015 yılları arasında Ak Yatırım'da Uluslararası Piyasalar Araştırma Müdürü olarak çalıştı. Bloomberg HT'de Eonomi Koordinatörlüğü görevinin ardından Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptı.

Fed'den sonra tufan

Giriş: 20 Haziran 2013, Perşembe 12:53
Güncelleme: 20 Haziran 2013, Perşembe 12:54

KARAR VE REVİZYONLAR

Herkesin beklediği ve belki de son 3 haftanın en önemli olayı FED toplantısı FOMC tarafından yapıldı. Bölgesel FED Başkanları biraraya geldiler ve sonucu açıkladılar. Tabii ki faizde bir değişiklik yok ve bono alımları da aynen korunuyor. Ekonomik beklentiler cephesinde de beklenen işsizlik oranı ve büyüme tahminlerinde çok küçük iyimser revizyonlar olduğu söylenebilir. Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan banka özellikle iş gücü piyasasında toparlanmanın devam ettiği yönündeki ifadesini güçlendirdi. Bunun da bono alımlarını azaltma yönündeki sinyal olarak alınması gerektiğini anlıyoruz. Devamında yapılan Başkan Bernanke’nin açıklamaları da bu alımların hangi plana göre azaltılacağı planını ortaya koydu. Başkan’a göre kurul alımların bu yıl sonuna doğru azaltılmasını umuyor ve azaltım işleminin 2014 yılı ortasında sonlanacağını ve alımların biteceğini düşünüyor. Tabii ki bunun bazı koşulları da olacak.

BEKLENEN VE AÇIKLANAN

Bu koşulların temelinde beklenen ekonomik şartların realize olması ve hepimiz tarafından görülmesi var. İşsizlik düşmeye devam ettikçe ve enflasyon da uzun vadeli hedeflerle uyumlu kaldığı sürece FED rahat olacak ve eli kuvvetlenecek. Böylece varlık alımları yavaş yavaş azaltılacak. Bloomberg anketine göre burada net sinyalin Eylül’de gelmesi ve Ekim’de alımların 20 milyar dolar ile başlanmak üzere azaltılması beklentisi var. Yine, toplantıdan önce ekonomik tahminlerin küçük oranlarda yukarı revize edilmesi de bekleniyordu. FED başkanlarının da ‘faizler ne zaman artar’ adlı tabloda işaretledikleri kutucukları fazla değiştirmeleri beklenmiyordu. Sadece bir üyenin artış beklentisini 2015’e kaydırdığı görüldü. Demek ki beklenen ve açıklanan arasında önemli bir fark vardır diyemeyiz. Ama akılları karıştıran bir şey var, o da aşağıdkai grafikte. Madem herşey bu kadar beklentiler dahilinde neden 10 yıllık %2.40’a dayandı? Buna cevap vermek güç, en azından önceden bilmediğim bir cevabı vermek güç. Yoksa sayabilecek çok şey var. Ama mantık ile algı arasındaki gerçekliğe arar vermek istemem, sonuçta bir günde kendi adıma bu kadar sert zıplama beklemiyordum.

NE DÜŞÜNMELİ?

Bildiğiniz gibi saatli maarif takvimlerde ne pişirmeli ya da bugün doğan çocuğa isim adlı güzel çalışmalar olur. Benimki de aslında benzer kıvamda olacak. Elde bu veriler varken nasıl bir plan kurmalı? Öncelikle, bu konuda farklı iki görüş var. Biri tahvil alımlarının azaltılmasının düşük faiz politikasından çıkmak anlamına gelmek demek olmadığını ve bunun da bir problem olmayacağını, riskli varlıkların kısa süre sonra ekonomik temellere bakarak mutlu olacağını söylüyor. Diğer kampta ise uzun vadeciler var. Onlara göre ise para duvarı artık çatlıyor. Bu sebeple de zamana odaklanmak yerine trende odaklanmkata fayda var. Ben bu iki görüşü ayrı ayrı almak yerine ikisini birleştirmeyi doğru buluyorum. Kısa vadede belki de dalgalanma azalacak ve en azından eldeki yol haritasıyla birlikte dalga boyları kısaalacak. Bunun devamında ise para yavaş yavaş piyasalardan çekilecek. Paralar çekilirken geçilecek kapı ya da çıkış da dar olduğu için herkes aynı anda geçemeyecek. İşte tam da bu sebeple birileri vaktinden önce fiyatlayabilir, fiyatlıyor da. Çok daha özelde benim fikrimi duymak isterseniz, ben olsam asla parasal genişlemeye gitmez ve kapitalizmin gereği olarak başarısız olanların başarısız olmasına izin verirdim. Tabii ki bundan önce riski buralara getirmeyin o zaman düzgün denetleyerek tartışmasına gelmek de mümkün. Bu gerçekten uzun ve başka bir yazının konusu ya neyse. Sonuç olarak bugünden daha kötü bir yerde olur muyduk emin değilim. Diğer yandan, eğer varlık alımına başlamışsam da bu aşamada bırakmazdım. Keza ekonominin henüz hazır olduğuna emin değilim. Piyasa da eğer FED’in tahminleri tutarsa bunun riskli varlıklar adına olumlu olabileceği yönünde fikir beyan ediyor, en azından çoğunluğu diyelim. Burada tek problem para girişi sebebiyle çok olumlu performans gösteren ülkelerin olası sermaye çıkışlarında kurlarda yaşayacakları baskı sebebiyle varlık piyasalarında da tökezlemeleri. İşte Türkiye için de asıl tartışılıan bu. Bu kadar yıl herkesten daha iyi performans gösterirken acaba bundan sonra da bu hikaye devam edebilecek mi?