Enflasyon, TCMB ve Dünyada Faiz
Bugün açıklanan enflasyon verileri beklentilerden daha düşük gelerek uzun süre sonra olumlu sürpriz yaptı. %0,1 artması beklenen aylık TÜFE %0,3 düşerken, yıllık tüketici enflasyonu böylece %11'in altına indi. Çekirdek %9,5'ten %9,2'ye ve ÜFE %15,3'ten %14,9'a döndü.
ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ
Enflasyon çok yüksek. Üstelik enerji maliyetlerinin bu denli düşük olduğu ve küresel risk iştahının bu denli güçlü olduğu, diğer bir deyişle yüksek faizli kurların bu denli talep gördüğü bir ortama göre çok yüksek. Seviye olarak da tehlikeli yerlerdeyiz. 7-8 bandı için tahmin yapmak ve politika üretmek başka, 11-12 bandı için başka. Bu yüzden pruva net olmalı. Dezenflasyonu sürdürecek ve istikrarlı hale getirecek kısa ve uzun vadeli adımlar atılmalı.
Verinin detaylarına baktığımızda gıda fiyatlarındaki beklenen düzeltme kaynaklı bir iyileşme görüyoruz. İşlenmemiş gıdanın desteği ile düşen gıda fiyatlarının yıllık artış hızı %14,3'e geriledi. Ancak burada daha da fazla yavaşlama yakalamak ve uzun vadeli artış ortalaması olan %9'a gitmek mümkün.
Enerji fiyatlarındaki gerileme ve Haziran'ın baz etkisini de saymak gerekiyor. Haziran ayları fiyatların tarihsel & dönemsel olarak gerilediği bir ay. Giyimde gelen indirimlerin de etkisi ile bu manşet enflasyona kavuştuk. Yeni çekirdek enflasyonumuz olan C Endeksi de geriledi. 3 aydır minik düşüşler yaşayan çekirdek enflasyon göstergesi merkez bankası için de aksiyon almadan önceki hareket noktası olacaktır. Banka, geçmişe bakıldığında hep buradaki dönüşlere göre faiz kararlarını vermiştir.
Yıllık beklenen enflasyon seyrine baktığımızda ise uzun süre sonra ekonomistlerin beklentilerini minik de olsa törpülediklerini gördük. Bunun devamı için gıda fiyatlarındaki iyileşmenin sürdürülebilir olması, kurda yeni bozulma olmaması, yeni vergi yükü oluşmaması ve emtia fiyatlarında arz yönlü bir şok yaşanmaması gerekiyor. Bu durumda yılı %10'un altında kapamak mümkün olacak. Eylül - Kasım arasında bir yerde yeniden ara zirve yapacak manşet enflasyon Aralık ayında yapacağı 'baza bağlı dip' ile yılı noktalayacak.
Gıda komitesi kararları ve sigaraya bile vergi artışı yapmayışımız da bu kez ekonomi yönetiminin aynı yöne baktığını gösteriyor. Bunu da önemli bir not olarak yazmakta fayda var.
MERKEZİN GÖZÜNDEN VE DİĞERLERİ
Merkez bankası kendi ifadesi ile,
''Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir''
Bu durumda, aylık düşüşlere aldırış etmeden politika üretirse, bankanın artık düşen enflasyona karşı şahince görünebilme imkanı eline geçecek. Reel faizin arttığını gören piyasa oyuncuları herhangi bir dış faktör olmadığı takdirde bunu faizlerdeki 'beklenen enflasyon' primini silerek gösterecek. Bu da bankanın 2 çeyrek sonra 'sıkı para politikasının' meyvelerini toplayabilmesine yardımcı olacak.
Kredi faizleri düşürmenin de ekonomik aktörlerin fiyatlama davranışlarını daha rasyonel hale getirmenin de tek ve en güvenilir yolu bu: Enflasyon beklentilerini erozyona uğratmak.
Türk Lirası'ndaki değer kaybı beklentilerini dizginleyecek gelişme de bu olacaktır.
Peki piyasa bu duruşu ödüllendirecek ve Türk varlıklarına ilgi gösterecek mi?
Aşağıda reel faizler yönünden hiç de kötü bir noktada olmadığımızı görmek mümkün. Üstelik faiz artırım & azaltım döngülerine dikkat kesilmeli. Mevcut seviyelerin önemi olduğu kadar eğilimler de önemli. TCMB her ikisinde de avantajlı. Bu konumunu ne kadar sürdüreceği ve bunun iletişimini nasıl yapacağı ve politikayı da hangi araçlar ile yürüteceği önemli olacak.
İşler uzun süre sonra lehimize dönüyor.