Temmuz ayına çok şükür ki “grup aşamasını geride bırakmanın” da ötesinde Euro 2024’te çeyrek final heyecanı ile başlayabildik ve devam ediyoruz.

2 Temmuz gecesini “zafer” sevinci ile noktalayıp 3 Temmuz sabahına Haziran enflasyonu ile uyandık.
Veriler aylık bazda bir yılın en yavaş enflasyonuna işaret etti. Yıllık enflasyon da Haziran ayında sekiz ayın ardından ilk kez geriledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.

Şimşek X hesabından, "Dezenflasyon süreci başladı. Mevsimsel düzeltilmiş üç aylık hareketli ortalamanın yıllıklandırılmış değerinin ima ettiği enflasyon eğilimi yıl sonu hedefimizle uyumludur. Yüzde 1,64’lük aylık haziran verisi ise yüzde 22’lik yıllıklandırılmış enflasyonu işaret ediyor. Finansal istikrar, sürdürülebilir cari açık, rezerv birikimi ve gri listeden çıkış gibi birçok alanda elde ettiğimiz başarıyı programımızın ana hedefi olan dezenflasyonda da belirgin bir şekilde göreceğiz. Fiyat istikrarına ulaşana kadar programımızı kararlılıkla uygulayarak kalıcı refah artışını sağlayacağız" dedi.

Başlığın sahibi merhum Robin Williams, tam 10 yıl önce Ağustos ayında hayata veda etti. Konu gerçeklik olunca çok daha gösterişli ifadelerdense bu samimiyeti seçtim.

Nedenine gelince…

Dezenflasyon sürecinin başlaması, gri listeden çıkılması ve kararlılık vurgusu; gerçekçi bir iyimserliğe sahip olmaya yetebilir. Ama bu gerçekçiliğin “doğrudan” deneyimlenebildiği bir zaman dilimi mi bakalım.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Haziran ayına ilişkin "Açlık ve Yoksulluk Sınırı" raporunu yayımladı. Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı diğer adıyla “açlık sınırı” Haziran'da 18 bin 978 TL ’ye yükseldi. Böylelikle Haziran ayında da açlık sınırı 17 bin 2 TL'lik asgari ücreti aştı.

Aynı dönemde gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ya da bilinen adıyla yoksulluk sınırı 61 bin 820 TL'ye çıktı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre de Haziran ayında perakende fiyatlar aylık yüzde 3,42 arttı. Perakende fiyatlar bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 82,14 arttı.

Herhangi bir kademeden “ücretli” ya da emekli için, gerçekçi bir iyimserliğe sahip olmak adına yukarıdaki rakamlara bakınca henüz yeterli bir doğrudan deneyim sanırım söz konusu değil. Hele hele bu yıl “ücret güncellemeleri” enflasyonu dizginlemek gayesiyle raftan inmemişken.
Son 16 turu maçında galibiyeti getiren Merih Demiral olmadan, UEFA kararını değiştirmezse eğer, Hollanda maçına çıkacağız.

Toplumların tarihi gösteriyor ki “futbol sadece futbol değil”. Yani, bu kadar geçim derdi ve zorluğun ortasında insanlar futbola mı bakacak, deyip geçilmiyor. Futbolla sevinen ve üzülen, birbirini yiyen bir toplumuz biz. Derinden bir geçim sıkıntısı hissetsek de futbolun milli ya da lig düzeyindeki duygu seline teslim oluruz. Ne ülke ama?

Gerçeğe gelince de Bakan Şimşek’ten ilhamla: Kalıcı refah artışını “doğrudan deneyimleyerek” bir gerçek olarak tatmak istiyoruz birçoğumuz.

Tipik bir Hollandalı’nın yaşam standardına tarihte ne kadar yaklaşabildik tartışılır ama Avrupa Kupası’nda da Dünya Kupası’nda da bizi ayıran hepi topu tek bir kupa!

O da benim doğduğum yıl olan 1988’de aldıkları Avrupa Kupası.

2024, bizi hayat standardında olmasa da kupa sahibi olmada eşitler mi?

Tatmayı umut ediyor ve bekliyoruz.

Kararlılıkla.

Advertisement