Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Çağlar Kuzlukluoğlu 2024 Nobel Ekonomi Ödülü "neye" verildi?
Çağlar Kuzlukluoğlu
Çağlar Kuzlukluoğlu
Denizli TEV Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası Finans Bölümü'nden 2011 yılında mezun oldu. Lisans eğitimi süresince Borsa İstanbul, TCMB, Turkish Bank ve Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi gibi kurumlarda farklı alan, disiplin ve birimlerde stajlarını gerçekleştirdi. Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset ve Diplomasi Okulu'nu bitirdi. PwC Türkiye Vergi Hizmetleri'nde Tax M&A ve Tam Tasdik ekiplerinde 2 yıl, Denizbank Finansal Hizmetler Grubu'nda 1,5 yılı Uluslararası Raporlama ve Konsolidasyon ve 6 ayı Ekonomik Araştırma ve Strateji olmak üzere 4 yıla yakın süren denetim, danışmanlık, raporlama ve banka-araştırma kariyerinin ardından 7 yıla yakın Türkiye Hayat Emeklilik'te Fon Yönetimi ve Ekonomik Araştırmalar Birimi'nde ekonomist ve stratejist olarak yer aldı ve iç eğitmen olarak eğitimler verdi. Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Politik Bölümü'nde yüksek lisans eğitimini popülizm ve iktisadi alt yapısı üzerine yazdığı tez ile 2020'de tamamladı. Davranışsal ekonomi, gelir ve servet dağılımı üzerine çalışmalar gerçekleştirdi. 2021 yılının Eylül ayından itibaren Bloomberg HT Araştırma Birimi'nde görev yapmaktadır. Bloomberg HT'de Akıllı Para programını sunuyor.

2024 Nobel Ekonomi Ödülü "neye" verildi?

Sistem içi ya da sistem dışı nitelenebilecek olsa da, ekonomi evreninde, artık teknolojinin baskın rolü ile daha da biçimlenen iktisadi alt yapı ve demokratik mekanizmaların merkezde yer alabiliyor oluşu ödülün neden ve neye verildiğine yanıt anlamı taşıyor.

Giriş: 14 Ekim 2024, Pazartesi 19:05
Güncelleme: 14 Ekim 2024, Pazartesi 20:32

Kendisi ile kısa süre önce gerçekleştirdiğimiz son röportajımızda; “Demokrasinin ve büyümenin sağlıklı gelişimi için devlet ve toplum arasında bir denge olması gerekir. Eğitimin sağlıklı olması için ifade özgürlüğü olması ve bilime değer verilmesi lazım. Türkiye’de demokrasideki ve ekonomideki zayıflık sebebiyle insanlarımız ülkeyi bırakıp gidiyorlar. Türkiye’de teknolojiyi doğru kullanmamız, yönünü doğru saptamamız ve teknolojiye hazırlıklı olmamız çok önemli” demişti Prof.Dr.Daron Acemoğlu.

14 Ekim Pazartesi itibarı ile Simon Johnson ve James A. Robinson ile birlikte, kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği konusundaki araştırmaları nedeniyle Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görüldüler.

Duyuru metninde de şu ifadeler kullanıldı:

“Kapsayıcı kurumlar, genellikle sömürgeleştirildiklerinde yoksul olan ülkelerde uygulanmış ve zaman içinde genel olarak müreffeh bir nüfusla sonuçlanmıştır. Bu, bir zamanlar zengin olan eski sömürgelerin şimdi neden yoksul olduğunun önemli bir nedenidir ve bunun tersi de geçerlidir.”

Artık Nobelli üç bilim insanının ortaya koyduklarına çokça eleştiri yapıldı ve yapılmaya da devam edecek gibi görünüyor. Ancak sevilsin ya da sevilmesin yaptıkları çalışmaların, çoğunlukla etkileyici olduğu ve dünyayı tarihi ile birlikte açıklayan teoriler zemininde yeni başlıklara öncülük ettiği tartışmasız.

Darmouth Üniversitesi’nden Paul Novosad ve arkadaşlarının çalışmasına göre aileden gelen imkanların, Nobel Ödülü alabilmede dahi belirleyici olduğu günümüz “eşitsiz” dünyasında, ülkeler ve bireyler arasındaki büyük uçurumların azaltılması çağımızın en büyük zorluklarından biri. Ödül sahiplerinin bu zorlukları aşmak için toplumsal kurumların önemini ortaya koyma çabasının ödüle layık görülmesi ise manidar.

Sistem içi ya da sistem dışı nitelenebilecek olsa da, ekonomi evreninde, artık teknolojinin baskın rolü ile daha da biçimlenen iktisadi alt yapı ve demokratik mekanizmaların merkezde yer alabiliyor oluşu ödülün neden ve neye verildiğine yanıt anlamı taşıyor.

Hele bu çabada “yola çıkılan” yerlerden birinin Türkiye olduğu da düşünülünce, günün anlam ve önemi daha da bir derinlik kazanıyor.

Diğer Yazılar

Türkiye'de futbol ve ekonomi gündeminin akla getirdikleri
Politika faizi olan yüzde 50'nin altına inen enflasyon da takımlar da yüzleri pek güldürmedi.