Avrupa Ligi ve Konferans Ligi'nde 4 temsilcimiz de haftayı galibiyetsiz tamamlarken, yıllık enflasyon üç yılın ardından ilk kez politika faizinin altına geriledi. Galatasaray ve Fenerbahçe haftayı beraberlikle, Beşiktaş ve Başakşehir ise mağlubiyetle kapattı. TÜİK verilerine göre, aylık bazda en yüksek artış yüzde 14,21 ile eğitim grubunda gerçekleşti. Eğitimi yüzde 4,16 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 3,86 ile de konut izledi. Haberleşme grubunda aylık olarak fiyatların yüzde 0,88 gerilediği izlendi. Yıllık olarak bakıldığında ise en yüksek artış yüzde 97,87 ile konut grubunda görüldü. Yıllık enflasyon bakımından konut grubunu yüzde 93,59 ile eğitim; yüzde 65,41 ile lokanta ve oteller izledi.

Özetle, politika faizi olan yüzde 50’nin altına inen enflasyon da takımlar da yüzleri pek güldürmedi.

Eylül ayı enflasyon verisi yabancı kurumların da enflasyon tahminleri ve para politikası patikasına ilişkin öngörülerini gözden geçirmesine neden oldu. Örneğin Citi’ye göre Türkiye'nin enflasyon tahminleri iyimser kalmış olabilir. UBS, Eylül ayı enflasyon verilerinin ardından TCMB'nin Kasım'da faiz indirimlerine başlama ihtimalinin devam ettiğini ancak gevşemeye daha geç başlama riskinin bir miktar arttığını belirtti. BBVA paylaştığı raporda ilk indirim beklentisini Aralık ayına ötelediğini bildirdi. Barclays ise indirimin sonraki aylara ötelenebileceğine dikkat çekti.

Şampiyonlar Ligi’nde hem Galatasaray hem de Fenerbahçe’yi izleyebilirdik ama malum her ikisi de “elemelerde” takılıp kaldı. Yaz aylarında A Milli Erkek Futbol Takımımızın mazisi ile ele aldığımız zaman diliminde, ekonomi ve finansal zeminde de takılıp kalmalarımız gibi çok da yabancı değildik duruma. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın futbolun zirve seviyesindeki unutulmaz başarıları kadar unutulmak istenen maceraları da tarihte duruyor. Kendi ligimizde taraftarı olduğumuz takımların başarı ve başarısızlıkları ile üzülüp sevinirken, sayılı uluslararası peri masalının yanında artık giderek büyüyen hayal kırıklıklarını “ciddi ciddi” gözden geçirmenin zamanı çoktan geldi, geçti ve geçiyor.

TCMB Başkanı Fatih Karahan da, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında enflasyon ve para politikasına ilişkin mesajlar verdi. Karahan, "Daha önce de vurguladığımız gibi, bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz. Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması” dedi.

Faiz indirimleri ötelenip öne çekilebilir ancak enflasyonun aylık ya da yıllık olarak düşüşünün artık çok fazla ötelenecek zamanı kalmadı. Beklentiler bu yönde!

“Çek bir Letonya” dersini 2004’te almamız gerekirdi ama halen “beğenmediğimiz” aktörler bize ders veriyor. Kendimize bir bakıp ligimizi, büyüklerimizi ve halimizi de anlayıp onlara göre beklentiler oluşturmamız da kaçınılmaz gibi görünüyor.

Advertisement