Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Çağlar Kuzlukluoğlu Güç sokağı sakinleri!
Çağlar Kuzlukluoğlu
Çağlar Kuzlukluoğlu
Denizli TEV Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası Finans Bölümü'nden 2011 yılında mezun oldu. Lisans eğitimi süresince Borsa İstanbul, TCMB, Turkish Bank ve Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi gibi kurumlarda farklı alan, disiplin ve birimlerde stajlarını gerçekleştirdi. Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset ve Diplomasi Okulu'nu bitirdi. PwC Türkiye Vergi Hizmetleri'nde Tax M&A ve Tam Tasdik ekiplerinde 2 yıl, Denizbank Finansal Hizmetler Grubu'nda 1,5 yılı Uluslararası Raporlama ve Konsolidasyon ve 6 ayı Ekonomik Araştırma ve Strateji olmak üzere 4 yıla yakın süren denetim, danışmanlık, raporlama ve banka-araştırma kariyerinin ardından 7 yıla yakın Türkiye Hayat Emeklilik'te Fon Yönetimi ve Ekonomik Araştırmalar Birimi'nde ekonomist ve stratejist olarak yer aldı ve iç eğitmen olarak eğitimler verdi. Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Politik Bölümü'nde yüksek lisans eğitimini popülizm ve iktisadi alt yapısı üzerine yazdığı tez ile 2020'de tamamladı. Davranışsal ekonomi, gelir ve servet dağılımı üzerine çalışmalar gerçekleştirdi. 2021 yılının Eylül ayından itibaren Bloomberg HT Araştırma Birimi'nde görev yapmaktadır. Bloomberg HT'de Akıllı Para programını sunuyor.

Güç sokağı sakinleri!

Konu müzik ve yabancı ilgisi olunca zincirleme hafıza reaksiyonu başlıyor malum, Düş Sokağı Sakinleri'ni de bu yazı (başlığı) ile analım. Ama konumuz müzik değil.

Giriş: 26 Temmuz 2024, Cuma 18:38
Güncelleme: 26 Temmuz 2024, Cuma 18:48

Bu hafta bir Akıllı Para’da “Türk varlıklarına yabancı gelecek mi?” sorusunu yöneltirken, Grup Düş’ün bir şarkısından “gel etme gözlerim yaşlarla doldu” kısmına başvurdum. Konu müzik ve yabancı ilgisi olunca zincirleme hafıza reaksiyonu başlıyor malum, Düş Sokağı Sakinleri’ni de bu yazı (başlığı) ile analım. Ama konumuz müzik değil.

İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi liderlerinin daveti üzerine Kongre'deki ortak oturumda yaklaşık 1 saat süren konuşma yaptı. Konuşması sırasında içeride alkışlanan Netanyahu dışarıda çok sayıda Filistin destekçisi tarafından protesto edildi.

Öte yandan Çin’in daveti ile Pekin'de toplanan Filistinli gruplar, 2 gün süren toplantıların sonunda bir bildiri yayımladı. Bildiride "ulusal birlik anlaşmasına" yaklaşıldığı ifade edildi.

Bu hafta bir sohbetinde tarihçi Prof.Dr.İlber Ortaylı da "Şu anda üçüncü bir dünya savaşı içinde miyiz?" sorusuna; "Yavaş yavaş giriyoruz. Ama herhalde global bir harp olmaz. Şurası bir gerçek; insanoğlunun bu tabiatı tahrip etme ihtimali yüksek. Yani kendimizi yok edeceğiz, türümüzü yok edeceğiz, alt türleri yok edeceğiz. Sonra uzun bir müddet hayat olmayacak. Hatta belki onları bile kurutacağız" yanıtını verdi.

Herkesin hayal gücünde III.Dünya Savaşı nasıl biçimlenir bilinmez ama mesele neden sadece Filistin, neden sadece Ukrayna ya da neden sadece çip savaşı, iklim krizi vs. değil; Ortaylı’nın tanımı bu noktada anlamlı.

Güç sokağı sakinleri, yukarıda örneklerine bakabileceğiniz üzere herhangi bir meselede kendi bilek güreşlerinin haricinde ülkeler ve konular sathında hareket enstrümanlarını sonuna kadar kullanmaya çalışıyor. Görünen; “çözüm” bir yana dursun düğümlenmeler ayyuka çıkıyor. Olan da; insana, canlılara ve tabiata olmaya devam ediyor.

Ülkelerin kendi ulusal güç sokağı sakinlerinde de durum pek farklı değil. Toplumu ve toplum yaşamını ilgilendiren konularda iletişim, karşıtlık üzerine de kurulabilir muhakkak. Ancak toplum resmini oluşturan, gerekliliklerimizin kültür ve siyaset arenasında açığa çıkardıkları oluyor. Burada toplumsal roller, inançlar, medya ve devlet dengesinde günümüzde baskın olan resme çizgilerini veriyor. Olan yine çoğunlukla insana, canlılara ve tabiata oluyor en nihayetinde.

Top yekün bir dünya savaşı yaşanmıyor belki ancak kitlesel ölümün, şiddetin, yoksulluğun ve çatışma ortamının kol gezdiği bir düzende güçlülerin de güçsüzlerin de sokağında rahat yürünemiyor.

Diğer Yazılar

2024 Nobel Ekonomi Ödülü "neye" verildi?
Sistem içi ya da sistem dışı nitelenebilecek olsa da, ekonomi evreninde, artık teknolojinin baskın rolü ile daha da biçimlenen iktisadi alt yapı ve demokratik mekanizmaların merkezde yer alabiliyor oluşu ödülün neden ve neye verildiğine yanıt anlamı taşıyor.
Türkiye'de futbol ve ekonomi gündeminin akla getirdikleri
Politika faizi olan yüzde 50'nin altına inen enflasyon da takımlar da yüzleri pek güldürmedi.