Muhtaçlık kriteri 2013 yılı Ağustos ayında değiştirildi ve binlerce engelli ile 65 yaşından büyükler aylıklarından oldular. Ancak ne hikmetse, bazı medya organları ve sosyal güvenlik yazarları bu haberi, “65 yaş ve özürlü aylığı alanların sayısı 400 binden 1 milyona çıkacak” diye vermişti. Sonuçta gördük ki muhtaçlık araştırmasında kişi değil aile baz alınınca muhtaç olanlara “Muhtaç değilsin” denildi.

MUHTAÇLIK KİŞİYE ENDEKSLENMELİ
2022 sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun”daki muhtaçlık kriteri, 2013 yılı Ağustos ayında değiştirildi. O güne kadar muhtaç sayılma kriterinin aylık 124 liradan 243 liraya çıkarılması önce iyi bir şeymiş gibi gösterildi ama aslında vatandaş için güzel değildi.
İlgili madde şöyledir: “Sosyal güvenlik kuruluşlarının herhangi birisinden her ne nam altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlananlar ile uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu olarak sigortalı olunması gereken bir işte çalışanlar veya nafaka bağlanmış veya nafaka bağlanması mümkün olanlar hariç olmak kaydıyla, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından muhtaç olduğuna karar verilen 65 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarına, muhtaçlık hali devam ettiği müddetçe (1620) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımından bulunacak tutarda aylık bağlanır.
Birinci fıkra kapsamına girenlerden, her ne nam altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı 16 yaşından büyükler için belirlenmiş olan asgari ücretin aylık net tutarının 1/3’ünden fazla olanlar ile aynı tutardan fazla gelir sağlaması mümkün olan kimseler muhtaç kabul edilemez ve kendilerine aylık bağlanamaz...”

AİLE BAZ ALINMAYA BAŞLANDI
2013’ün Ağustos ayına kadar sadece kişinin gelirine bakılırken, bu tarihten itibaren özürlü veya 65 yaşından büyük kişinin birlikte ikamet ettiği “aile”nin gelir ortalaması alınmaya başlandı. Yani artık sadece engelli veya 65 yaşından büyüğün geliri olup olmaması önemli değil, bu kişilerin beraber oturduğu “aile”nin geliri dikkate alındığı için binlerce engelli ve yaşlı aylığından oldu.
Yapılan yasa değişikliğinden sonra devletçe muhtaç sayılıp aylık alan engelli, bu değişiklikten sonra ailenin içinde muhtaç hale geldi. Önceleri engellinin parası veya aylığı olduğu için gördüğü itibar gitti, aile bireylerine karşı muhtaç durumda kalan engelli aile içinde daha da yalnızlaştı.
Yani devletin “Muhtaç değilsin” diyerek aylığını kestiği veya talebini reddettiği güçsüz, kimsesiz ve engelliler, mevcut kanun sonucunda gelir kaybına uğradılar, adları yasal olarak muhtaç olmasa da aylıkları kesildiğinden bu defa ailelerin yanına muhtaç bırakıldılar.
Engellinin aylığı kesildiği için, yanlarında barındıkları evlerin harcamaları artmış, bu evlerin diğer harcamalarına ayıracakları bütçe daralmıştır. Şimdi TBMM durumu yeniden ele alıp “hane başına düşen gelir” uygulamasından vazgeçerek kişisel gelir uygulamasına geçmelidir.

Advertisement