Ali Bey 1931 doğumluyum, eşim de 1929 doğumlu olup beraber yaşıyoruz. Oğlum polis memuru idi ve boşanmıştı hiç de çocuğu yok. Geçen ay vefat etti. Ben çalışmıyorum. Eşim ise SSK’dan emekli. Oğlumdan maaş alabilir miyim? Bu konuda değişik şeyler duydum. Sizin verdiğiniz bilgilere çok güveniyorum. Beni aydınlatır mısınız? İsmi Saklı

Sayın okurum, 5434 sayılı (Mülga) T.C. Emekli Sandığı Kanunu; “Ölen iştirakçilerin dul ve muhtaç anaları ile iştirakçi olmayan ve ölüm tarihinde muhtaç ve (65) yaşını doldurmuş bulunan babalarına ölüm tarihinden itibaren en çok bir yıl içinde yazı ile müracaat etmeleri şartıyla müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır. Muhtaç babalardan geçimini sağlayamayacak derecede malul olanlar için yaş kaydı aranmaz” der. Bu madde metnine göre, SSK’dan emekli baba, muhtaç sayılmayacağından (asgari ücretin netinden fazla geliri olduğundan) oğlundan babasına aylık yok. Sizin için ise 3 şart aranır, bunlar; muhtaç olmak, dul olmak ve memur olmamaktır. Siz memur değilsiniz, muhtaçsınız (asgari ücretin netinden az geliriniz olduğundan). Ancak, maalesef dul değilsiniz, evlisiniz.

Bu durumda dul kalıncaya kadar size oğlunuz üzerinden aylık bağlanamayacaktır. Kimin önce vefat edeceği belli değil, ama Allah (cc) gecinden versin, eşiniz vefat eder de dul kalırsanız bu kere eşiniz üzerinden SSK’dan dul aylığı alacağınızdan, muhtaç sayılmayacak ve yine oğlunuz üzerinden aylık alamayacaksınız. Bu nedenle oğlunuzdan aylık alabilmenin tek bir yolu kalıyor, eşinizden boşanmak. Kanun gereğince, “ölüm tarihinde; evli bulunmaları dolayısıyla aylık bağlanmamış ve sonradan dul kalmış veya boşanmış muhtaç analara... müracaatlarını takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır”. Oğlunuzdan aylık almak için eşinizden boşanırsanız da bu kere ilerde eşiniz vefat ettiğinde SSK’dan dul aylığı alamayacaksınız. Tercih sizin ya kocanızdan ya da oğlunuzdan aylık alabilirsiniz veya kocanız vefat ederse her ikisini de alabilirsiniz.

İŞ ARAMA İZNİ 2 SAATTİR
İşten işveren tarafından ihbar öneli verilerek işten çıkarılan işçilere her gün 2 saat iş arama izni verilmesi kanuni zorunluluktur. İş arama izinleri, işçinin kararına bağlı olarak, toptan yani haftanın bir veya birkaç günü izinli sayılarak da kullanılabilir. İşveren, işçiye iş arama izni vermez de bu saatlerde çalıştırırsa, işçiye hem normal çalışma ücretini hem de yüzde yüz zamlı bir ücret daha ödenmek zorunda kalınır.

4857 sayılı Kanun’un 27’nci maddesine göre;

“Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir. Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.

İşveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir.

İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder.” 

 

Advertisement