Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Cüneyt Başaran TCMB ile piyasalar ayrışıyor
Cüneyt Başaran
Cüneyt Başaran
Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, yüksek lisansını Yeditepe Üniversitesi'nde tamamladı. Kariyerine finans sektöründe başlayan Cüneyt Başaran, İstanbul'da ABank ve BNP'de trader olarak görev aldı. Daha sonra Londra'ya yerleşip Commerzbank ve Standard Bank'ta Türkiye Masası Şefi pozisyonunda çalıştı. 2010 yılında medya sektörüne geçti. Başaran, Bloomberg HT Televizyonu ve Bloomberght.com Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinin ardından Ciner Medya Grubu Londra Temsilciliğinin yanı sıra Gazete Habertürk'te köşe yazıları yazmaya devam ediyor.

TCMB ile piyasalar ayrışıyor

Giriş: 27 Haziran 2011, Pazartesi 11:16
Güncelleme: 27 Haziran 2011, Pazartesi 11:19

Geçen haftadan akılda kalanlar FED Başkanı Bernanke'nin işsizlik konusunda

yaptığı tarihi itiraflar, Yunanistan'ın sırat köprüsünden geçer gibi aldığı güvenoyu ve içeride PPK kararlarıydı.

Bütün bu olaylar içeride Türk piyasalarını da etkiledi tabii. Ancak bence geçen haftanın kırılma noktası, Merkez Bankası'nın faiz kararı ve PPK notlarıydı.

Toplantı sonrası yerli yabancı ekonomistler, reel sektör temsilcileri ve TÜSİAD, TUSCON gibi iş dünyasının önemli oyuncuları ile görüştük. Benim genel tespitlerim şu şekilde;

1- TCMB ile yabancı finans kurumlarının ekonomistleri/stratejistleri arasında net bir görüş ayrılığı var.

2- Yabancı kurumların (Türk yabancı fark etmiyor) ekonomistleri, faiz artırımı

olmadan cari açık konusunda kesin bir sonuç alınamayacağını, geç olmadan acil faiz artışlarına gidilmesi gerektiğini ağız birliği etmişcesine raporlarında yazıyor.

3- Yerli kurumların ekonomistlerinin görüşleri biraz daha karışık. Bir kısmı yabancı kurum ekonomistleri gibi düşünürken, daha büyük çoğunluğu TCMB ile aynı yönde. Enflasyondaki yükselişin geçici olduğunu ve talep yönlü bir enflasyonist baskı olmadığını düşünüyorlar. Cari açık konusunda ise alınan önlemlerin (ilaveten

alınacak önlemlerle) yeterli olacağını belirtiyorlar.

4- Reel sektör ise faiz artışına kesinlikle karşı. Hatta TUSİAD lüzumsuz

daralmalara yol açacak tedbirlerlerden uzak durulmasını istiyor. Cari açık

konusunda şu ana kadar mali sektör üzerinden yürütülen önlemleri destekleyen iş dünyası, reel sektöre yönelik tedbirler (bkz. konut, taşıt vb) söz konusu olduğu zaman sert itirazlara başlıyor.

Bu tartışmalar devam ederken, diğer yandan ekonomi yönetimi de şu mesajı veriyor; "Biz boşuna sıfır reel faiz demedik. Artık eski günler bitti. Birileri istiyor diye faiz artışı yapacak değiliz."

14 senedir bu işin içinde olup, hem Türkiye hem de yurt dışında fon yöneticiliği yapmış; 1998, 2001, 2003 ve 2008 krizleri sırasında fiyatlama yapmış eski bir trader olarak, şaşkınlık içinde izliyorum bu süreci.

Şunu net olarak belirtebilirim ki; GSMH'nın %9'una yaklaşan bir cari açık sürdürülemez; bu bir. Ülkenin tasarruf açığı varken yüksek bir büyüme oranı

arzuluyorsanız, yabancı yatırımcının kaygılarını dinlemek zorundasınız, bu iki.

Faiz düşürüp ekonomiyi ısıtmaya çalışmak gibi, faiz artırıp ekonomiyi soğutmak da

çok normal iktisadi uygulamalardır; bu da üç.