Son yıllarda herhangi bir sanayi ya da enerji şirketinin el değiştirdiğini, yabancı sermaye tarafından satın alındığını ya da ortaklık yaptığı haberlerini giderek daha az görüyoruz. Çünkü artık yatırımcılar, fonlar devasa endüstri şirketlerini değil, teknoloji alanında faaliyet gösteren en önemli sermayesi fikir, proje ve bilgi olan start-up ya da bu seviyeyi geçmiş şirketlere yatırım yapmayı tercih ediyor. Bu kategorinin başında ise FinTech’ler geliyor.

CB Insight’ın 2021 yılının ilk üç çeyrek verilerinden oluşan raporuna göre, küresel FinTech sektörü 91,5 milyar dolarlık rekor bir küresel fonlama ile patlama yaşadı. Bu rakam, 2020 yılının toplamının iki katını oluşturuyor. Dikkat çekici bir diğer gelişme ise yatırımların önemli bir bölümünü tohum aşamasında olan ya da bir üst seviyeye çıkmış girişimlerin oluşturması. Toplam yatırımların yüzde 63’ünün bu alanda gerçekleştiğini görüyoruz. Bu gelişmeyi sektörün içinden biri olarak çok değerli görüyorum. Çünkü birçok değerli fikir ve girişim, henüz kurulum aşamasında destek bulamadığı için hayata geçme şansını yitiriyor.

Türkiye FinTech sektörü de dünyayla benzer bir gelişme gösterdi geçen yıl… 2021 yılında Türk girişimlere yapılan yatırım tutarı 1.5 milyar dolar oldu. Yatırım girişim sayısı da yüzde 25’lik artışla 246’ya çıktı. Bu sevindirici bir gelişme, zira artık Türkiye’deki şirketler, fonlar ve melek yatırımcıların yeni girişimleri desteklemek için daha iştahlı olduklarını görüyoruz.

Nisan 2021 itibarıyla Türkiye’de start-uplar, 78 anlaşma sonucunda 523 milyon dolarlık sermaye yatırım çekti. Yeni girişimlerin sayısındaki artış da dikkat çekici. FinTech start-up’larına 2020 yılında 31 yeni şirket eklendi; koronavirüs salgınının en şiddetli yaşandığı bir yılda bu rakama ulaşmayı oldukça önemli olarak görmemiz gerekiyor.

Türkiye önemli bir FinTech merkezi olabilir

Dünyada ve Türkiye’deki gelişmelerin bize gösterdiği tek bir gerçek var. FinTech sektöründe dünya çapında önemli bir güç olabiliriz. Türkiye finans sektörünün güçlü yapısı ve teknolojiyi oldukça başarılı bir şekilde kullanması, tüketicilerin finansal teknolojiye olan ilgisi, akıllı cihaz sahipliği, genç nüfusun fazlalığı değerlendirmemiz gereken çok önemli avantajlar. Start-up Genome’un küresel start-up ekosistemlerini karşılaştıran 2021 raporuna göre İstanbul, küresel olarak “Gelişmekte Olan 100 Ekosistem” arasında 15’inci sırada yer alıyor. Ve yine aynı çalışmada İstanbul finansa erişimde tam puan alırken, yetenek ve pazarlara erişimde de yüksek puanlara ulaştı.

Öte yandan kamunun 2021 yılında art arda hayata geçirdiği regülasyonlar da sektörümüzün daha çok dikkat çekmesine yol açacak. Dijital bankacılık, servis bankacılığı, açık bankacılık, uzaktan müşteri edinimi gibi çağın gereklerine uygun olarak hayata geçirilen bu düzenlemeler, FinTech girişim ve şirketlerinin oyun alanını oldukça genişletecek. Uzun zamandır bu yeni döneme hazırlanan şirketlerin, kısa süre içinde cezbedici ürün ve çözümlerle pazara çıkacağını söyleyebiliriz. Öte yandan bu yeni dönem, başta Avrupa olmak üzere birçok yabancı şirket ve yatırımcının da Türkiye’yi radarına almasını sağladı. Zaten bir süredir şirketlerimizin kapısı daha sık çalınıyor. Bu gelişmeyi de iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Şirketlerimizin cazip paralar karşılığında şirketlerinin tamamını satmak yerine stratejik ortaklık yaparak daha hızlı büyümeleri ve bu ortaklıkları bir kaldıraç olarak kullanıp yurt dışına yayılmanın aracı olarak kullanmaları çok daha akılcı olacaktır.

Yukarıda genel bir özetini vermeye çalıştığım manzara bize şunu söylüyor: 2022 FinTech’lerin sıçrama yılı olabilir!

Advertisement