Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Merkez bankalarının parasal sıkılaştırma dönemi "kısa" ömürlü oldu

Merkez bankalarının parasal sıkılaştırma dönemi "kısa" ömürlü oldu

  • Parasal sıkılaştırma dönemi, merkez bankalarının 10 yıl süren tahvil alımlarının ardından oldukça kısa sürdü

Giriş: 24 Temmuz 2019, Çarşamba 11:25
Güncelleme: 24 Temmuz 2019, Çarşamba 11:25

Dünyanın önde gelen merkez bankalarının parasal sıkılaştırma dönemi kısa ömürlü oldu.

Fed, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Japonya Merkez Bankası'nın net tahvil alımları, Bloomberg Economics'in bu bankalarının bilançolarına ilişkin analizine göre, Eylül ayından itibaren tekrar sıfır seviyesinin üzerine çıkacak. Bu dönüş, merkez bankalarının parasal genişleme yoluyla ekonomilerine teşvik sağladıkları 10 yıllık dönemi toplu biçimde sonlandırmalarından sadece 11 ay sonra gerçekleşti.

Görünüm, merkez bankalarının geçen yılın büyük kısmını para politikasını sıkılaştırmaya ayırmalarının ardından ne kadar hızlı yön değiştirmek zorunda kaldıklarını ve şimdilerde dünya ekonomisinin yavaşlaması ile birlikte politikalarını gevşetmeye yöneldiklerini gösteriyor. Bu dönüş ayrıca bu bankaların bilançolarının nasıl muhtemelen kriz öncesi yıllara göre daha geniş kalacak olmasının da altını çiziyor.

Wall Street ve Beyaz Saray bu adımlardan memnun olmuş olabilir. Birçok trader, 2018 yılının sonlarına doğru hisse senetlerine gelen satış dalgasından Fed öncülüğünde gerçekleşen teşviklerden çıkış hareketini sorumlu tutuyor. ABD Başkanı Donald Trump da Fed'e ağır eleştirilerde bulundu ve Cuma günkü tweet'inde Fed'in "çılgın parasal sıkılaştırmasını sonlandırması gerektiği" çağrısında bulundu.

Yatırımcılar için, bu geriye dönüş ve bununla birlikte düşük faizlere doğru yönelme, artan talep ve daralan arz dikkate alındığında tahvil alımları için zemini güçlendirdi. Bu durum, küresel tahvillerin ortalama faizini Kasım ayından bu yana yaklaşık 1 yüzde puanı düşüren ralliye katkıda bulundu, yaklaşık 13 trilyon dolarlık negatif faizli tahvil stoku bıraktı ve ABD'nin 10 yıl vadeli tahvillerinin faizlerinin de sıfır seviyesini göreceğine ilişkin tahminleri tetikledi. Bu düşük faziler yatırımcıları tekrar hisse senetlerine yöneltebilir.

-Fed gevşemeye gidiyor

ABD'de parasal sıkılaştırma muhtemelen Fed'in 2008'den bu yana ilk faiz indirimini gerçekleştirmesi ile sona erecek.

Fed Ekim 2017'de parasal genişlemeyi tersine çevirmeye başlamasından bu yana, 2015 yılında 4.5 trilyon dolar büyüklüğe ulaşan bilançosundan 370 milyar dolar tutarında Hazine tahvilini azalttı. Bu varlıklar, Fed'in bilanço küçültmeyi bırakması ve sadece kamu borçlanma kağıdı tutma şeklindeki kriz öncesi normlara dönme planı ile birlikte 1.5 trilyon dolarlık mortgage bazlı menkul kıymeti Hazine tahvilleri ile yavaş bir şekilde değiştirmesi sonucu artacak.

Wells Fargo & Co.,'nun hesaplamasına göre, ABD merkez bankasının bilançosu, önümüzdeki 10 yıllık dönemde 2 trilyon dolarlık Hazine tahvillerinin de eklenmesi ile daha da yükselerek tarihi zirvesini aşacak. Analistler, Fed'in yeni Hazine bonoları alımı üzerinde odaklanacağını ve diğer güçlerle birlikte bu adımın getiri eğrisini dikleştireceğini düşünüyorlar.

Wells Fargo stratejisti Mike Schumacher, "Fed'in bilanço için planları, morgage bazlı kağıtlardan çıkıp Hazine kağıtlarına yönelmek şeklinde ve Fed'in yönlendirmeleri dikkate alındığında, bir miktar Hazine bonosu almalılar" değerlendirmesinde bulundu.

Bloomberg Economics, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) Eylül ayında tekrar tahvil alımı yapacağını duyuracacağını bekleyenler arasında yer alıyor. Bloomberg Economics'in baz senaryosu, AMB'nin dördüncü çeyrekten itibaren bir yıl için aylık 45 milyar euroluk net varlık alımı yapmaya başlaması şeklinde.

Piyasa operasyonlarının başı ve 2015'te başlayan parasal genişlemenin (QE) mimarı olan AMB icra kurulu üyesi Benoit Coeure, bu ay yaptığı açıklamada, politika yapıcılarının, eğer durum gerektirirse, hipotetik olarak net varlık alımlarına başlayabileceğini söyledi. Goldman Sachs Group Inc. ve Morgan Stanley de bu alımların başlayacağını düşünen kurumlar arasında yer alıyor.

-Japonya Merkez Bankası diğerlerine göre farklı

AMB ve Fed'in tersine, Japonya Merkez Bankası, politika tartışmasının yeniden daha fazla teşviğe ihtiyaç duyulduğu yönüne dönmesinden önce, hisse senetleri ve tahvil alım programının resmi olarak daraltılması için zamanını doldurdu.

Japonya Merkez Bankası'nın, piyasaların tahvil faizlerinin düşük tutmaya yardımcı olması ile birlikte varlık alımlarını yıllık hedefi olan 80 trilyon yenin yarısının altına düşürmesinin ardından devlet tahvillerini satın alması için bir miktar alanı var. Satış vergisinin bu Ekim'de yükseltilmesi Japonya Merkez Bankası'nın daha fazlasını yapmasına olanak tanıyabilir.

Diğer merkez bankaları da adım atabilir. Ekonomistler Avustralya Merkez Bankası'nın, gösterge faizinin yüzde 1'in altına inme potansiyelinin olduğu bir ortamda er ya da geç teşvikleri başlatabileceğini düşünüyorlar. Yeni Zelanda Merkez Bankası da, Bloomberg News'un Salı günkü haberine göre, olağandışı para politikası stratejisini gözden geçiriyor.

-Parasal genişleme etkili olmayabilir

Bank of America Corp.'un tüm dünyada merkez bankalarının 2008 krizinden bu yana toplam 12 trilyon dolardan fazla varlık alımı yaptığına ilişkin tahmini ile birlikte, bu alımların daha da artırılmasının etkisini azaltacağı yolunda endişeler bulunuyor.

Deutsche Bank AG baş ekonomisti Torsten Slok 16 akademik çalışmayı gözden geçirdi ve parasal genişlemenin etkisinde azalma olduğunu ve geçmişte bu gibi programların uzun vadeli faizleri ve enflasyon beklentilerini kontrol etmedeki başarısının temelde duyurunun etkisinde odaklandığını buldu.

Slok, "Parasal genişlemeyi değerlendiren akademik çalışmalar, bunun artık faydalı bir enstrüman olmadığını gösteriyor" dedi.

Öne Çıkanlar