Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Cüneyt Başaran Avrupa resesyona girecek mi?
Cüneyt Başaran
Cüneyt Başaran
Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olduktan sonra, yüksek lisansını Yeditepe Üniversitesi'nde tamamladı. Kariyerine finans sektöründe başlayan Cüneyt Başaran, İstanbul'da ABank ve BNP'de trader olarak görev aldı. Daha sonra Londra'ya yerleşip Commerzbank ve Standard Bank'ta Türkiye Masası Şefi pozisyonunda çalıştı. 2010 yılında medya sektörüne geçti. Başaran, Bloomberg HT Televizyonu ve Bloomberght.com Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinin ardından Ciner Medya Grubu Londra Temsilciliğinin yanı sıra Gazete Habertürk'te köşe yazıları yazmaya devam ediyor.

Avrupa resesyona girecek mi?

Giriş: 15 Kasım 2011, Salı 10:32
Güncelleme: 17 Kasım 2011, Perşembe 10:03

Bugün Almanya ve Fransa'dan 3. çeyrek büyüme rakamları geldi.Her iki ülkede de beklenenin bir parça üzerinde olmakla birlikte, Avrupa'da soğuma net olarak ortaya çıkmış durumda.

Almanya'da 3. çeyrekte %0.5 büyürken, yıllık büyüme %2.5 seviyesinde geldi. Fransa'da ise 3. çeyrek büyüme %0.4, yıllık ise % 1.6'da kaldı. Bu rakamlar belki ilk bakışta çok düşündürücü olmayabilir ama son çeyrekte ve özellikle 2012'de beklentiler oldukça kötü.

Avrupa'da en iyi durumda olduğu düşünülen iki ülkede büyüme rakamları hızla aşağı düşerken, problemli ülkelerde, yani İtalya, İspanya gibi ülkelerde durumun daha vahim olacağı aşikar. Bu sebeple Avrupa geneli için yapılan tahminlerde 3. çeyrek büyüme rakamı % 1.4 iken , 2012 beklentileri (-) negatif rakamlar, yani küçülme olacağı yönünde.

İşte bu noktada olayın rengi iyice değişir. Fransa örneğinde olduğu gibi birçok ülke, kredi notunu koruyabilmek için bütçe kısıntılarına gidiyor. Fransa'da çok kısa bir süre önce yaklaşık 18 milyar euroluk bir bütçe kesintisi yapıldı. Büyük bir kısmı kamu harcamalarının kısılmasından ibaret. Ancak bu ülkede "kamu" deyince şöyle bir durup düşünmek lazım. Kamu harcamaları toplam bütçe gelirlerinin %50'sinden fazlasını oluşturuyor. Yani Fransa demek, bir anlamda sosyal devletin sonucu olarak "kamu" demek. Dolayısı ile özel sektörün zaten sert frene bastığı yerde, kamu bütçesinden yapılacak bir tasarruf ne kadar anlamlı? Belki yıl sonunda %89'a ulaşması beklenen Borç/GSYH'nın dizginlenmesi açısında önemli, ancak o zaman büyümeyi kim sağlayacak?

Dün de aynı noktayı vurgulamıştım. Avrupa'da 'dönülmez akşamın ufkuna' gelinmiş durumda. Büyüme-borç yükü arasında gidip gelen Avrupa ülkelerinin, ortadaki enkazı temizlemeden bu işin altından kalkması bence imkansız. Bunun için gerekirse 'birlik' yeniden kurgulancak, gerekirse 10 yıl 'açı reçete' içilecek.

Aksi takdirde bütün Avrupa finans sistemi kökten sallanıyor ve bunun telafisi çok daha zor olacak.