Ayrışma öyle olmaz, böyle olur
Merkez Bankaları arka arkaya tekrar likidite basmaya başlayınca bir çok piyasa oyuncusunun ağzından aynı nakaratın tekrar döküldüğünü görmüştük. Ezberlediğimiz o nakarat şöyle diyordu ; Piyasalar likiditeye boğulacak, para gidecek yer arayacak ve riskli varlıklara tekrar ilgi artacak.
Eylül başı gibi önce ECB arkasından FED ve daha sonra da Japon Merkez Bankası (BOJ) ciddi parasal genişleme taahhütleri verdiler. Bu yeşil ışığı gören piyasa doğruca bulduğu tüm riskli-risksiz varlıkları satın almaya başladı. O zaman yapmış olduğum analizlerde , likidite etkisini yok saymadığımı ancak bu sefer piyasa oyuncularının bir süre sonra her şeyi almak yerine ucuz ve hikayesi olan varlık sınıflarını alacağını söylemiştim. Sanırım o tespit şu an piyasalarda fiyatlanıyor.
IMKB yoruldu ucuz kalan Avrupa Borsaları daha iyi gidiyor
Yıl başından beri TL bazında % 30, ABD Doları bazında % 35 değer kazanan IMKB’nin son birkaç haftadır yorulduğu görülüyor. Likidite etkisi ile 70,000’in direncini kırıp 75 bin seviyesini zorlayacağı düşünülen IMKB özellikle bankacılık sektörüne gelen satışlar ile dikkat çekiyor.
Aşağıdaki tabloda görüleceği gibi, IMKB’nin yıl başından beri performansı hala göz kamaştırıcı olsa da son 2 ay yani parasal genişleme sinyallerinin fiyatlanmaya başladığı tarihten bakıldığında durum farklı. Gelen likidite daha önce yüzlerine pek bakılmayan Avrupa Borsalarına ve her senaryoda pozitif ayrışan ABD hisselerine gitmiş gözüküyor.
Yıl Başından beri % son 2 ay %
IMKB (USD) %35 %9
S&P %16 %10
İtalya MIB %4,5 % 25
İspanya IBEX - % 6,5 % 35
Demek ki ayrışma hikayesinde ‘papaz her zaman pilav yemiyormuş’.Avrupa da ülkelerin feda edilmeyeceği garantisini alna yatırımcı her türlü riskine rağmen ucuz olan Avrupa Borsalarına hücum ederken bir çok açıdan daha iyi durumda olan ama göreceli olarak pahalı olduğu kabul edilen IMKB bu yarışta geride kalmış.
Diğer bir ayrışma kurlarda yaşandı
Yine son 2 ayı göz önüne aldığımızda kurlar cephesinde de enteresan ayrışmalar olduğunu görüyoruz. Likidite bayramının yaşandığı ve Euro krizinin bir miktar dizginlendiği kabul edildiği bu süreçte enteresan fiyatlanmalar yapıldı.
Son 2 ayın kur cephesinde ki tartışmasız lideri tahmin edileceği gibi EURO oldu. Burada bir sürpriz yok. Ancak diğer tarafta ‘risk on’ süreçlerinde geleneksel olarak bu modaya uyduğunu bildiğimiz Türk Lirası bu 2 ayı tabir-i caizse boş geçmiş görünüyor.
ABD Doları karşısında performansı
Son 2 ay
EUR + %7,50
Meksika Pesosu + %6,50
Rus Rublesi +%5,00
İngiliz Sterlini + %4,50
Türk Lirası +%1,50
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki Türk piyasaları bu likidite yağmurundan şu ana kadar nasibini almış değil. Üstelik bir çok alanda oldukça pahalı gözüküyor. Dolayısı ile B senaryosu gerekebilir. Bilginize.