Çiftçi anketi: Üreticinin kazancı azalıyor, gelecekten umutlu değil
Türkiye’de çiftçilerin nabzını tutarak tarım sektöründeki mevcut tablonun daha net ve doğru şekilde anlaşılmasına yardımcı olacak önemli bir anket çalışması yapıldı.
Tarım alanında faaliyet gösteren bilgi şirketi Doktar, Nisan 2018-Mayıs 2018 arasında 81 ilin 665 ilçesinde 3 bin 187 üreticiyle görüşerek “Çiftçinin Nabzı Araştırması”na imza attı.
Kırsaldaki üreticilerin profil ve gelirini, finans ve bankacılık konusundaki uygulamalarını, ürün satışında gerçekleştirdikleri aktiviteleri ortaya koyan anket çalışması, çiftçilerin teknik yeterliliklerini, yaşama ve teknolojiye karşı bakışını ve tarım markaları ile ilişkilerine yönelik de ipuçları veriyor.
Dolayısıyla bu araştırma, tarımla doğrudan ya da dolaylı ilişkisi olan tüm kamu kurumları ve özel sektör için yol haritası niteliğinde bulgulara sahip.
Lafı fazla uzatmadan ankette gözümüze çarpan ilginç verileri özetle sizlerle paylaşalım:
ÇİFTÇİLERİN %61’İNİN KAZANCI 5 YIL ÖNCESİNE GÖRE AZALDI
Doktar’ın anketine göre çiftçilerin yüzde 61’lik bir oranı 5 yıl öncesine göre kazançlarının azaldığını söylerken, sadece yüzde 20’si gelirinin arttığını beyan ediyor. 5 yıl öncesine göre gelirinde bir değişiklik olmadığını belirten çiftçilerin oranı da yüzde 19.
Çiftçilerin yüzde 84’ü çiftçilik faaliyetlerinden para biriktirecek kadar kazanmadıklarını belirtmiş. Bir diğer deyişle çiftçilik faaliyetinden tasarruf yapabilecek kadar para kazandığını söyleyen üreticilerin oranı sadece yüzde 16.
Çiftçilerin yüzde 46’sı tarım ile para kazanılabileceğini söylüyor. Yüzde 47’lik bir kesim ise tarımsal faaliyetle iyi para kazanılamayacağını savunurken, yüzde 7 ise kararsız.
Üreticilerin yüzde 68’i yakın zamanda tarlalarına yatırım yapmamış. Yani sulama, traktör ile diğer ekipman ve alanlarda tarlasına/bahçesine yatırım yapabilen çiftçinin oranı sadece yüzde 32 seviyesinde.
Son 3 yıl içinde yatırım yapabilenlerin kendi içindeki dağılımına baktığımızda ise yüzde 59’u tercihini traktörden yana kullanmış. Sulama tarafında damla/yağmurlama gibi sistemlere yatırım yapanların oranı sadece yüzde 31 seviyesinde. Yüzde 9’u ise dondan koruma sistemleri, yeni bahçe tesisi gibi alanlara yatırım yapıyor.
ÇİFTÇİLERİN %56’SI MALİYET HESABI YAPMIYOR
Anket sonuçları çiftçinin finansal okuryazarlık konusundaki mevcut durumunu da net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ankete göre çiftçilerin yarıdan fazlası maliyet hesabı yapmıyor.
Türkiye’de maliyet hesabı yapan çiftçi oranı sadece yüzde 44 seviyesinde, geriye kalan yüzde 56’lık kesim gider/gelir hesabı tutmuyor.
ÇİFTÇİLERİN %71’İ GİRDİLERİ VADELİ ALIYOR
Her zaman dile getirdiğimiz üzere üreticilerin en büyük sorunlarından bir tanesi ithalata bağımlı durumdaki girdilerin maliyeti ve erişim koşulları.
Ankete göre girdilerini peşin olarak alan çiftçilerin oranı yüzde 29 seviyesinde. Bir başka deyişle çiftçilerin yüzde 71’i girdilerini vadeli şekilde tedarik ediyor ve en erken hasatta ödeyebiliyor.
Çiftçiye en çok kredi sağlayan kurumların başında yüzde 43 ile Tarım Kredi Kooperatifleri geliyor. Bankalar yüzde 42 ile ikinci sırada yer alırken, bayiler yüzde 31’lik oranla üçüncü sırayı alıyor. Çiftçiye kredi sağlayan diğer kanallar ise yüzde 14 ile tüccar ve yüzde 3 ile fabrikalar olarak karşımıza çıkıyor.
Bu sorunun cevabına bölgesel açıdan bakıldığında anketin ilginç denilebilecek sonuçları ise şöyle: Trakya’daki üreticilerin yüzde 59’u Kredi Kooperatifleri ile çalışırken, Çukurova’daki üreticilerin yüzde 54’ü ise bankalarla çalışıyor. GAP’taki çiftçilerin yarısı, daha yüksek faiz ödedikleri halde bayiler ile çalışıyor.
ÇİFTÇİLERİN YARISI ÖDEDİĞİ FAİZİ BİLMİYOR
Ama işin daha da ilginç ve vahim tarafı şu ki kredi kullanan çiftçilerin yüzde 52’si ödediği faizin oranı ya da miktarını yani borçlanma maliyetini bilmiyor.
Banka ile çalışma oranı en düşük bölgeler olarak Doğu ve Batı Karadeniz karşımıza çıkıyor. Bu bölgelerdeki çiftçiler aynı zamanda girdileri peşin temin etmede en yüksek orana sahip.
Peki çiftçiler bankalar ile çalışmak konusunda neden çekimser?
Ankete göre bankalarla çalışmak istemeyen çiftçilerin yüzde 27’si yüksek faiz ödeyeceklerini düşündükleri için bankanın kapısını çalmıyor.
Yüzde 21’i ihtiyaç duymadığı için, yüzde 13’ü kredi alamadığı için ve yüzde 10’u da vade günü ertelemesi olmadığı için bankalarla çalışmayı tercih etmiyor. Gerekçelerini prosedür çokluğu olarak gösterenlerin oranı yüzde 8 iken başka borcu olduğu için banka ile çalışmak istemeyen çiftçilerin oranı yüzde 7. Çiftçilerin yüzde 6’sı banka ile çalışmanın avantajı olmadığını görüşünde iken yüzde 5’i ise güvenmediği gerekçesiyle banka ile çalışmaya sıcak bakmıyor.
Doktar’ın anketine göre çiftçilerin yüzde 24’ü tarım sigortası yaptırıyor. Büyük üreticilerin yüzde 39’u sigorta yaptırırken, küçük üreticilerde bu oran yüzde 16’da kalıyor.
ÇİFTÇİLERİN %59’U ÜRÜNÜNÜ TÜCCARA SATIYOR
Anketin en can alıcı bölümlerinden bir tanesi de üreticinin malını kime hangi kanal üzerinden sattığı ile ilgili.
Çiftçilerin verdiği yanıtlara bakıldığından neredeyse her ürün grubundaki üretici için tüccar, bir numaralı alıcı konumunda. Çiftçilerin yüzde 59’u ürününü tüccara satıyor.
Kooperatif, birlik ya da kurum üzerinden ürününü pazarlayan çiftçilerin oranı sadece yüzde 16. Çiftçilerin yüzde 11’i ürününü fabrikalara satarken, yüzde 11’i ise ürününü aracısız şekilde son tüketiciye ulaştırma şansı buluyor. Çiftçilerin yüzde 7’si de ürününü hal üzerinden satıyor.
ÜRETİCİLERİN %68’İ PARASINI HASATTA ALIYOR
Peki üreticiler sattıkları ürünlerin parasını ne zaman alabiliyor?
Ürününü hemen hasatta alan üreticilerin oranı yüzde 68 seviyesinde. Hasattan 1 ay sonra parasını alanların oranı yüzde 18 iken, hasattan 2-3 ay sonra alabilenlerin oranı yüzde 8 seviyesinde. Çiftçilerin yüzde 5’i ise hasattan ancak 4-6 ay sonra ürününün parasını alabiliyor.
Anketten çıkan önemli bir sonuç da şu: Çiftçi büyüklüğü ile beraber çiftçinin ürünü saklayarak satış gücünü arttırma kapasitesi de artıyor.
Gelecek dönemde arz-talep dengesinin ve fiyatlarda istikrarın sağlanması açısından en önemli enstrümanlardan biri olarak nitelenen lisanslı depoculuk konusuna da çiftçi şuan için uzak gözüküyor.
Ankete göre çiftçilerin sadece yüzde 1’i lisanslı depoculuğu kullanırken, yüzde 77’si ise lisanslı depoculuğu hiç duymadığını belirtiyor. Küçük üreticiler arasında lisanslı depoculuk kullanan neredeyse yok gibiyken büyük ölçekli üreticilerde lisanslı depoculuğu kullananların oranı yüzde 4 seviyesinde.
ÇİFTÇİ NE EKECEĞİNE KENDİ KARAR VERİYOR
Tarımda planlama sorunu olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz.
Anket sonuçları da bize çiftçinin bu konuda kendi başına karar verdiğini gösteriyor. Çiftçilerin yaklaşık yüzde 80’i ne ekeceğine kendisi karar veriyor. Aile ve yakın çevresinin telkiniyle üreteceği ürüne karar verenlerin oranı yüzde 10 iken, üreticilerin yüzde 4’ü ise ziraat mühendislerine danışarak ekeceği ürüne karar veriyor.
Peki çiftçi başta gübre ve ilaç olmak üzere girdi kullanımında en çok kime danışıyor?
Ankete göre çiftçilerin yüzde 55’i kendi kararına göre gübre ve ilaç kullanıyor.
Kendi kararı dışında gübre ve ilaç için bayiye danışanların oranı yüzde 18 seviyesinde. Çiftçilerin yüzde 12’si il/ilçe tarım müdürlüklerine, yüzde 8’i aile ve yakın çevresine, toplamda yüzde 17’lik kısmı ise serbest danışman niteliğindeki ziraat mühendisleri, Tarım Kredi Kooperatifi ya ziraat odasına bağlı ziraat mühendislerine söz konusu girdilerin kullanımında danışıyor.
Çiftçilerin yüzde 27’si teknik konularda kimseye danışmıyor. Yüzde 25’lik kesim ise Tarım Müdürlüklerine danışırken yüzde 24’ü ise bayilere danışıyor.
Aslında anketteki bu sonuçları şöyle de okuyabiliriz: Ziraat Odaları ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçinin ne ilaç ve gübre tercihinde ne de teknik konulardaki danışmanlık ihtiyacında etkili olamıyor. Bayiler bu konuda çok daha etkin ve yönlendirici konumda.
TOPRAK ANALİZSİZ ÜRETİM
Toprak analizinin tarımsal üretimin maliyeti, verimi ve kalitesi açısından ne kadar önemli olduğu konusunda çiftçilerde tam bir farkındalık yaratılamadığı da ankette karşımıza çıkan bir başka sonuç.
Çünkü Doktar’ın çiftçi anketine göre Türkiye’de hâlâ üreticilerin yüzde 57’si toprak analizi yaptırmıyor, yüzde 51’i de düzenli ziraat mühendisi desteği almıyor.
Peki mevcut koşullarda çiftçi açısından en önemli 3 sorun ne?
Mazot maliyeti, gübre maliyeti ve pazara erişimde zorluk, çiftçinin en önemli 3 sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu cevaplar çok şaşırtıcı değil, zira bahsedilen meseleler tarım sektörü açısından kronik sorunlar ama yine de bu veriler tarımın geleceğini şekillendirmek isteyenler açısından önemli.
Çiftçilerin yüzde 57’si en önemli sorun olarak yüksek mazot maliyetini gösterirken, yüzde 44’lük bir kesim için en önemli sorun yüksek gübre maliyeti.
Üreticilerin yüzde 27’si ise en önemli sorun olarak pazara erişimdeki zorluklar ve hak edilen fiyata ürünlerini satamamayı gösteriyor.
ÇİFTÇİLER GELECEKTEN NE BEKLİYOR?
Anketin “Hayata ve Geleceğe Bakış” kısmında ise çiftçinin geleceğe yönelik umut taşıyıp taşımadığına değinilmiş.
Türkiye’deki çiftçilerin yüzde 45’i gelecekten umutlu değil, yüzde 19’u ise bu konuda kararsız.
Üreticilerin yüzde 41’i gelecekten umutlu olduğunu söylüyor ama ilginç olan ise büyük çiftçilerin daha da umutsuz olması. Zira büyük çiftçilerin yüzde 52 gibi yarıdan fazla bir oranı gelecek için umutlu olmadığını dile getiriyor.
Umut olmayınca kırsaldaki nüfusu tutmak da zor oluyor.
Ankete göre çiftçilerin yarısından fazlasının – yüzde 52- ailesinde şehre göç eden bir birey mevcut. Küçük, orta ve büyük ölçekli çiftçiler arasında küçük çiftçiler göçten en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor. Özellikle Doğu Anadolu, Doğu ve Batı Karadeniz göçten en çok etkilenen bölgelerin başında geliyor.
ÇİFTÇİLERİN %64’Ü ÇOCUKLARININ TARIMLA UĞRAŞMASINI İSTEMİYOR
Bu işte gelecek görmeyen çiftçilerin önemli bir kısmı çocuklarının ileride tarımla uğraşmasını istemiyor.
Ankete göre üreticilerin yüzde 64’ü çocuklarının kendileri gibi çiftçilikle uğraşmasını, tarımsal üretim yapmasını istemiyor.
Bu soruya ‘İsterim’ ve ‘Kesinlikle isterim’ şeklinde yanıt veren çiftçilerin oranı ise sadece yüzde 30. Ancak ‘kesinlikle isterim’ diyen yüzde 5 ile ‘kesinlikle istemem’ diyen yüzde 20 arasındaki 4 katlık keskin fark da dikkat çekici.
ÜRETİCİLERİN %56’SI TARIM POLİTİKALARINDAN MEMNUN DEĞİL
Anketin önemli başlıklarından bir tanesi de çiftçinin kamu politikalarına yönelik görüşü.
Üreticilerin yüzde 58’i devletin tarım politikalarından memnun olmadığını dile getiriyor. Memnun olanların oranı ise yüzde 29 iken çiftçilerin yüzde 13’ü ise bu konuda kararsız olduğunu belirtiyor.
Büyük çiftçilerin tarım politikalarından memnuniyetsizlik oranı ise yüzde 72 ile ortalamanın daha da üzerinde. Büyük çiftçilerde memnuniyet oranı yüzde 16 seviyesinde.
Doktar’ın çiftçinin nabzı anketinde öne çıkan noktaları paylaşmaya çalıştık.
Doktar Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Tanzer Bilgen, ankette öne çıkan bulguları şu şekilde özetliyor: “Çalışmanın en önemli bulgusu, çiftçi işini profesyonel yönetmiyor. Profesyonel yönetimden kastım ne? Kârlı bir şirket için finansal ve operasyonel olarak dikkat etmeniz konular var. Çiftçiler bunların hiçbirini yapmıyor. Yani birkaç cümle ile özetlemek gerekirse çiftçi için ‘tarım eşittir tarla’ halbuki ‘tarım eşittir tarımsal işletme’ olmalı.”
Özetle, bu anketi değerlendirirken karşımıza yine finansal okuryazarlık, eğitim, planlama ve örgütlenme tarafındaki eksikliklerimiz çıkıyor.
Umarız bu anketin sonuçları iyi analiz edilerek yeni dönemdeki tarım politikalarının ve kırsal kalkınma stratejilerinin şekillenmesine katkıda bulunur.
İrfan Donat
Bloomberg HT Tarım Editörü
idonat@bloomberght.com