Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat TÜİK ile vatandaşın gıda enflasyonu arasındaki fark
İrfan Donat
İrfan Donat
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldıktan sonra, yüksek lisansını Southern Polytechnic State University'de işletme üzerine yaptı. Gazeteciliğe 1997 yılında Milliyet Gazetesi'nde başladı. 2009-2012 yılları arasında Sabah Gazetesi'nde ekonomi editörü olarak çalıştı. Enerji, tarım ve gıda sektörüne yönelik haber, araştırma ve röportajlara imza attı. 2013 yılından bu yana Bloomberg HT'de tarım editörü olarak görev alıyor. Bloomberg HT Televizyonu'nda Tarım Analiz, Akıllı Tarım ve Mevsiminde Tarım programlarını hazırlayıp sunuyor. İrfan Donat, www.bloomberght.com sitesinde de tarım ve gıda sektörüne yönelik köşe yazıları yazıyor.

TÜİK ile vatandaşın gıda enflasyonu arasındaki fark

Giriş: 05 Ekim 2020, Pazartesi 14:03
Güncelleme: 05 Ekim 2020, Pazartesi 14:31

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Eylül ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı.

TÜİK’e göre, Türkiye'de tüketici fiyatları Eylül'de aylık yüzde 0.97, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 8.33, yıllık yüzde 11.75 artış kaydetti. On iki aylık ortalamalara göre ise enflasyon yüzde 11.47 yükseldi.

Aynı dönemde gıda ve alkolsüz içecekler grubunda ise aylık bazda yüzde 0,66 artış yaşanırken, yıllık bazda yüzde 14,95’lik bir gıda enflasyonu ile karşı karşıyayız.

Genelde gıda enflasyonunda golü işlenmemiş gıda tarafında yaş meyve ve sebzeden yiyoruz.

Ama bu sefer golü iki taraftan da yediğimiz sonucu ortaya çıkıyor.

Zira, gıda ve alkolsüz içecekler grubunun alt kırımlarına baktığımızda Eylül ayında işlenmiş gıda enflasyonu aylık bazda yüzde 1,48 artarken, yıllık bazda yüzde 12,8 yükselmiş durumda.

İşlenmiş gıdanın da alt kırılımına bakınca ekmek ve tahıllarda aylık bazdaki artışın yüzde 1,96, yıllık yükselişin ise yüzde 15,43 olduğunu görüyoruz.

Aynı dönemde işlenmemiş gıda tarafında aylık bazda yüzde 0,24 gerileme söz konusu ama yıllık bazda yüzde 17,5’lik bir artış göz çarpıyor.

Yine işlenmemiş gıdanın da alt kırılımına göz atınca taze sebze ve meyve tarafında aylık bazda yüzde 1,98’lik artış ve yıllık bazda yüzde 23 yükseliş söz konusu.

Ama buna karşın, diğer işlenmemiş gıda tarafında aylık yüzde 1,33’lük düşüşe karşın, yıllık yüzde 14,6’lık artış var.

Sizleri yüzdelere daha fazla boğmadan rakamları biraz da ürün bazında paylaşalım.

Bu yıl Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı taban alım fiyatlarının üzerinde seyreden hububatların işlenmiş gıda tarafında da hatırı sayılır artışlar söz konusu.

Örneğin TMO, ekmeklik buğday için ton başına 1,650 TL, makarnalık buğday içinse ton başına 1,800 TL taban alım fiyatı açıklamıştı.

Ancak oldukça hareketli geçen hasat sezonu ve sonrasında fiyatlar TMO’nun belirlediği seviyenin üzerinde seyretti ve son dönemde hem ekmeklik hem de makarnalık buğday fiyatları ticaret borsalarında ton başına 2 bin TL ve üzeri işlem görüyor.

Dolayısıyla bu fiyat seyrinin de mamul ürünler üzerindeki hatırı sayılır bir etkisi söz konusu.

Eylül ayı TÜFE verilerine baktığımızda buğday unu fiyatı son bir ayda yüzde 1,4 artarken, bulgur yüzde 3,7 yükselmiş.

Ekmek fiyatı aylık bazda yüzde 2,85 artarken, makarna fiyatı yüzde 0,12 gerilemiş.

Ama bizim de bir tüketici olarak marketlerde takip ettiğimiz kadarıyla bu fiyatlarda TÜİK’in açıkladığı oranların üzerinde bir artış söz konusu.

Bitkisel yağ tarafında da benzer bir durum söz konusu…

TMO, Temmuz ayında bu yıl için mısır alım fiyatını ton başına 1,325 TL olarak açıklamıştı. Ama piyasada mısır fiyatları 1,550 TL ve üzeri işlem görüyor.

TÜFE’ye baktığımızda mısırözü yağı fiyatı aylık bazda yüzde 5,96 artmış durumda. Keza ayçiçek yağında da yüzde 6,2’lik bir yükseliş göze çarpıyor.

Ama yine bir tüketici olarak market raflarındaki artışlara baktığımızda TÜİK’in açıkladığının çok üzerinde bir yükseliş dikkatimizi çekiyor.

TÜİK’in hesabıyla vatandaşın hesabı arasındaki farkı teyit eden bir görüş de TMO Eski Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu’nun analizinde yer alıyor.

Yaklaşık 20 yıldır tarım piyasalarını takip eden İsmail Kemaloğlu, kurduğu İK Tarımüssü Uluslararası Danışmanlık Şirketi olarak her ay düzenli olarak “Tarım Ürünleri Piyasa Analizi Bülteni” yayınlıyor.

2 Ekim’de yayınlanan bültende tarım emtia piyasasındaki fiyat hareketlerine dikkat çeken Kemaloğlu, “Bugün piyasada; 2 TL/ton civarında ekmeklik buğday, 2-2.200 TL/ton civarında makarnalık buğday, 1.450 TL/ton civarında arpa, 1.550-1.580 TL/ton civarında mısır fiyatları konuşuyoruz. Ayçiçeği fiyatları 3 TL/ ton civarında başlayıp 4,2-4,3 TL/ton seviyelerini gördü. Çeltik fiyatları TMO tarafından açıklanan fiyatların ton başına 200-250 TL üzerinde. Bakliyat fiyatları aynı şekilde yüksek seyrediyor” diyor.

İsmail Kemaloğlu, söz konusu tablonun tüketiciyi ilgilendiren kısmına dair son 1 aydaki fiyat gelişmelerine dair de şu yorumda bulunuyor: “Marketlerde; ayçiçeği, fındık, mısır yağı son bir ay içinde yüzde 10-20 arasında arttı, artmaya devam edecek. Makarna fiyatları yüzde 10 arttı, un fiyatları artıyor. Yem fiyatlarından her gün şikayet var. Ne diyeceğiz şimdi? Hammadde artıyorsa mamul fiyatları artmayacak mı? Mısır fiyatı daha hasat döneminde yüzde 40 artmış ise yem, nişasta, kanatlı sanayine ne diyeceğiz?”

Fiyat artışlarının üretimde artışa sebep olacağı’ yaklaşımının, ürünler arası denge göz önüne alınmadığında çok daha derin sıkıntılar açabileceği uyarısında bulunan Kemaloğlu, “Mısır fiyatlarının 1.550 TL/ton olduğu Konya, Çukurova, Güney Doğu bölgesinde çiftçiyi buğday ekilişine yöneltmekte zorlanırsınız, dengeler hep bozulabilir. Nitekim araziden aldığımız bilgilere göre çiftçi bu yıl da ekmeklik buğdaydan ziyade makarnalık buğday, arpa, tritikale, mısır ekimini planlamaktadır” notunu düşüyor.

BAKLİYAT FİYATLARININ SEYRİ

Yeniden TÜİK verilerine dönelim ve biraz da bakliyat tarafına bir göz atalım.

TÜFE’de aylık bazda nohut fiyatı yüzde 1,4 artarken, mercimek fiyatı yüzde 0,9 yükselmiş.

Diğer bakliyatlarda ise yüzde 2,25 artış yaşanmış.

Ama yine bizim gözlemlerimize göre marketlerde bakliyat tarafında son 1 aydaki artış bu oranların üzerinde seyrediyor.

Gelelim yaş meyve ve sebze tarafına….

TÜİK verilerine göre Eylül’de fiyatı en çok artan ürünlerin ilk 7’si gıda ürünü.

Eylül’de patlıcan fiyatı yüzde 18,7, sivri biber yüzde 16,8, muz yüzde 13,7, dolmalık biber yüzde 13,4, kuru soğan yüzde 9,8, taze fasulye yüzde 9,6 ve kabak yüzde 9 artmış durumda.

GIDA SEPETİ HER GEÇEN YIL DAHA PAHALIYA DOLUYOR

Aylık değil de yıllık bazda bakıldığında gıda fiyatlarının seyri tüketici açısından daha anlamlı bir hal alıyor.

Zira mutfakların vazgeçilmezi olarak tabir edebileceğimiz ve ortalama her evin mutfağında temel ihtiyaç olarak görülen gıda ürünlerini baz aldığımızda son 1 yılda ciddi bir fiyat artışı gözümüze çarpıyor.

Örneğin geçen yıla göre pirinci yüzde 14, unu yüzde 22, bulguru yüzde 19, ekmeği yüzde 16, makarnayı yüzde 19, sütü yüzde 14, yoğurdu yüzde 11, peynirleri yüzde 12-22 arasında zamlı almışız.

Yine geçen yıla göre ayçiçek yağı yüzde 21, mısırözü yağı yüzde 26, kuru fasulye yüzde 36, mercimek yüzde 49, diğer bakliyatlar yüzde 20 zamlı şekilde mutfağımıza girmiş.

Hem yumurta hem de margarin fiyatı yüzde 31 artmış.

Bal, geçen aya göre yüzde 8 zamlanırken, geçen yıla göre fiyatı yüzde 21 zamlanmış.

Yemeklere tat veren tuzun fiyatı geçen yıla göre yüzde 11 yükselmiş.

Soframıza gelen suyu yüzde 11 zamlı içmişiz.

Listeyi uzatmak mümkün ama biz daha çok yılın tamamında tüketilen temel ürünlere odaklanmak istedik.

İKİ ÖNEMLİ SİNYAL

Aslında yukarıda bahsettiğimiz tüm ürünlere dair fiyat seyri bize özetle iki önemli sinyal veriyor.

İlki, önümüzdeki aylarda işlenmiş gıda fiyatlarında artış devam edecek gibi gözüküyor.

İkincisi ise bu yıla özel mevsimsel etkiyle tarla ürünlerinin sona erip sera ürünlerinin çıkışı öncesindeki zamanda yaş meyve ve sebze tarafında da yukarı yönlü bir hareket bizi bekliyor gibi görünüyor.

Ama günün sonunda hangi açıdan ve nereden bakarsanız bakın vatandaşın marketteki enflasyonu ile TÜİK’in enflasyonu arasında ciddi bir fark olduğu da ortada.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

Diğer Yazılar

Gıda terörü tam gaz
İRFAN DONAT - Bloomberg HT Tarım Editörü Gıdada taklit ve tağşişin maalesef önüne geçilemiyor. Bal görünümlü glikoz şurubu, at ve eşek etinden köfte ve lahmacun, pamuk yağı karıştırılmış zeytinyağı derken bir dönem merdiven altı diye tabir edilen milyarlarca liralık sahte gıda ekonomisi artık...