1 ay öncesine geri dönüş
1 ay kadar önce farklı bir hikayemiz vardı. ABD ekonomisinin toparlıyor olduğu ve ABD dolarının yükselişe geçtiğinden bahsediyorduk. Sonra kötü gelen ABD tarım dışı istihdam verisi ve arkasından gelen Japon Merkez Bankası'nın teşvik paketi açıklamaları olayın resmini değiştirdi ve biz Nisan ayı boyunca ABD dolarının değer kaybettiği ve gelişen ülke kurlarının ralli yaptığı bir dönem yaşadık.
Şimdi işler tekrar eskiye dönüyor
Geçen haftaki yazımdaHafta boyunca ABD dolarının değer kazandığını gördük.
ABD Dolarına karşı 1 Hafta
Avusturalya Doları - % 3,00
Japon Yeni -% 2,50
İsviçre Frankı - % 2,25
G. Afrika Randı - % 2,00
Ruble - % 1,00
Kore Wonu - % 0,85
Türk Lirası - % 0, 35
Görüldüğü üzere ABD doları bütün hafta boyunca hemen her kurun karşısında ciddi değer kazandı.
Diğer yandan ABD tahvil faizleri de hafta boyunca yükseldi
Mayıs 3 Mayıs 10
ABD 10 yıllık tahvil faizi % 1,74 % 1,86
Meksika 10 yıllık tahvil faizi % 2,35 % 2,55
İngiltere 10 yıllık tahvil faizi % 1,85 % 1,71
Fransa 10 yıllık tahvil faizi % 1,80 % 1,90
Endonezya 10 yıllık tahvil faiz % 3,00 % 3,25
Türkiye 10 yıllık tahvil faizi % 3,15 %3,20
Bu iki tablo bize gösteriyor ki, Mayıs ayının en önemli hikayesi ABD ekonomisinde yaşanan toparlanmanın piyasalar tarafında nasıl fiyatlanacağı. Özellikle geçen hafta gelen haftalık işsizlik verisinin son 4.5 yılın en düşük seviyeye ulaşmış olması gözleri iyice ABD dolarına ve tahvil faizine çevirecek.
Türkiye'de konu tamamen not artırımına kilitlendi
Geçen hafta itibari ile yıl başından bu güne tahvil bono piyasasına toplam 9 milyar $'lık yabancı para girişi olmuş durumda. Bunun yaklaşık 5 milyar $'lık kısmı ise son 2.5 hafta içinde gerçekleşti. Bu sebeple 2 yıllık tahvilde % 5'in altını ve 10 yıllık tahvilde de % 6.10'ları gördük. Diğer yandan yine yıl başından bugüne yaklaşık 700 milyon $'lık yabancı girişi ile BIST100 endeksi de hafta içinde 91.000 puana kadar yükseldi.
Bu rekor seviyelerde ben büyük payın yurt dışındaki "risk on süreci" ve paranın gidecek yer aramasına bağlıyorum. Ancak not artırımı beklentilerinin tavan yapmış olması da işleri iyice içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Bazı yatırımcı yukarıda bahsettiğimiz ABD eksenli gelişmelerden rahatsız olup Türkiye'deki pozisyonlarını azaltmak istiyorlar ancak not artırımı hikayesi sebebi ile buna cesaret edemiyor.
Son söz,
Moody's, S&P işin cilası. Biz gözümüzü FED'den, kulağımızı da TCMB'den ayırmayalım. Onun üzerine not artırımı gelirse ne âlâ!