Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Akın Öngör: Bir sonraki zorluk "Fransa"

Akın Öngör: Bir sonraki zorluk "Fransa"

  • Garanti Bankası Eski GM Akın Öngör, Bir sonraki potansiyel zorluğun Fransa; ülkedeki siyasi gelişmelerden ekonomiye olan etkilerinin ekonomik zorlukları daha da artıracağını düşünüyorum" açıklamsında bulundu

Giriş: 08 Ekim 2012, Pazartesi 11:58
Güncelleme: 09 Ekim 2012, Salı 12:01

Garanti Bankası Eski Genel Müdürü ve CEO Club Başkanı Akın Öngör, "Bir sonraki potansiyel zorluğun Fransa'da olabileceğini düşünüyorum" açıklamasında bulundu.

Öngör Güney Avrupa'da Akdeniz ülkelerindeki sorunlardan bahsedildiğine işaret ederek, "Bir sonraki potansiyel zorluğun Fransa'da olabileceğini düşünüyorum. Fransa'daki siyasi gelişmelerden ekonomiye olan etkilerinin ekonomik zorlukları daha da artıracağını düşünüyorum. Bu pazarlara ihracat yapan Uzak Doğu ülkeleri başta Çin olmak üzere ve diğer ülkelerinde etkilendiğini görüyoruz. Bu problemlerle ilgili çözümün kısa dönemde gerçekleşeceğini öngörmüyorum. Türkiye açısından duruma bakarsak, Türkiye kendi ihracat pazarlarını çeşitlendirmeye çalışmakla beraber bu ülkelere dayalı bir ekonomisi var. Dolayısıyla buradaki resim çok başarılı değil. Genel olarak baktığımızda dünyadaki genel görüntü bu şekilde. Enerji fiyatlarına baktığımızda bugünlerde çok yüksek. Önümüzdeki dönemlerde düşme beklemiyorum. Bu piyasa çok çalkantılı bir piyasadır. Ama siyasi gerilimler bunun üzerinde çok rol oynuyor. Çünkü siyasi gerilimlerin, çalkantıların olduğu bölgeler daha çok petrolün üretildiği ve fiyatların belirlendiği ülkeler.''

-"ABD'de devamlı nakit pompalayarak ekonomiyi canlandırmaya çalışan bir sistem mevcut"

Öngör, ABD'de devamlı nakit pompalayarak ekonomiyi canlandırmaya çalışan bir sistemin olduğunu belirterek hem ABD'deki hem de Avrupa'daki krizin kısa zamanda çözümlenemeyeceğini vurguladı. Öngör, ABD'de yüzde 1-1,5 hatta bazen 2'ye yakın bir büyüme görülmekle birlikte yapısal sorunlar bulunduğuna dikkati çekti.

Güvenin son derece düşük olduğunu, devamlı nakit pompalayarak ekonomiyi canlandırmaya çalışan bir sistem bulunduğunu anlatan Öngör, ''Onun da gidebileceği belirli bir yer var. Piyasaya likidite vererek ekonomi canlanmıyor. Çünkü verilen likidite sadece bir araç. Ekonomide alış verişin çoğalması, sirkülasyonun artması, paranın dönüşümünün hızlanması esas hareketi getiren durum. Bu da güvenle sınırlandıkça ekonomik aktivite sınırlanıyor. Bunun çok kısa zamanda çözüleceğini öngörmüyorum. Bunun hatta ABD'de bir başkan değişikliğine gidecek kadar siyasi etkisi olabilir'' şeklinde konuştu.

Öngör, Avrupa'daki sorunu daha da derin gördüğünü ifade ederek, ABD'nin bankalarla ilgili belirli aşamaları geçirdiğini söyledi. Avrupa'daki bankaların çok büyük sorunları olduğuna dikkati çeken Öngör, ''Avrupa'da, Avro Bölgesi ile ilgili sıkıntı çekmesi, büyüyememesi, küçülmesi, bankalar üzerinde çok olumsuz etkilerinin olması ve bunun açıkça şeffaf bir şekilde ortaya çıkmamasını çok büyük bir tehdit olarak görüyorum'' dedi.

-''Tasarruf açığı, cari açıktan çok daha önemli bir sorun''

Türkiye'nin büyüme potansiyeli olan bir ülke olduğuna dikkati çeken Öngör, ''Türkiye'nin en büyük problemi tasarruf eksikliği. Türkiye tasarruf yapamıyor. Tasarruf yapamayan, tasarruf oranı çok düşük olan bir ülke. Cari açıktan çok daha önemli bir sorun olarak görüyorum tasarruf açığını. Türkiye'nin aslında yapabileceği ama yapmadığı bazı önlemler var. Bunların başında cari açığı olumsuz etkileyen enerji ithalatının ağırlığı azaltılabilinir. Enerjiyi azaltarak değil enerji verimliliğini artırarak bu yapılabilinir. Türkiye bunun üzerinde çok az çalışıyor. Bundan sonra yeni yapılacak olan inşaatlardaki yalıtımı yönetmeliklere koyuyor, enerji verimliliğinde adım attığını zannediyor. Bu yetersiz'' değerlendirmesinde bulundu.

İklim değişiklikleri, enerji çözümleri diye bir rapor yayımlandığını anımsatan Öngör, bu rapora göre enerjiden yüzde 39 oranında tasarruf etmenin mümkün olduğunu söyledi. Türkiye'nin 33 milyar dolarlık bir enerji faturası olduğunu, 33 milyar doların yüzde 40'ının 13 milyar civarında bir para yaptığını ve bunun Türkiye'ye katkısının çok yüksek olacağını vurgulayan Öngör, şunları kaydetti:

''Enerji verimliliği peki nasıl artacak? Bugün Türkiye'de herkes istediği beyaz eşyayı, istediği kahve rengi eşyayı kullanıyor. Bu olamaz. Verimli olanına müsaade edeceksin, verimsiz olanını yasaklayacaksın. Evlerin, kamu dairelerinin, okulların, yalıtımından tutun, enerji verimliliğine, aydınlanmasından ısınmasına kadar bütün her şeyin yönetilmesi gerekir. Bu yapılamıyor.''

-''Merkez Bankası'na güveniyor, aldığı kararları doğru buluyorum''

Öngör, genel olarak bakıldığında Türkiye'nin gelecek dönemde yüzde 4-5 arasında bir büyüme potansiyelinin olduğunu belirterek, ''Uygulanan ekonomi politikalarını da doğru buluyorum. Merkez Bankası'nı da temkinli görüyorum ve bu beni rahatlatıyor. Merkez Bankası'na güveniyorum, aldığı bu kararları doğru buluyorum. Son faiz koridorunun daraltılmasını Merkez Bankası'nın çok iyi zamanladığını düşünüyorum. Çok temkinli olmak gerekiyor. Bu temkinli olma aşırı şekilde riskten uzaklaşma noktasına giderse o zaman da tamamen büyümeyi durduruyor. Kamu finansmanının dengeleri bozuluyor. Bütçe açığına kadar gidiyor. Dengeyi doğru tutturmak gerekiyor. Türkiye'nin yüzde 5 civarında bir büyümesinin bu dengeleri bozmayacağı kanaatindeyim'' şeklinde konuştu.

Yurt dışında ekonomik aktivitelerde olumlu gelişmelerin olması durumunda, Türkiye'nin daha da büyük bir yükselmeye gideceğini belirten Öngör, ''Önümüzdeki dönemde Türkiye'de bir kriz beklemiyorum. Fakat Türkiye'nin ekonomisi benim genel müdürlük yaptığım 1991-2000 yıllarına kıyasla çok daha güçlü, çok daha sağlam. Bankacılık sektörü çok daha güvenilir ve sağlam. Onun için Türkiye açısından çok büyük bir problem öngörmüyorum. Yurt dışındaki gelişmeleri de devamlı izlemek gerektiğini düşünüyorum'' dedi.

Öne Çıkanlar